Diyarbakır'da gözaltına alınan kadınlara çıplak arama dayatması
Diyarbakır'da 16 Mart'ta gözaltına alınan kadınların ev baskınlarında ve nezarette maruz kaldığı hak ihlallerine ilişkin düzenlenen basın açıklamasında, "Mücadelemizden ve birbirimizden vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Diyarbakır'da 16 Mart'ta gözaltına alınan 24 kadından 11'inin tutuklanmasının ardından gözaltı ve tutuklama sürecine dair Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'ne yapılan başvurular, hapishanede yapılan müvekkil görüşmeleriyle tespit edilen hak ihlallerine ilişkin İHD Diyarbakır Şubesi'nde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya ağ bileşenleri katılırken, basın metnini Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı adına İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Derya Yıldırım okudu.
'ÇOCUKLAR ÖZELLİKLE UYANDIRILDI'
Yıldırım, gözaltı işleminin sendikal faaliyetler ve kadınlara yönelik ihlallere karşı yapılan eylem ve etkinlikler gerekçesiyle yapıldığını söyledi. Gözaltına alınan kadınların daha önce de aynı gerekçelerle alındığını belirten Yıldırım, "Daha önce alındıkları gözaltılarda da ifade alma işlemleri aynıydı. Yapılan ev baskınlarının tamamında hiçbir şekilde gözaltı gerekçesi belirtilmedi. Uyuyan çocuklar uyandırılmıştır ve bazı evler bilerek dağıtılmıştır. Yine ev araması sonlandığında gözaltına alınan kadınların giyinmesi esnasında kolluk görevlileri yatak odasından çıkmamıştır ve bu şekilde giyinmelerine izin verilmiştir" dedi.
Yıldırım, kadınlara dönük gözaltında yapılan hak ihlallerini şu şekilde sıraladı:
🔹 Gözaltına alınan kadınların rızası alınmadan ve gerekçesi söylenmeden kan alma işlemi yapılmış ve alınan kanlar kolluk görevlilerine teslim edilmiştir.
🔹 Gözaltı boyunca tekli hücrelerde bırakılmışlardır. Nezarethaneler kirli, aşırı tozlu olmasına ve gözaltında bulunanlar talep etmesine rağmen kapıları asla açılmamıştır.
🔹 Bir gün içerisinde sadece her öğün gelen yemekle beraber 0.5 litrelik su verilmiştir. İlaç kullananlara ayrıca su verilmemiş su talebi halinde lavabolardan su içilebileceği söylenmiştir.
🔹 Yemekler genel olarak yağı donmuş vaziyette, soğuk ve hijyenden uzak bir şekilde verilmiştir. Yine gözaltında bulunan bir kadın yemeklerden dolayı rahatsızlanmıştır.
🔹'Görüşmeniz var' gerekçesiyle nezaretlerden çıkarılan kadınlara daha sonra avukat olmadan mülakat yapılmak istenmiş ve psikolojik baskı uygulanmıştır.
🔹 Ortak lavabolar kullanılamayacak kadar kirli durumda olmasına rağmen, gün içinde verilen yemeklerin çöpleri ile başka çöpler sürekli lavaboların kapısında ve koridorlarda bekletilmiştir. Temizlenmesi talep edilmişse de muhatap bulunamamıştır.
🔹 Tuvalete gitmek istendiğinde yarım saat 40 dakika hiçbir gerekçe belirtilmeden bekletilmişlerdir.
🔹 Gözaltında kıyafet değişimi için ayrı odalara götürülüp orada da kolluk kuvveti gözetiminde kıyafetler değiştirilmiştir."
İHD Diyarbakır Şubesi tarafından, Diyarbakır Kadın Kapalı Hapishanesi'ne 23 Mart 2022 tarihinde tutuklanan 6 kadın ile yapılan görüşmede aktarılan hak ihlalleri de şu şekilde sıralandı:
🔹 "Emniyetten adliyeye götürülen kadınlara o gün içerisinde hiçbir şekilde su dahi verilmemiş olup saatlerce bu şekilde adliyede ve akabinde cezaevinde bekletilmişlerdir.
🔹 Cezaevine giriş esnasında ise vücutlarında herhangi bir yara, ben ya da doğum lekesi var mı gerekçesiyle çıplak arama dayatılmıştır.
🔹 İç çamaşırları hariç her şeyin çıkarılması istenmiş ve detaylı arama adı altında çıplak arama dayatılmıştır. Bazı kadınların ise iç çamaşırları çıkarılarak arama yapılmıştır. Bazı tutuklu kadınların çıplak arama esnasında erkek kolluk görevlileri kendilerini görecek kadar yakın durmuştur.
🔹 Çıplak aramaya karşın şikâyet edileceği söylenince de 'nereye istiyorsanız oraya şikâyet edin' cevabı verilmiş, hem fiziki hem sözel olarak baskıya maruz kalmışlardır.
🔹 Tutuklu kadınlardan biri regl olmasına karşın neredeyse tüm gün aynı pedi kullanmak zorunda kalmış, cezaevine girişte tuvalette ya da kapalı bir alanda pedini değiştirmek istemişse de buna müsaade edilmemiştir. Tutuklu 3 kadın, kolluk görevlisinin önünde tamamen soyunmuş, temizlenmiş ve pedini değiştirmek zorunda kalmıştır.
🔹 Düzenli ilaç kullanan tutukluların ilaçları reçeteli olmasına rağmen cezaevine götürüldüğü günün akşamı ve pazar günü hafta sonu doktor olmaması ve doktor onayı olmadan ilaçların verilemeyecek olması gerekçesiyle ilaç kullanmalarına izin verilmemiştir. Bu sebeple bazı tutukluların tansiyonları yükselmiş ancak müdahale olarak sadece ölçüm yapılmış ve pazartesi gününün beklenmesi söylenmiştir. Ayrıca devam eden gözaltı ve tutukluluk sebebiyle bebeğini emziremeyen bir kadın tutuklunun göğüslerinde ağrı başlamıştır."
'KADIN MÜCADELESİ ENGELLENMEYE ÇALIŞILMAKTADIR'
Çıplak arama dayatmasının yasal ve insani hiçbir dayanağının olmadığını kaydeden Derya, "Yasa dışı bir şekilde özel hayata saygıyı hiçe sayarak, çıplak arama adı altında yapılmak istenen; kadını baskılamak ve kadın üzerinde tamamen hakimiyet kurma isteğinin sonucu olup cinsel tacizdir. Özellikle de kadına yönelik şiddete, tacize ve cinayete karşı mücadele yürüten, sendikal faaliyet yürüten kadınlara yönelik gerçekleşen hukuka aykırı gözaltılar, tutuklamalarla kadın mücadelesi engellenmeye çalışılmaktadır. Gözaltı ve tutuklamaların devam ettiği süreçte gözaltı merkezinde yürütülen psikolojik şiddet, baskı ve kötü muamele hapishane içerisinde de devam etmiştir" şeklinde konuştu.
'MÜCADELEMİZDEN VE BİRBİRİMİZDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'
"Tutuklanan kadınların maruz kaldıkları muamele, işkence ve kötü muamele yasağının ihlalidir" diyen Derya, şu mesajı verdi: "Bu sebeple sorumlular hakkında bir an önce yasal sürecin başlatılması ile hukuka aykırı olan çıplak arama uygulamasına derhal son verilmesi gerekmektedir. Biz kadınlar hep var olduk, var olacağız ve var olmaya devam edeceğiz. Mücadelemizden ve birbirimizden asla vazgeçmeyeceğiz."