25 Eylül 2024 Çarşamba

ESP: Çözüm tek tek ölmekte değil, birleşmekte, örgütlenmekte ve kapitalizmi yıkmakta

Ezilenlerin Sosyalist Partisi, İstanbul Fatih'te ve Antalya'da yaşanan intiharlarla ilgili, İstanbul, Ankara ve İzmir'de açıklama yaptı. ESP üyeleri, "Siyanür değil; ekonomik kriz, açlık, işsizlik ve sömürü politikaları öldürüyor" dedi. ESP üyeleri emekçileri, örgütlenmeye çağrı yaparak, "Örgütlenelim, mücadele edelim, kapitalizmi yıkalım" dedi.

İSTANBUL

ESP üyeleri Kadıköy Süreyya Operası önünde "Siyanür değil; ekonomik kriz, açlık, işsizlik ve sömürü politikaları öldürüyor" açıklaması yaptı. ESP'liler açıklama öncesinde Kadıköy sokaklarında konuşma yaparak, işçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin çaresiz olmadığını dile getirdi. İnsanca bir yaşam için sosyalizm mücadelesine çağrı yapan ESP'liler daha sonra açıklamanın yapılacağı Süreyya Operası önüne geldi. 

"Siyanür değil; ekonomik kriz, açlık, işsizlik ve sömürü politikaları öldürüyor" pankartının taşındığı eylemde açıklamayı ESP PM Üyebi Mustafa Naci Toper okudu.

'KAPİTALİZM ÖLDÜRÜYOR'
Fatih'te yoksulluk nedeniyle, Antalya'da işsizlik nedeniyle yaşanan intiharları hatırlatan Toper, "Henüz birkaç gün önce Fatih’te 4 kişilik bir aile icra takibi verildiği için, evlerinin kirasını, bakkala veresiye borcunu ve elektrik faturalarını ödeyemediği için siyanürle yaşamına son verdi. Bugün de bir ailenin toplu intihar haberi düştü basına. Antalya'da aylardır maaşını alamayan, kirasını ödeyemeyen bir emekçi kendisiyle birlikte ailesinin de yaşamına son verdi. Bir erkek aynı zamanda ekonomik sorunlarını gerekçe göstererek eşini ve çocuklarını öldürdü" dedi. 

"İki farklı kent iki farklı aile, ama ölümlerin arkasında aynı neden var" diyen Toper şöyle devam etti: 

"Sömürü ve yoksulluk düzeni öldürüyor. Kapitalizm öldürüyor. Kapitalizm insanları çaresizliğe, açlığa ve yoksulluğa mahkum ediyor. Burjuvaların, patronların kasaları dolsun diye alınteri dökenlere umutsuzluk ve çaresizlik aşılanıyor. Bir tarafta milyonları bulan vergi borçları silinen sermaye sahipleri, diğer tarafta birkaç yüz liralık borcu ödemediği için yaşamına son veren emekçiler" dedi.

'YAŞANAN AYNI ZAMANDA KADIN CİNAYETİDİR'
Toper Antalya'daki olayın aynı zamanda erkek egemen şiddet olduğunu vurguladı, "Antalya'da yaşanan aynı zamanda bir kadın cinayetidir. Devletin ekonomi politikası yoksulluk ve erkek egemen şiddeti de koşulluyor" dedi.

'HEPSİ POLİTİK CİNAYET'
İntiharların hepsinin politik cinayet olduğuna dikkat çeken Toper şöyle devam etti: 

"Bunların hepsi politik cinayetlerdir. Bu cinayetlerin faili de çürüyen kapitalizm ve bu kapitalist düzeninin koruyucusu olan devlettir. Eğer bir patron borcunu ödeyemezse devlet ona kefil olur, borcu ertelenir, hatta affedilir. Ama bir işçi-emekçi borcunu ödeyemezse evi elinden alınır, maaşı haczedilir. Eğer bir patron enflasyondan zarar görürse devlet ona ucuz kredi verir. Ama hayat pahalılığı işçi-emekçiyi ezdiğinde ona 'Ya patlıcan, ya memleketin bekâsı' denir.

"Eğer bir patronun kârı azalırsa devlet hemen yardıma koşar, cebi bol bol teşvik ve hibe görür. Ama biz 'Geçinemiyoruz' dediğimizde çevik kuvvet yetişir ve sadece polisin kalkanını, copunu görürüz. 

Eğer onlar 'Ekonomi kötü gidiyor' derse, adı eleştiri, olur, haklı kaygı olur. Biz dediğimizdeyse vatan haini, terörist oluruz. Çünkü bu devlet bizim değil, bu hükümet bizim hükümetimiz değil. Devlet de, adalet de, refah da yoksulların değil, bir avuç zengin asalağındır."

'ÖLMEK İSTEMİYORSAK KAPİTALİST DÜZENİ YIKMAKTAN BAŞKA ŞANSIMIZ YOK'
Dünyanın bir çok ülkesinde yaşanan gösterileri hatırlatan Toper, örgütlü mücadeleye vurgu yaptı. Toper şöyle devam etti:

"Her birimizi tenhada tek yakalamaya alışmışlar. Bizi bireylere, ailelere bölmüşler. Örgütlerimizi dağıtmış, sendikalarmızı kısırlaştırmış yürüyüşlerimizi yasaklamış, seçme-seçilme haklarımızı bile elimizden almışlar.
Ancak bir şişe suyu bile sonuna kadar sıkıştıramazsınız. Ya kapak ya da şişe patlar.

"İşte Şili, işte Irak, işte Lübnan, işte Ekvador! Dünyanın her yerinde sınıf kardeşlerimiz artık kapitalist barbarlığın basıncı altında sıkışan hayatlarına isyan ediyorlar. Emekçi halklar, her şeye rağmen bir araya geliyor ve kendilerini şişenin içinde tutan kapakları, barikatları yıkıp geçiyorlar.

"Bizi hiçbir taviz, hiçbir reform, hiçbir vaat, hiçbir paket kurtaramaz. Çünkü yara içeridedir, düzenin kendisindedir. Kapitalizmin üretim ateşi sönmüş, sınırlı da olsa refah sağlama özelliği tamamen yitmiştir.

"Eğer toplu halde ölmek istemiyorsak toplu halde bu kapitalist düzeni yıkmaktan başka bir şansımız yoktur. Bu da sadece ve sadece sokağa çıkmakla olur, örgütlenmekle olur, devrim ile olur, sosyalizm ile olur."

'ÇÖZÜM TEK TEK ÖLMEKTE DEĞİL, BİRLEŞMEKTE VE ÖRGÜTLENMEKTE'
İşçileri, emekçileri, kadınları ve gençleri yaşama daha fazla sarılmaya çağıran ESP İstanbul İl Yöneticisi Mustafa Naci Toper, "Kendinizi değil, sizi öldüren kapitalizmi öldürün! Çözüm intihar etmekte değil bu düzeni değiştirmekte, onu yıkmakta. Çözüm tek tek ölmekte değil, birleşmekte ve örgütlenmekte. Gelin hep birlikte bu gidişe dur diyelim. Ölüm bizim değil, kapitalizmin kaderidir. Gelin hep birlikte yeni bir dünya vaat eden sosyalizme yürüyelim" dedi.

ANKARA VE İZMİR'DE DE EMEKÇİLERE ÇAĞRI YAPILDI
ESP üyeleri Ankara'nın Mamak ilçesindeki Ege Mahallesi'nde aynı açıklamayı yaptı. Halk pazarında konuşma yapan ESP'liler, emekçileri krize ve yoksulluğa karşı birleşmeye ve sömürüye karşı mücadele etmeye çağırdı.

İzmir Yamanlar'da da ESP üyeleri, krizin faturasının emekçilere, yoksullara ödetilmeye çalışıldığını söyleyerek halkı kapitalizmle karşı örgütlenmeye çağırdı.