23 Eylül 2024 Pazartesi

Fındıklı ve Hopa'da 1 Mayıs: Çayda kotaya, kontenjana son

Rize'nin Fındıklı ve Artvin'in Hopa ilçesinde yüzlerce kişi yürüyüş ve miting düzenleyerek, işçi ve emekçilerin birlik, mücadele, dayanışma günü 1 Mayıs'ı kutladı. Eylemlerde çayda kota ve kontenjan uygulamasının kaldırılması ve doğa talanına son verilmesi istendi. Hopa'da yapılan eylemde ise savaş ve işgal saldırılarına karşı mücadele çağrısı yapıldı.

Rize'nin Fındıklı, Artvin'in Hopa İlçesi'nde gerçekleştirilen 1 Mayıs mitinglerinde doğanın talanına, emeğin sömürüsüne karşı yüzlerce kişi buluştu.

Fındıklı'da Tahiroğlu Köprüsü'nde bir araya gelen 500'ü aşkın kişi, çay üreticilerinin taleplerinin görmezden gelinmesine tepki gösterdi. İlçe Meydanı'na kadar süren yürüyüşte, "Çayda kotaya, kontenjana son", "Çaykur halkındır satılamaz", "Dereler özgürdür özgür akacak", "Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın mücadelemiz", "Yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganları atıldı.

Türk-İş'e bağlı Belediye-İş Sendikası, DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası, EMEP, Halkevleri, Sol Parti'nin katıldığı miting ve yürüyüşte Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyeleri "Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sosyalizm" pankartıyla yer aldı.

Mitingde ortak açıklamayı Canan Özyılmaz okudu. 1 Mayıs'ın işçi sınıfı ve tüm ezilenlerin birlik, dayanışma, mücadele günü olduğunu hatırlatan Özyılmaz, 1 Mayıs'ın başka bir dünya yaratma, savaşsız, sömürüsüz bir dünya kurma özlemi olduğunu söyledi.

Ekonomik kriz, işsizlik, zamlar, pandemi nedeniyle insanca yaşamak bir yana, hayatta kalmanın bile her gün zorlaştığını vurgulayan Özyılmaz, "Bu düzenin çarkları, zengini daha zengin etmek, bankaların kasalarını doldurmak, şirketleri ihalelerle beslemek üzere kurulmuş. Bu düzenin çarkları sermayeye sömürecek ucuz emek, yağmalanacak doğa, talan edilecek kentler yaratmak üzere dönüyor. Halk işsizlikle, açlıkla, yoksullukla, borçlarla, salgınla mücadele ederken AKP iktidarı ülkenin tüm kaynaklarını, bir avuç patrona ve ayrıcalıklı zümreye aktarıyor" dedi.

Halk işe, ekmeğe, insanca bir yaşama olduğu kadar demokrasiye, adalete ve hukuka da aç olduğunu kaydeden Özyılmaz, "Bu düzen mağdur ettiği milyonları bölüp parçalayarak ayakta kalıyor. Bu düzenin kışkırttığı cinsiyetçilik, ırkçılık ve göçmen düşmanlığı, mezhepçilik ve savaş politikaları ülkemizin ve halkın geleceğini tehdit ediyor. Bu düzen böyle gitmez. Halkı yoksulluğa, açlığa, işsizliğe, borçluluğa ve güvencesizliğe mahkum eden bu düzen Türkiye'nin sırtında bir yüktür" diye konuştu.

Karadeniz'deki tarım politikaları, çayda uygulanan kontenjan ve kota sınırlamaları, çayda özelleştirmenin önünün açılmasını kabul etmediklerini vurgulayan Özyılmaz taleplerini şu şekilde sıraladı: "Üreticiye gübre ve yakıt desteği derhal verilmelidir. Özel sektörün düşük fiyattan çay alımının önüne geçilmeli, açıklanacak çay alım ücreti, yükselen enflasyon dikkate alınarak çay üreticisinin emeğini karşılayacak ve insanca yaşamasını sağlayacak oranda olmalıdır."

Özyılmaz, son olarak, "Biz işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, tüm sömürülenler, yoksullaşanlar ve ezilenler olarak, 84 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var" dedi.

'SAVAŞA İŞGALE HAYIR'
Artvin'in Hopa İlçesi'nde Çay fabrikası önünde toplanan kitle Metin Lokumcu Meydanı'na yürüdü.

HDP ve ESP üyelerinin de katıldı yürüyüşte, savaş ve işgal karşıtı sloganlar atıldı.

ESP üyeleri mitinge "Çaykur halkındır satılamaz. Yaşasın 1 Mayıs. Grev, işgal, direniş" pankartıyla katılırken, sık sık "Savaşa, işgale hayır" sloganını atarak, Karadeniz'den işgal girişimi saldırılarına yanıt verdi.

"Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek", "Savaşa, işgale hayır", "Zam, zulüm, işkence, işte AKP", "İsyan, devrim, özgürlük", "Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz" sloganlarıyla Metin Lokumcu Meydanı'na yürüyen kitleye KESK adına Zeliha Yıldırım seslendi.

Yıldırım konuşmasına, Amerika'da 1800'lerde direnen işçi sınıfını, '77 Taksim direnişçilerini, '99 yasaklı 1 Mayıs'ını özgürleştiren Mehmet Akif Dalcı'yı, Hopa direnişini yaratanları selamlayarak başladı.

Sefalet ücreti dayatmaları, sendika üyesi oldukları nedeniyle işten atma saldırısına karşı direnen işçileri hatırlatan Yıldırım, krizi kendilerinin yaratmadığını, bedelini de ödemeyeceklerini söyledi, "Elektriğe, suya, peynire, sebzeye, meyveye gelen zamlarla artık yaşayamıyor ve geçinemiyoruz buna karşı hep birlikte ses çıkartalım ve zamlara karşı birlikte mücadele etmekten vazgeçmeyelim" çağrısında bulundu.

31 Mayıs 2011'de "Çayda sömürüye son, derelerimiz özgür aksın" diyen Metin Lokumcu'nun katledildiği meydanda toplanarak 1 Mayıs'ı kutladıklarını belirten Yıldırım, katillerden hesap soracaklarını ve adalet mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini vurguladı. Yıldırım, 1 Temmuz'da Trabzon Adliyesine Metin Lokumcu için adalet deme çağrısı yaptı.

GEZİ'DE ÖLÜMSÜZLEŞENLERE MÜCADELE SÖZÜ
Gezi davasında verilen karara tepki gösteren Yıldırım, "Karar hükümsüzdür, Gezi'yi hapsedemez, tutuklayamazsınız. Ali İsmail'e, Berkin'e, Ahmet Atakan'a, Abdullah Cömert'e Hasan Ferit Gedik'e Ethem Sarısülük'e, Mehmet Ayvalıtaş'a sözümüz var halkın iktidarını kurana kadar mücadele edeceğiz" diye konuştu.

Çayda kota ve kontenjan uygulamasına değinen Yıldırım, organik yaş çay fiyatının konvansiyonel yaş çayın iki katı olması gerektiğini söyledi, artan gübre fiyatları, düşük taban fiyatını hatırlattı. Yıldırım, "Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'ne hazırlatılan, özel sektörü koruyan ve üreticiden saklanan yaş çay yasa tasarısı geri çekilerek üreticilerle yeniden hazırlanmalıdır. Çayda kota ve kontenjan uygulamaları kaldırılmalıdır. Mevsimlik işçiler kadroya alınmalıdır. Toprak sağlığı ve verimliliği çalışması yapılarak, organik çay üreticilerinin çay sertifikaları çıkarılmalıdır" şeklinde taleplerini sıraladı.

'GEZİ DİRENİŞ SEMBOLÜDÜR'
Tertip Komitesi adına da Handan Ustabaş konuşma yaptı. Gezi davasında verilen karara değinen Ustabaş, "Gezi bu ülkenin yüz akıdır, direniş sembolüdür. Geleceğimize sahip çıkma iradesidir. Bu karanlık gidecek, Gezi kalacak. Gezi'yi dün savunduk, bugün savunuyoruz, yarın da savunacağız. AKP ve yargısı özgürlük mücadelemize engel olamayacak. Gezi ruhunu hapsedemeyecekler! Ne Taksim yasağı, ne verilen cezalar gidişlerini engellemeye yetmeyecek, gidecekler" sözleriyle konuşmasına başladı.

Emek sömürüsü, doğa talanı, yoksulluk, emperyalist savaş ve işgal saldırıları, şovenizm, cinsiyetçi, ırkçı saldırılara değinen Ustabaş, "Savaş ve işgallerle ekmeğimizi küçültüyor, işsizliğimizi büyütüyor, talanların yolunu açıyorlar. Barış imkanını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Kürt sorununu çözümsüz kılarak toplumsal gerginliklerden nemalanmak, rant elde etmek, kutuplaşma üzerinden iktidarlarını kalıcı kılmak istiyorlar" diye konuştu.

'BİRLEŞEREK DEĞİŞTİRECEĞİZ'
Birleşik mücadelenin önemine vurgu yapan Ustabaş şöyle konuştu: "Düşüncenin, ifade özgürlüğünün cezalandırılmadığı, savaşların olmadığı, sorunların barış ve diyalogla çözüldüğü, işkence ve kötü muamelenin yaşanmadığı bir ülke istiyoruz. Birleşerek ve ortak mücadele ile inşa edeceğiz!
"Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı, kimsenin cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği bir ülke istiyoruz. Birleşerek gerçekleştireceğiz!
"Çalışma hakkımızı ortadan kaldıran OHAL uygulamaları ve uygulayanları gidecek, birleşerek biz kazanacağız!
"Biz tüm sömürülenler, yoksullaşanlar, ezilenler olarak bu düzeni değiştirme, 84 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var. Birleşerek değiştireceğiz!"

Hopa'da gerçekleştirilen 1 Mayıs mitingi yerel sanatçılar Ufuk Yılmaz ve Tanju Topal'ın müzik  dinletisiyle sona erdi.