Ege Bölgesi'nde bir yılda 28 bin 36 hak ihlali yaşandı

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Ege Bölgesi'nin Şubat ayı hak ihlalleri raporunu dernek binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Yerel ve ulusal basın taramaları, kişilerin ve ailelerinin bizzat yaptığı başvurular, hapishanedeki mahpusların gönderdiği mektuplardan baz alınarak hazırlanan raporda gözaltı, tutuklama, kadın ve çocuklara yönelik şiddet, çalışma yaşamına dair hak ihlalleri, mültecilerin yaşadığı hak ihlalleri, hapishanelerde tespit edilen sorunlar ve çevre tahribatına yönelik rakamlar açıklandı. Belirlenen toplam hak ihlali sayısı 28 bin 36.

 

Rapora göre, 1190 gözaltı, 149 tutuklama, 7 gözaltı sırasında kötü muamele, 18 ajanlık dayatması, olmak üzere gözaltı ve tutuklama sırasında 1558 hak ihlalin yaşandı. 55 kadının erkek cinayetinde yaşamının yitirdiğinin açıklandığı raporda 52 kadının darp edildiği, 43 kadının fiziksel ve sözlü tacize ve tehdide maruz bırakıldığı, 4 kadının tecavüze uğradığı, 97 çocuğun cinsel tacize maruz kaldığı, 12 çocuğun öldürüldüğü belirtildi.

 

Yine rapora göre 308 işçinin iş kazası geçirdi, 2 bin 28 işçinin işten çıkarıldı, 640 işçi ihraç edildi, maaş alamama dolayısıyla 271 eylem yapıldı, 759 işçi gıda zehirlenmesi yaşadı, 7 işçi sosyal medya paylaşımı nedeniyle işten çıkarıldı, maaş alamama gerekçesiyle 2 işçi intihar etti, 5 grev kararı alındı. 7'si çocuk 82 mültecinin Ege Denizi'ni geçmeye çalışırken yaşamını öldüğünün bilgisinin verildiği raporda 20 bin 821 mültecinin geçiş sırasında engellendiği, 324 mültecinin sınır dışı edildiği, 26 mülteciden haber alınamadığı 53 mültecinin ırkçı saldırıya maruz kaldığı belirtildi. Hapishanelerdeki duruma dair da rakamların verildiği raporda 24 açlık grevi ile 42 tedavi engelinin yaşandı, 16 kitap dergi engeli, 24 darp , 25 sürgün ve 17 işkence ve keyfi uygulama gerçekleşti. Hapishanelerdeki toplam hak ihlali ise 309.

 

Raporla ilgili değerlendirmede bulunan İHD İzmir Şube Yöneticisi Deniz Bayrak, insan hakları ve demokratik kazanımların tamamen yok edilmeye doğru gittiği bir süreçten geçildiğini belirterek “19 Temmuz 2018, OHAL kaldırıldı. OHAL dönemlerinde demokrasi ve insan haklarının yok sayıldığı, yargının siyasetin etkisinde kalarak adaleti yaraladığı ve tüm bunların sonucu olarak tamamen güvenliği temel alan bir yaklaşım gösterildiğini biliyoruz, OHAL sonrasında ise olumsuzluklarda herhangi bir değişiklik olmamış, deyim yerindeyse OHAL kalıcılaştırılmaya çalışılmıştır” dedi.

 

Düşünce ve ifade özgürlüğünün baskılandığı ve giderek korku iklimi oluşturularak yok edildiği bir yıl yaşandığını dile getiren Bayrak şunları söyledi "Bu durum ülkeyi bir açıkhava hapishanesine dönüştürmüştür. Geçtiğimiz yılda ifade ve örgütlenme hakkı üzerinde yoğun hak ihlallerinin yaşandığını biliyoruz. Halen hapishanelerde birçok gazeteci ve siyasetçi vardır. Böyle bir ortamda yerel yönetimler seçimine girilecektir. Bu tutum, durum ve ortamın değişmemesi durumunda seçimin güvenirliği sorgulanır olacaktır. Biran önce bu tutumdan vazgeçilmeli ve demokratik ortam sağlanmalıdır. Bu ortamın sağlanabilmesi için çatışmacı ve savaşçı bakış açısından uzaklaşılmalı, barışçıl bir dil ve bakış açısına geçilmelidir."