30 Eylül 2024 Pazartesi

Gazetecilere polis saldırısı protesto edildi

Tutuklanan 16 Kürt gazeteciyle dayanışmak için Ankara'da yapılmak istenen açıklamaya polis saldırdı, iki gazeteci darp edilerek gözaltına alındı. Basın-İş'te yapılan açıklamada saldırıya tepki gösterilirken, gerçekleri haberleştirmekten vazgeçilmeyeceğini mesajı verildi. 

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu'nun (MKGP) Diyarbakır'da tutuklanan 16 gazeteci için Ankara'nın Ulus Meydanı'nda yapmak istediği açıklamaya polis saldırdı.

Açıklamanın yapılacağı alanı ablukaya alan polis, gazetecilerin geçişine izin vermezken, Mezopotamya Ajansı (MA) Ankara Büro Muhabiri Deniz Nazlım ve gazeteci Sibel Yükler, darp edilerek gözaltına alındı.

Polisin meydandaki ablukası uzun bir süre devam etti.

Saldırının ardından DFG ve MKGP, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın-İş) Ankara Temsilciliği'ne geçerek açıklama yaptı.

DEDE: GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR
DİSK Basın-İş Bölge Temsilcisi Turgut Dede, "25 yıl ön Özgür Ülke Gazetesi bombalandığında 'Bu ateş sizi de yakar' başlığıyla çıkmıştı ertesi günü. Bugün 1900'lü yıllardan 2000'li yıllara geldik değişen bir şeyin olmadığını devlet gözünde görmüş oluyoruz. Bugün bir açıklama yapacaktın tutuklanan arkadaşlarımız için. Bunun için izin almamıza gerek yok, anayasal hak ama biz yine de valiliğe bir ön yazı yazarak güvenliğin sağlanması amacıyla yazı gönderdik. Ama buna cevap alamadık ama alana geldiğimizde gazeteci arkadaşlarımızın alandan uzaklaştırıldığını gördük. Darp edilen, gözaltına alınan arkadaşlarımız oldu. Gazetecilik suç değildir" dedi.

PAKSOY: DARP EDİLEREK GÖZALTINA ALINDI
Ardından DFG adına konuşan Gazeteci Özgür Paksoy, polisin saldırısına dair şunları söyledi: "Arkadaşlarımıza saldırdılar, darp ettiler, işkenceyle gözaltına aldılar. Deniz Nazlım ve Sibel Yükler arkadaşımızı darp ederek gözaltına aldılar" dedi.

AYKOL: HABER YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Gazeteci Yazar Hüseyin Aykol da, özgür basın şehitlerini anarak, "Çok sayıda şehidimiz var. İnsan her birini hatırladıkça kendisini zor tutuyor. Buralara kadar geldik. Eğer bu iktidardan kurtulabilirsek bugün bize saldıran polisler de hesap vereceklerdir. Biz haber yapmaya devam edeceğiz" mesajını verdi. 

HATİMOĞULLARI: ÖZGÜR BASINLA MÜCADELEYE DEVAM
 HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları ise, gözaltına alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrısı yaptı. Hatımoğulları, "Oluşturmuş oldukları havuz medyayla bu rejimi inşa etmeyi planlarken, ilk el attıkları medya havuz medyası oldu. Bunun için de halkın kaynaklarını, Ziraat Bankası'nın kaynaklarını seferber ettiler. Onlar biat eden, kendi politikalarını tek gözle yazan basın istiyorlar. Ama özgür basın emekçileri topluma, vicdana karşı hissettikleri sorumlulukla toplumun vicdanına seslendiler, toplumun sesi, kulağı, gözü, kalbi, yüreği ve beyni oldular. Bizler onlara bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz. Özgür basın bizim onurumuz, gururumuzdur. Toplumun onuru ve gururudur. Özgür basın üzerindeki baskılar bitene dek onlarla ortak mücadelemiz devam edecek" ifadelerini kullandı.

TÜRKDOĞAN: GERÇEKLERİ BASINI DESTEKLEYEREK ÖĞRENECEĞİZ
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da, "Halkın haber alma hakkını yerine getiren özgür basın emekçisi arkadaşlarımızın gözaltına alınıp tutuklanması elbette ki kabul edilemez. Diyarbakır'da DFG'ye yaptığımız ziyarette bilgi almıştık. Bu ülkenin bir Anayasa'sı var ve basın araçlarına hiçbir şekilde el konulamaz. Ama arkadaşlarımızın haber yaptığı araç ve gerekçelerine el konuldu. Bir Anayasa ihlali gerçekleşti. Tutuklanmaları yasalara tamamen aykırı. Burada esasen halka duyurulması istenmeyen haberlerin önüne geçmek istiyorlar. Tutuklanan gazeteciler Türkiye'de yaşayan herkesin öğrenmek istediği gerçekleri yazan gazeteciler. O halde Türkiye'deki siyasi ve toplumsal muhalefetine de görev düşüyor. Gerçekleri özgür basını destekleyerek öğreneceğiz" dedi.

BOZGEYİK: ŞİDDET VE BASKI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
 KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, saldırının kabul edilemez olduğunu dile getirdi. AKP'nin tabanında giderek bir seçmen kaybı olduğunu kaydeden Bozgeyik, "Önümüzdeki dönemde yapılacak bir seçimde de haber alma hakkını engellemek için özgür basın emekçilerine yoğun bir baskı gerçekleştiriyor. Ekim ayında Meclis'de dezenformasyon yasası adı altında basın emekçilerini ve sosyal medya çalışanlarını daha fazla baskı altına almaya yönelik AKP-MHP alışması var. Zaten tüm haklarımıza dair hak ihlalleriyle karşı karşıyayız. Türkiye'de olağanüstü hal rejimi devam ediyor. Ankara'da bunun iki katıyla karşı karşıyayız. Şiddet ve baskı politikaları her geçen gün daha fazla artıyor" diye belirtti.

DEĞER: HABER ALMA HAKKINA SAHİP ÇIKALIM
MKGP adına konuşan Öznur Değer, elindeki fotoğraf makinasını göstererek, "Bu fotoğraf makinası sadece bizim mesleğimizi icra etiğimiz bir araç değil. Hakikatimizi yansıtan ve varlık gerekçemiz olan bir alet. Bu bize Kürdistan gazetesinin kurulduğu tarihten bu yana miras bırakılan bir makine. Bu bize Apê Musa'lardan, Gurbeteli Ersöz'lerden bırakılan bir miras. Biz bugün bize bırakılan bu mirasa, emanete sahip çıkmak için bir araya gelmek istedik. Ancak karşımızda öyle faşizan bir zihniyet vardı ki. Çetelerin orada basın açıklaması yapacağı iddiasıyla işkenceyle alandan uzaklaştırdık. Biz dayanışma beklemiyoruz. Gazetecilik mesleğine başta meslektaşlarımız olmak üzere, herkesi haber alma hakkına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Hep birlikte sahip çıkalım" dedi.

Açıklama "Özgür basın susturulamaz" sloganıyla son buldu.