25 Eylül 2024 Çarşamba

Diyarbakır ve Batman'da kayıplar eylemleri

Diyarbakır ve Batman'da eylemde olan kayıp yakınları, kaybedilenlerin akıbetini sordu ve faillerin bulunmasını istedi.

İHD ve kayıp yakınları Diyarbakır ve Batman'da gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sordu, faillerin ortaya çıkarılmasını ve cezalandırılmasını istedi.

DİYARBAKIR
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 739'uncu haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde buluştu. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde, 4 Nisan 1994'te DGM'ye çıkarılan ve serbest kaldıktan sonra kaçırılıp öldürülen Tüm Sağlık-Sen kurucularından Necati Aydın'ın hikayesi paylaşıldı.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, Aydın'ın hikayesine değinerek, "Arkadaşlarımız Necati, Veysi, Hamit, Mehmet Emin, Zeki ve Aziz'lerin yükselttiği mücadele ve direniş bayrağını hiçbir zaman yere bırakmayacağız. Yine söz veriyoruz, bu bayrağı ileriye taşıyacağız" dedi.

Basın metnini okuyan Fırat Akdeniz, Aydın'ın sağlık emekçilerinin mücadelesinde çok önemli bir yer üstlendiğini hatırlattı. Aktif sendikal mücadeleci kimliğinden dolayı Aydın'ın sürekli gözaltına alındığını ve işkence gördüğünü aktaran Akdeniz, Aydın'ın son olarak 27 Mat 1994'te ailesiyle birlikte ev baskınıyla gözaltına alındığını söyledi. Aydın'ın aile üyelerinin dört gün sonra serbest bırakıldığını, Aydın'ın ise 4 Nisan'da DGM'ye çıkarılarak serbest bırakıldığını kaydeden Akdeniz, Aydın'ın mahkemede avukatlara "Beni mahkeme serbest bıraktı ama polisler bırakmıyor" dediğine dikkat çekti.

O gün hakkında serbest bırakılması kararı verildiği halde Aydın'ın saatlerce adliyeden çıkmadığını belirten Akdeniz, Aydın'dan bir daha haber alınamadığını ifade etti. Aydın'ın ailesinin ertesi gün savcılığa başvurduğunu ancak savcılığın "Necati Aydın serbest bırakıldı" dediğini dile getiren Akdeniz, "Ailenin avukatı savcı ile görüşme yapar ancak savcılık makamı Necati Aydın için ‘muhtemelen örgüte katılmaya gitti' cevabını verir" ifadelerini kullandı.

Aydın'ın cenazesinin 9 Nisan'da Kağıtlı Jandarma Karakolu yakınlarında bulunduğunu ifade eden Akdeniz, "Necati Aydın ile ilgili yapılan otopsi işlemi sırasında vücudunda birçok işkence ve darp izleri olduğu, ensesinden tek bir kurşunla öldürülmüş olduğu yapılan otopsi sonucu tespit edilir" dedi.
 
Açıklama, oturma eylemiyle son buldu. 

BATMAN
İHD Batman şubesi ve kayıp yakınları, Gülistan Caddesi'nde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartı açılan eylemde, kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Açıklamayı okuyan Mehmet Zeki Tangüner, 1995 yılında gözaltında kaybedilen 13 yaşındaki Davut Altunkaynak ve 16 yaşındaki Nedim Akyön'ün kemiklerinin 21 yıl sonra Mardin'in Dargeçit ilçesi Dilan köyünde bulunduğunu söyledi.

"Derneğimizin Mardin şubesine 10 Nisan'da yapılan başvuru üzerine kemiklerin İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği; yapılan DNA testi sonucunda kemiklerin bu çocuklara ait olduğu kesinlik kazanmıştır" diyen Tangüner, Davut Altunkaynak'ın abisi Kazım Altunkaynak'ın konuya ilişkin, "Türkiye'de adaletin olmadığını bir kez daha gördük. Yıllar sonra 13 yaşındaki kardeşimin kemikleri bulundu ama failleri hala yargılanmıyor. Adaletin olmadığı çok açık ortada değil mi" ifadelerini hatırlattı.

Tahir Elçi davasında ise faili meçhule bir adım daha yaklaşıldığını kaydeden Tangüner, "Faili tespit edilemeyen tüm cinayetlerin sorumlusu devlettir" dedi. Üniversite öğrencisi Gülistan Doku'dan ise 5 Ocak 2020'den bu yana haber alınamadığına işaret eden Tangüner, şöyle devam etti: "Daha yakın zamanda 18 Mart 2022‘de İstanbul'un göbeğinde kameralar önünde kaçırılan Kürt iş insanı Zeki Oğuz'dan haber alınamıyor. Maalesef kaçırılmalar, kaybetmeler ve faili mechul cinayetler dün olduğu gibi bugün de sürüyor. Biz insan hakları savunucuları olarak geçmişte faili meçhul cinayetlere kurban giden, gözaltında zorla kaybedilen ve günümüzde yine sokak ortasında infaz edilen, sebepsiz yere gözaltına alınıp zindanlara atılan insanlarımızın hesabı sorulmadıkça, failleri bulup yargılanmadıkça bu alanları terk etmeyeceğiz."