22 Eylül 2024 Pazar

ESP İzmir İl Örgütü 3 günlük açlık grevini sonlandırdı

ESP İzmir İl Örgütü, hapishanelerdeki tutsakların tecride karşı açlık grevine destek olmak amacıyla başlattığı 3 günlük açlık grevini sonlandırarak, "Tüm kamuoyunu duyarlı olmaya, bu onurlu mücadeleye destek vermeye çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İzmir İl Örgütü, İmralı başta olmak üzere hapishanelerde süren tecride karşı ve açlık grevlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirdiği açlık grevini 3'üncü gününde il binasında yapılan basın toplantısıyla sonlandırdı.

Açlık grevinin son gününde ESP il örgütüne Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir il örgütü, Barış Anneleri, Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) ziyarette bulundu.

ATAN: HALK BU SÜRECE DAHİL EDİLMELİ
ANYAKAY-DER Eşbaşkanı Mikail Atan, yıllardır ısrar edilen tecrit ve savaş politikalarının çözümsüzlüğü derinleştirdiğini vurguladı. Tecridin bir insanlık suçu olduğunu belirten Atan, "Cezaevlerinde devam eden açlık grevlerinin taleplerinin karşılanması noktasında Kürdistan'da iki koldan yürüyüş başlatıldı. Kürdistan'da başlayan yürüyüş ile birlikte tüm kentlerde halk bu sürece dahil edilmeli. Bu anlamda sizlerin başlattığı açlık grevi anlamlıdır. Umarım bu faşist zihniyet bu eylemleri görür ve tecridin son bulması noktasında adım atar" ifadelerini kullandı.

KILIÇ: HAPİSHANELERLE TOPLUMU ESİR ALMAYI AMAÇLIYORLAR
ESP İzmir İl Örgütü yöneticisi Hızır Ali Kılıç, hapishanelerde tutsakların açlık grevinin 68'inci gününde olduğuna işaret ederek, direnişi büyütmek için ESP olarak birçok kentte açlık grevi ve nöbet eylemleri gerçekleştirdiklerini söyledi.

Hapishanelerin kapitalist sistemin, faşizmin toplumu esir almayı amaçlayan kurumları olduğunu belirten Kılıç, "Devrimci mahpuslar ise direnen halkın öncüleri, evlatlarıdır. Tutsaklara saldırı aynı zamanda işçi sınıfının ve ezilen halkların kurtuluş programına, örgütlü mücadelesine saldırıdır. İki gün önce İzmir'de tutsaklarla dayanışma içinde olan dört arkadaşımızın tutuklanmasının sebebi de budur" dedi.

Hapishanelerde yüzlerce ağır hasta tutsağın ölüme terk edildiğini, ATK'nın tutsak ölümlerinin doğrudan sorumlusu olduğunu vurgulayan Kılıç, İdare ve Gözlem Kurulları'nın ise itirafçılaştırılamayan tutsakların infazlarını yaktığını dile getirdi.

'ÖZGÜRLÜK ANCAK FAŞİZMİN YIKILMASIYLA MÜMKÜN'
AKP-MHP iktidarının yönetme biçiminin yeni hapishaneler açmak olduğunu belirten Kılıç, "İktidarın beslendiği siyaset; halklara, emekçilere yıkım, sermayeye rant siyasetidir. Kürt sorunu bu coğrafyanın başat sorunudur. Sermaye devleti çözümsüzlükten beslenmektedir. Emekçi sınıflar ırkçı, milliyetçi, dinci siyasetle esir alınmaktadır. Kürt düşmanlığı tüm kirli politikaların örtüsü haline getirilmiş durumdadır" dedi.

Demokrasi ve özgürlüğün ancak faşizmin yıkılmasıyla mümkün olduğunu dile getiren Kılıç, Kürt sorununun bu mücadelenin merkezinde durduğunu, çözümün muhatabının Abdullah Öcalan olduğunu söyledi.

'ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ'NÜ SELAMLIYORUZ'
"Tecrit çözümsüzlüktür, tecrit insan hakları ihlalidir, tecrit savaştır, işgaldir, hukuksuzluktur. Tecrit, tüm emekçi halklar için açlıktır, yoksulluktur, hırsızlıktır, çete düzenidir" diyen Kılıç, tecride, işkenceye, hak gasplarına, infaz yakmalara karşı mücadelenin kesintisiz olarak sürdüğünü belirtti.

Kılıç, "Dün, Van ve Kars'tan başlatılan 'Özgürlük Yürüyüşü'nü selamlıyoruz. Bu yürüyüş, Kürt halkının kendi iradesine sahip çıkmasıdır. Ezilenlerin Sosyalist Partisi olarak özgürlük eylemlerini selamlıyoruz. Bulunduğumuz her yerde bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Tüm kamuoyunu duyarlı olmaya, bu onurlu mücadeleye destek vermeye çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.