1 Ekim 2024 Salı

Erdoğan'dan virüs önlemi: Eğlencelere ara verin

Partisinin İl Başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, Türkiye ekonomisini büyütmek istediklerini ama bunun engellemek isteyenler olduğunu ileri sürdü. Ekonomiden Lübnan'a, Doğu Akdeniz'den koronavirüse kadar pek çok konuya değinen Erdoğan'un hedefinde Kılıçdaroğlu, Gezi direnişi, Yunanistan ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron vardı. Fabrikalarda artan koronavirüs vakalarından bahsetmeyen Erdoğan, koronavirüse karşı önerisi "eğlencelere ara verin" oldu.

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Genel Merkez binasında yapılan il başkanları toplantısı sonrasında konuştu. 

TL'nin döviz karşısında değer kaybetmeye devam ettiği saatlerde açıklamalarda bulunan Erdoğan, ekonomideki krizin sorumlusunun CHP olduğunu ileri sürdü. Gezi direnişi kabusunu bu konuşmasında da yineleyen Erdoğan, "Gezi olaylarında milletin iradesine kast eden çapulculara meydanları boş bırakmadık ve onlar o çapulcuların arkasında ve anında yer aldılar" diye konuştu. 

Erdoğan, AKP'nin 19. kuruluş yıldönümü etkinlikleri öncesinde yaptığı konuşması hergün yaptığı konuşmalardan farklı olmadı. Döviz rezervleri tükenmiş Türkiye'nin ekonomisini büyüttüklerini ileri sürdü, 18 yıldır bulundukları iktidarda yapmadıkları her şey için CHP, Gülen Cemaati, Gezi direnişini sorumlu tuttu. Erdoğan konuşmasında dış politikada yayılmacı ve savaş dilini sürdürürken, koronavirüs önlemlerinde halka sorumluluk yükledi. Birçok fabrikada koronavirüs vakasında artış devam etmesine rağmen "Çarklar dönsün" diyerek üretimi durdurmayan Erdoğan, virüsün yayılmasından tatile gidenleri ve eğlenenleri sorumlu tuttu. Erdoğan, “Bu dönemde de eğlencelere ara verin” diye konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasının özetle şöyle:

'EKONOMİYİ BÜYÜTMEK İSTEDİK, KARŞIMIZDA CHP'Yİ BULDUK'
"Türkiye'yi dünyanın en ileri ülkelerinden birisi haline getirdik. Geçmişte taş üstünde taş koymaya çalıştıkça karşılarında sürekli olarak CHP zihniyetini bulmuştu. Biz de attığımız her adımda karşımızda ilk önce CHP'yi bulduk. Başörtüsü, kılık kıyafet üzerindeki antidemokratik kısıtlamaları kaldırmak istedik, karşımızda yasakçı CHP'yi bulduk.

Ekonomimizi büyütmek istedik, karşımızda yine CHP'yi bulduk ama onlara rağmen biz bunları bulduk, yapmaya devam ettik ve ediyoruz. Şimdiye kadar ne yaptıysak neyi başardıysak CHP'nin takoz ve gerilim siyasetine rağmen başardık. Gezi olaylarında milletin iradesine kast eden çapulculara meydanları boş bırakmadık ve onlar o çapulcuların arkasında ve anında yer aldılar.

17-25 Aralık'ta hükümetimize saldıran alçaklara, 15 Temmuz'da bağımsızlığımıza hamle yapan FETÖ'cü teröristlere boyun eğmedik.

Dünyanın dört bir yanında ay yıldızlı bayrağımızı gururla dalgalandırdık, FETÖ paçavraları önünde sabahlara kadar nöbet tutanlar 15 Temmuz gecesi tankların arasından kaçıp belediyelerine sığınanlar her defasında kaybettiler karşılarında bizi buldular.

'HİZMET SANCAĞINI YUKARILARA TAŞIMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
19 yıl önce çıktığımız bu yolda alnımız ak başımız dik bir şekilde yürümeyi sürdürüyoruz.

19 yıldır olduğu gibi Allah ömür, milletimiz de destek verdikçe Türkiye'ye hizmet sancağını daha yukarılara taşımaya devam edeceğiz.

ERDOĞAN İCRAATLARINI SIRALADI 
Son toplantımızdan bu yana çalışmalarımızı açılış kabul ziyaret ve programlarımızı yoğun bir şekilde devam ettirdik. 1 Temmuz'da Astana formatındaki toplantılarımızın devamını video konferans yolu ile gerçekleştirdik. Ardından bölgesel meselelerimizi ele almak üzere Katar'a günü birlik bir ziyaret gerçekleştirdik. Yine bu dönemde pek çok liderle telefon diplomasisi yürüttük nitekim bugün de Sayın Merkel ile bir görüşmem olacak.

CHP Genel Başkanı 15 Temmuz'da milletin gururuna ortak olmak yerine yine kışkırtma ve yalan siyasetiyle bunu örtmeye çalıştı. Aradan 4 yıl geçmesine rağmen o gece darbecilerin kendisine neden yol verdiğini hala açıklayamadı. CHP Genel Başkanı o geceye ait karanlık noktaları aydınlatmak varken, tüm enerjisini darbeci hainleri aklamak için harcadı.

CHP Genel Başkanı ne kadar kaçarsa kaçsın eninde sonunda bu gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Geçtiğimiz Aralık ayında TOGG'u tanıtarak örnek modelleri kamuoyu ile paylaştık, 18 Temmuz'da ise otomobillerimizin üretim tesislerimizi temel atma törenini de gerçekleştirdik. 86 senelik uzun bir taassürün ardından Ayasofya Kebir Camii'ni yeniden ibadete açtık.

Türk siyasetine ilk defa bizim kazandırdığımız bir geleneği devam ettirdik, Cumhurbaşkanlığı sisteminin 2. Yılında değerlendirme toplantımızı yaptık. Böylece AK Parti'nin eser siyasetinin ve Cumhurbaşkanlığı sisteminin ülkemize kazandırdıklarını görmüş olduk.

Bayram sonrasında dost ve kardeş ülke Lübnan'dan gelen acı haberle yüreklerimiz dağlandı. Beyrut Limanı'nda meydana gelen patlama ve bunun sonrasında AFAD, TİKA, Kızılay ve Sağlık Bakanlığı'mızı seferber ettik. STK'larımız aynı şekilde gittiler ve gerekli olan oradaki ihtiyaçları yerinde tespit ettiler. STK'lar ülkemizin dostluk eli olarak hemen Lübnanlı kardeşlerimize yardıma koştular. Cumhurbaşkanı Yardımcımızı ve Dışişleri Bakanımızı Beyrut'a göndererek bu zor günlerde yanlarında olduğumuzu gösterdik.

ERDOĞAN MEZHEP FARKLILIĞINA VURGU YAPTI
Macron filan bunların derdi tekrar sömürgeci yapıyı ayağa kaldırmak, biz insani ve İslami görevimizi yerine getirdik, getiriyoruz. Biz yaratılanı yaratandan sevdik. Ama maalesef bu mezhep tassubundan kurtulamayan İslam dünyasında nice ülkelerimiz var. Gerek Lübnan makamları gerekse Lübnan halkı tarafından heyetimize gösterilen hüsn-ü kabul bunun en güzel karşılığıydı.

Türkiye hiçbir ayrım çıkar ve hesap yapmadan Lübnan halkının yanında olmaya devam edecektir.

'BÖLGEMİZİ KARDEŞ KAVGASINA SÜRÜKLEMEYE ÇALIŞANLAR RAHATSIZ OLUYOR'
Türkiye'nin dış siyasette daha aktif daha kararlı bir tavır takınması elbette birilerini rahatsız etmektedir. Bölgemizi kardeş kavgasına sürüklemeye çalışanlar Türkiye'nin politikalarından rahatsız oluyorlar. Ülkemizi enerji rekabetinin dışında bırakmak isteyenler bundan da rahatsız oluyorlar, bizim dik duruşumuzdan rahatsız oluyorlar.

CHP'li kimi siyasetçiler böyle bir milli meselede dahi devletimize destek vermek yerine Yunan medyasının ağızla konuşmaktadırlar.

'ORUÇ REİS'IN ÇALIŞMALARI KITA SAHANLIĞI İÇİNDE'
Doğu Akdeniz'de Türkiye bugüne kadar ne yaptıysa meşruiyet temelinde ve Libya ile olan mutabakat çerçevesinde yapmıştır. Rum kesimi 2003 yılından beri adayı adeta tapulu malı gibi görüyor hiçbir hakkı olmadığı adanın deniz yetki alanlarında petrol, doğal gaz arama faaliyetlerinde bulunmaya yönelik imtiyaz hakkı veriyor.

Biz daha önce defalarca böyle bir oyuna asla gelmeyeceğimiz ilan ettik, hiçbir yabancı şirket ya da geminin deniz yetki alanlarımızda arama faaliyetlerinde bulunamayacağını söyledik. Kimse kendini dev aynasında görmemeli çok açık net konuşuyorum, şov peşinde de koşmamalı. Bizim kimsenin hakkında gözümüz yok, hiçbir ülkeye de hakkımızı yedirmeyiz.

Oruç Reis'in pazartesi başlattığı çalışma Türkiye'nin BM'ye bildirdiği kıta sahanlığı içerisindedir. Bu saha TP'ye verdiğimiz ruhsat sahalarında yer alıyor biz ruhsatları resmi gazetede yayımlayarak kendi kamuoyumuzla hem de dünya ile paylaştık. Oruç Reis gemimiz bölgede 23 Ağustos'a kadar sismik araştırma faaliyetlerini yürütecektir. Türk kıyılarına 2 kilometre burası çok önemli, Türk kıyılarına 2 kilometre Yunan anakarasına ise 580 kilometre uzaklıktaki Meis adası üzerinden deniz yetki, alanı talep etmek akılla ve sağduyu ile izah edilemez. 10 kilometrekarelik bir adanın 40 bin kilometre karelik bir deniz yetki alanı olduğunu iddia etmek komik ve temelsizdir.

Buradan AB'yi de uyarıyorum AB olarak üyeniz olan bir ülkenin AB hukukuna göre azınlıkların haklarını koruyor mu korumuyor mu? Biz sadece adalet istiyoruz, hakkaniyet istiyoruz. Soydaşlarımızın hukukunu korumak da bizim görevimizdir.

'EĞLENCELERE ARA VERİN'
Koronavirüs salgını hayatımızda pek çok şeyi kökten değiştirdi. Tamam diye sloganlaştırdığımız temizlik, maske ve mesafe üçlüsünü tüm milletimden özellikle korumalarını ve bunu sahiplenmelerini istiyoruz. Kim ki bu noktada hastane odalarına düşer vefat ederse bunlar bizi yaralar, ama bu üçlüye sahip çıkarsak ben inanıyorum ki biz çok daha az dertli hale geliriz. Temizlik büyük önem arz ediyor, maske aynı şekilde ve bunu takmalıyız. Bakıyorsunuz maskeyi taktığını söyleyen maskeyi çenesinin altına koymuş bu olmaz, bunları dikkatle uygulamamız lazım. Hastanelerimiz yeteri sayıda hatta dünyaya göre çok daha fazla bir konumdayız ve böyle olduğuna göre bizler burada maskeye mesafeye ve temizliğe dikkat edeceğiz ki öbür tarafta zaten hastanelerimiz en modern anlamda var hamdolsun doktorlarımız büyük çabalarla büyük gayretler sarf ettiler ediyorlar. Ama halkımız da bizi anlasın, yani toplu yerlerdeki birçok yapılan eğlenceler şunlar bunlar vesaire ara verin ya bu dönemde de eğlencelere ara verin. Hastane yataklarında komada yatmaktansa eğlenceye ara vermek daha evladır bunları yapmayalım aileleri üzmeyelim ve bunun için tedbirle hareket edelim.