Diyarbakır'da Hüseyin Aydemir'in akıbeti soruldu
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları 19 Ekim 1995'te Fehmi Tosun'la birlikte gözaltına alınıp kaybedilen Hüseyin Aydemir'in akıbetini sordu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, 767'nci hafta eylemleri için Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları taşınan eylemde basın açıklamasını Berfin Elçi okudu.
19 Ekim 1995'te İstanbul'da gözaltında kaybedilen Hüseyin Aydemir'in hikayesini kamuoyuyla paylaşan Elçi, 34 yaşındaki Aydemir'in Lice'nin Yaprak köyünde yaşadığı, köy yakmalar ve koruculuk dayatmaları ve gıda ambargoları nedeniyle İstanbul'a göç etmek zorunda kaldığını aktardı.
Lice'de Aydemir'in evinin de sık sık basıldığını ifade eden Elçi, "Ev baskınlarını yapan askerler gelip teslim olmaması halinde Aydemiri buldukları yerde öldürüp ölüsünü panzerle sürükleyerek teşhir edecekleri yönünde Aydemir'in ailesini tehdit ediyordu" dedi. Aydemir'in aile üyelerinin de gözaltına alınarak işkence gördüğünü belirten Elçi, Aydemir'in önce Adana'ya, sonra İstanbul'a taşındığını aktardı.
19 Ekim 1995'te Aydemir'in yakın arkadaşı Fehmi Tosun'un evine gittiğini ve kahvaltı ettikten sonra beraber evden çıktıklarını anlatan Elçi, şöyle devam etti: "Aksaray'da yolda yürürken yanlarına beyaz renkli iki araç yaklaşarak onları zorla araca bindirildiler. Onların Aksaray'da sivil polisler tarafından gözaltına alındıklarını öğrenen aileleri tüm yasal yollara başvurdu. Her yerde oğullarını arayan aile Aydemir'in polisler tarafından Ankara'ya götürüldüğünü, Ankara emniyetindeyken de askeri yetkililere teslim edildiği bilgisine ulaştı. Ancak ailenin yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı."
Aydemir ve Tosun'un gözaltına alındığının inkar edildiğini ve etkin bir soruşturma yürütülmediğini ifade eden Elçi, "767'nci haftamızda Aydemir'in akıbetinin açığa çıkartılması ve işlenen bu insanlığa karşı suçun, şüphelilerinin tespit edilerek, haklarında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi talebimizi yineliyoruz" dedi.
Açıklama, oturma eylemi ile son buldu.