22 Eylül 2024 Pazar

ESP Diyarbakır İl Örgütü: Çiçek Otlu'ya özgürlük

ESP Genel Başkanı Çiçek Otlu yarın tutuklu yargılandığı davanın duruşmasına katılacak. ESP Diyarbakır İl Örgütü yaptığı basın toplantısıyla genel başkanları Çiçek Otlu'ya özgürlük istedi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Diyarbakır İl Örgütü, genel başkanları Çiçek Otlu'nun yarın Çağlayan'daki istanbul Adliyesi 25 Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşması öncesi basıntoplantısı düzenledi.
 
Basın toplantısına HDP Miletvekilleri Saliha Aydeniz, Dersim Dağ, HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Filiz Buluttekin, DBP Diyarbakır İl Eş Başkanları Naşide Toprak ve İbrahim Çiçek, ESP Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Karakaya katıldı.
 
Basın açıklamasını okuyan ESP MYK üyesi Hatice Deniz Aktaş, "Genel Başkanımız Çiçek Otlu 22 Ağustos 2017'den beri tutuklu ve Sincan Hapishanesinde esaret altında tutulmaktadır. Genel Başkanımızın 25 Aralık saat 13.30da Çağlayan Adliyesi 25. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşması görülecek" dedi.
 
OTLU 'EŞİTLİK, KARDEŞLİK, KÜRT ULUSUNA ÖZGÜRLÜK' ŞİARINI REHBER EDİNDİ
 
Tamamen uydurma gerekçelerle Çiçek Otlu'nun tutuklandığını söyleyen Aktaş, "Genel başkanımız, Çiçek Otlu, yıllardır devrimci mücadele içerisinde yer almış, işçilerin, kadınların, ezilenlerin, gençliğin yanında olmuştur. Sosyalizmi ve ezilenlerin örgütlü mücadelesini kendisine yol edinmiş, fiili meşru mücadele yolundan ilerlemiş, işçi eylemlerinde, kadın eylemlerinde, Alevilerin hak alma mücadelesinde en ön saflarda yer almıştır" diye belirtti. Otlu'nun ESP'nin "Eşitlik, kardeşlik, Kürt ulusuna özgürlük" şiarını kendine rehber edindiğinin altını çizen Aktaş, genel başkanlarının inkarcı devlet aklına ve asimilasyoncu politikalara karşı durduğunu vurguladı.
 
Çiçek Otlu şahsında yargılanmak istenenin kadın özgürlük mücadelesi olduğunu ifade eden Aktaş, "Bu yargılamayla kadınların siyaset alanından uzaklaştırılması hedeflenmektedir. Tıpkı Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gülten Kışanak gibi" dedi.
 
'TUTUKLAMALAR SOSYALİSTLERİ TASFİYE ETMENİN PARÇASIDIR'
 
Aktaş, "Başkanımızın tutuklanması, partimizin kuruluşunu ilan edip faaliyete geçtiği 2010 yılından bu yana devlet güçleri tarafından kesintisizce sürdürülen bu topraklarda sosyalistleri tasfiye etme saldırısının bir parçasıdır" diye belirtti.
 
ESP Genel Başkanı Otlu ve ESP üyelerine dönük bu komplocu tutumların, siyasi iktidarın halklara ve ezilenlerin devrimci, yurtsever, antifaşist ve demokratik öncülerini, vekillerini ve  kurumlarını hedef alan devlet politikasının bir parçası olduğunu söyleyen Aktaş, "Saray rejiminin hedefinde olan yurtsever devrimcilerden biri de HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'dir. Tecrite karşı açlık grevinin 47. gününde olan Leyla Güven'in de 26 Aralık'ta duruşması var" diye hatırlattı.
 
'ÇİÇEK OTLU VE LEYLA GÜVEN'İ SAHİPLENELİM'
 
Aktaş açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı: "Halklarımızı, devrimci yurtsever siper yoldaşlarımızı ve dostlarımızı, Genel Başkanımız Çiçek Otlu'yu ve Leyla Güven'i sahiplenmeye, dayanışmaya ve duruşmalarına katılarak destekte bulunmaya davet ediyoruz. Yargılayanları yargılamak için, sesimizi, direnişimizi, gücümüzü birleştirelim!"
 
Aktaş'ın ardından söz alan HDP Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz "Neredeyse hergün yaşadığımız bir rutini bugün yine yaşıyoruz. Arkadaşlarımızın hukuksuz bir şekilde gözaltına alındığı ve bu sistemi yargıladığı gülerden geçiyoruz" dedi. Türkiye'nin açık bir cezaevine dönüştürüldüğünü söyleyen Aydeniz, "Bunun sebebi Türkiye'de oluşturulmak istenen tek adam sisteminin kurumsallaştırılmasıdır. Bu kurumsallaştırmaya giderken Saray iktidarına karşı, faşist ittifaka karşı söz söyleyen, siyaset yapan, demokratik gücünü gösteren, demokratik eylemsellikte bulunan herkese karşı cephe alınmıştır" dedi.
 
'BASKI POLİTİKALARI MÜCADELE İLE KAYBEDECEK'
 
Baskı, gözaltı ve tutuklama, katletme ve yok sayma ile tek adam sisteminin oluşturulmak istendiğini vurgulayan Aydeniz, "Bizde diyoruz ki; hem Çiçek Otlu şahsında, hem Leyla Güven şahsında, hem de tutuklu bulunan bütün arkadaşlarımız şahsında, Kürt halkının, demokrasi mücadelesi yürüten tüm kurumlarımızın ödediği bedel, görmediği hiçbir baskı kalmadı. Bundan dolayı biz bu baskıların, bu sindirmelerin bu yok saymaların mücadelemiz karşısında kaybedeceğini biliyoruz" diye konuştu