22 Eylül 2024 Pazar

Eğitim Sen: Eğitimde piyasalaştırma uygulamaları sürüyor

2023/24 eğitim-öğretim yılının ilk yarısına ilişkin raporunu paylaşan Eğitim Sen, piyasalaştırılan, milliyetçiliğin, ayrımcılığın, sömürünün esas alındığı eğitim sistemine karşı kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadeleyi sürdüreceğini vurguladı.

Eğitim Sen, 2023/2024 eğitim-öğretim yılının birinci yarısına ilişkin raporunu Ankara'da bulunan genel merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı.

Raporu okuyan Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Türkiye'de ağır çalışma koşullarında görevini yapan eğitim emekçilerinin yaşama koşullarının giderek ağırlaştığını ancak boş kadro olmasına rağmen eğitim kurumlarına memur alımı yapılmadığını söyledi. Bu durumun okullarda "dışarıdan hizmet satın alma" yöntemiyle taşeronlaşmanın artmasına sebep olduğunu belirten Irmak, eğitimde yaşanan sorunların her yıl katlanarak arttığını, ancak Milli Eğitim Bakanlığı'nın kalıcı çözümler üretmediğini söyledi.

Türkiye'de çocukların okula aç gittiğini, eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamadığını ifade eden Irmak, yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere, kız çocuklarının ve kırsal kesimde yaşayan çocukların eğitime erişiminde sorunlar yaşanmaya devam ettiğini vurguladı.

"2023/24 eğitim öğretim yılının ilk yarısı bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizliklerin derinleştiği, çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamaması, eğitime erişimde yaşanan sorunlar ve anadilinde eğitim gibi en temel sorunların varlığını sürdürdüğü bir dönem olmuştur" diyen Irmak, 6 Şubat depremleriyle bölgede eğitim öğretimde yaşanan sorunların ağırlaştığını, çok sayıda okulun yıkıldığını ya da hasar gördüğünü, öğrencilerin bu durumdan olumsuz etkilendiğini vurguladı.

"Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımlar, okul öncesi eğitimden başlayarak eğitimin bütün kademelerinde Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ÇEDES benzeri proje ve protokoller, başta öğrencilerimiz olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilemeyi sürdürmektedir" diyen Irmak 2023/24 eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitimde ticarileşme ve eğitimi dinselleştirme uygulamalarının tüm hızıyla sürdüğünü ifade etti.

"MEB'in eğitim hakkı ve eğitime erişimde benimsediği piyasacı, rekabetçi ve ayrıştırıcı eğitim politikaları artarak devam etmekte, kamu kaynakları çeşitli teşvikler üzerinden özel okullara aktarılmaktadır" diyen Irmak, Türkiye'de özel öğretimin payı 2002'de yüzde 1,9'ken, 2023'te yüzde 9,3'e yükseldiğini aktardı.

Kalıcı yaz saati uygulaması nedeniyle milyonlarca öğrencinin zifiri karanlıkta okula gitmek, akşam geç saatlerinde eve dönmek zorunda bırakıldığını dile getiren Irmak, "'4 gün iş, bir gün okul' sloganıyla patronlara ucuz iş gücü kaynağı olarak sunulan meslek lisesi öğrencileri Mesleki Eğitim Merkezleri'nde (MESEM) çocuklarımız can güvenliği olmadan çalıştırılmaktadır" dedi.

Öğretmen açıkları, mülakata ve arşiv araştırmasına dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürdüğünü ifade eden Irmak, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile "eşit işe eşit ücret" ilkesine aykırı adımlar atıldığını vurguladı.

Irmak, şöyle devam etti: "Ülkedeki etnik, dilsel, kültürel çeşitlilik ve inanç çeşitliliği, eğitim programlarında ve ders kitaplarında neredeyse hiç yansıtılmamaktadır. Eğitim sisteminde ve toplumsal yaşamda benimsenen tekçi anlayış, farklı inanç, dil, kimlik ve mezhepleri yok saymayı, onları ve taleplerini görmezden gelmeyi ısrarla sürdürmektedir. Türkiye'nin kamusal, laik, bilimsel eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusundaki olumsuz sicilinde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Türkiye'de çeşitli nedenlerle eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajları günden güne artarak devam etmektedir."

Irmak, "Eğitim sisteminde yaşanan sorunların ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda yaşanan gelişmelerden ayrı ve bağımsız olmadığı açıktır. Eğitim Sen, her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin ve laikliğin değil, milliyetçiliğin, ayrımcılığın ve inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminde kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelesini kesintisiz sürdürmeye kararlıdır" dedi.