22 Eylül 2024 Pazar

Diyarbakır'da Ömer Öner ve Nuri Dayan için adalet istendi

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, 14 Ocak 1994'te Diyarbakır'da kaybedilen Ömer Öner ve Nuri Dayan'ın hikayesini kamuoyuyla paylaşarak, gerçeklerin açığa çıkarılmasını ve adaletin sağlanmasını istedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eyleminin 780. haftasını Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi.

Eyleme kayıp yakınları, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı. Eylemde, gözaltında kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı.

YILMAZ: DİNK CİNAYETİ SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE İŞLENDİ
İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, 30 yıla yakın süredir bu mücadeleyi yürüttüklerini belirterek, "17 yıl önce, devlet geleneği olan bir cinayetle Hrant Dink aramızdan ayrıldı. Bu cinayet, birkaç kişinin planladığı bir cinayet değil. Sistematik bir şekilde, Hrant Dink'in düşünceleri nedeniyle yargılamasıyla başlayan, hedef gösterilmesi ve cinayetin işlenmesiyle sonuçlanan bir süreç oldu" dedi.

'AKŞENER'İN AÇIKLAMALARI İTİRAFTIR'
Bu cinayetlerin tekrarlanması için bu cinayetlerin tüm siyasi sorumlularının yargılanması gerektiğini ifade eden Yılmaz, Meral Akşener'in "mertçe cinayetler" açıklamasının bir suç itirafı olduğunun altını çizdi. Yılmaz, "Dönemin İçişleri Bakanlarından biri olan siyasi parti genel başkanının bu beyanı bir itiraftır. Özellikle Kürtlere, muhaliflere yönelik işlenen cinayetlerin bir övünç kaynağı olarak görüldüğü, bu itirafla bir kez daha ortaya çıkmıştır" dedi.

'ÖNER VE DAYAN'DAN 14 OCAK 1994'TEN BU YANA HABER ALINAMADI'
Berfin Elçi, Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde 14 Ocak 1994'te gözaltında kaybedilen Ömer Öner ve Nuri Dayan'ın hikayesini kamuoyuyla paylaştı.

Ömer Öner'in Aktepe köyünde çiftçilik ve hayvancılıkla uğraştığını ve 14 Ocak'ta arkadaşı Nuri Dayan'la kaybolan hayvanlarını aramaya çıktığını belirten Elçi, Öner ve Dayan'ın son olarak Kuği ve Pire köyleri arasında görüldüğünü, her iki köy halkının koruculuk yaptığını ve Hizbullahçı olduğunu ifade etti. Bu olaydan önce Çınar karakoluna bağlı askerlerin Ömer Öner'in evine sürekli baskın yaptığını ve tehdit ettiğini ifade eden Elçi, Öner kaybedildikten sonra da baskınların sürdüğünü ifade etti.

'TRAKTÖR KURŞUNLANMIŞ HALDE BULUNDU'
Elçi, şöyle devam etti: "Olaydan yaklaşık 6 -7 ay sonra Diyarbakır merkeze bağlı Tavuklu köyünde köylüler terk edilmiş bir traktör bulur. Traktör kurşunlanmış ve motoru sökülmüş haldedir.  Bu olay zaten devlet tarafından baskı altında olan ve sık sık gözaltına alınan Ömer Öner'in öldürüldüğü fikrini güçlendirir. Öner ve Dayan aileleri askerlerin süren yoğun baskısı nedeniyle her hangi bir kuruma resmi başvuruda bulunmaz. Kendi çabaları ile çevre köylere haber salarak bilgi edinmeye çalışan aileler, Ömer Öner ve Nuri Dayan'dan bir daha haber almaz."

'HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ'
Ömer Öner'in eşi Nezire Baran ise, 30 yıldır kayıp olan eşinin acısını hiç unutmadığını ifade ederek, tek talebinin eşi için bir mezar yeri olduğunu söyledi. Baran, "Bunu yapanlara hakkımızı helal etmiyoruz. Eşim kaybedildiğinde, 3 küçük çocuğumla kaldım. Devlet her gün evimi basıyordu. Hem eşimi kaybettirdiler hem de gelip eşin nerede diye soruyorlardı. Her gün aynı baskın ve zulmü yapıyorlardı. Köyden ayrılıp, Diyarbakır'a yerleşmek zorunda kaldım. Biz var oldukça bu mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.