30 Eylül 2024 Pazartesi

Diyarbakır ve Batman'da kayıp eylemleri

Diyarbakır ve Batman'da bu hafta kayıp yakınlarının eylemleri sürdü.

İnsan Halkları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" talebiyle eylemlerinin 697. haftasında Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkı'nda bulunan Yaşam Anıtı önünde bir araya geldi. Eyleme Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER) ve Mezopotamya Dil Kültür ve Araştırma Derneği (MED-DER) üyeleri katıldı.

Her hafta bir kayıp hikayesinin okunduğu eylemde, bu hafta Hakkari Şemdinli'de 1992 yılının Haziran ayında katledilip cenazesi evinin önüne bırakılan 13 yaşındaki Serhat Kazak'ın hikayesi okundu. Serhat'ın hikayesini İHD Kayıplar Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz okudu.

Akdeniz, "13 yaşındaki Serhat Kazak, ilkokul son sınıfa gidiyordu. O dönem Şemdinli'ye yeni gelen Özel Harekât Timleri Serhat'ın okuduğu Cumhuriyet İlköğretim Okulunun bodrum katında kalıyorlardı. Serhat bir gün okula giderken boynuna ve beline sarı, kırmızı, yeşil renklerden yapılmış bir poşi bağlar. Serhat'ı bu şekilde gören dönemin İlçe Kaymakamı, Özel Harekât Timlerine seslenerek ‘Bu çocuğun boynundaki paçavraları sökün' der. Ancak Serhat bu duruma direnerek ‘Ben Kürdüm ve bunları çıkarmayacağım' deyip oradan ayrılır. Bu olaydan kısa bir süre sonra bir gün okul çıkışı Serhat yanında Halit adlı bir arkadaşıyla birlikte evlerine gitmek üzere okuldan ayrılırlar. Akşam saati olmasına rağmen Serhat eve gitmez ve ailesi merak edip ilçedeki tüm akrabalarının evlerini arar ancak Serhat'ı bir türlü bulamaz. Ertesi gün amcası Hayrettin Kazak, sabah erken saatte Yüksekova'daki akrabalarının evine gider ama Serhat oraya da gitmemiştir. Serhat'ın amcası hemen Şemdinli'ye geri döner. Aynı gün saat 10.00 sıralarında Serhat'ın küçük kardeşi dışarıda bağırır. Serhat'ın cesedi evlerinin duvar dibine atılmıştır.

'İŞÇİLER ÖZEL HARAKET TİMLERİNİN CESEDİ ATTIĞINI GÖRDÜ'
Ailenin anlatımlarına göre; o civarda bulunan Hakkarili inşaat işçileri, Özel Harekat timlerini Serhat'ın cesedini atarken görürler ancak işçiler korktukları için bu duruma sessiz kalırlar. Yetkililer ise aileye Serhat'ın elektrik direğindeki elektrik akımına kapılarak öldüğünü söylerler. Ailenin beyanına göre bahsedilen elektrik direği yetkililerin söylediği şekilde demir bir direk değil, PTT'nin telefon hatlarında kullanılan ve ağaçtan yapılmış bir direktir. Ayrıca uzun süreden beri elektrik bağlı olmayan bir direktir. Serhat'ın cansız bedeninin bırakıldığı olay yerine Cumhuriyet Savcısı, İlçe Kaymakamı ve dönemin milletvekili Mustafa Zeydan gelir. Serhat'ın amcası, savcıya yeğeninin Özel Harekat Timlerince öldürüldüğünü söyler.

'FAİLİ MEÇHUL OLARAK RAFLARDA YERİNİ ALIR
Özel Harekâtçıların kaldığı okul bodrumuna gittiğini ve orada Serhat'a verilen elektrik kablosu, kan izleri, yüksek elektrik etkisiyle kopan saçlarını dahi gördüğünü söyler. Ancak herhangi bir işlem yapılmaz. Olaydan sonra öldürülen Serhat'ın cesedine otopsi işlemi de yapılmaz. Serhat'ın babası Şerafettin Kazak o dönem Almanya'da çalışmaktadır ve olaydan sonra gelip otopsi yaptırtmak ister. Ancak aile dolaylı olarak tehdit edilmeye başlandığından can güvenlikleri olmadığı için otopsiyi yaptıramazlar. O Tarihten beri Serhat Kazak dosyası faili meçhul olarak raflarda yerini alır."

Açıklama, tüm kayıp ve faili meçhuller için yapılan bir dakikalık oturma eylemi ile son buldu.

BATMAN
Batman'da da "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" şiarıyla, Gülistan Caddesi'nde basın açıklaması düzenlendi. Açıklamada, 6 Haziran 1994'te Diyarbakır ili Kocaköy ilçesi Şahlat Köyünde gözaltında kaybedilen Salih Çalık ve Sinan Fidan'ın akıbeti soruldu. 

Açıklamada, şu ifadeler yer aldı: "Şahlat Köyü Askerler tarafından yakıldığı için Çalık ailesi Diyarbakır Merkezine göç etmişti. Ancak Salih Çalık işçi olduğu için köye çalışmaya gidip gelmeye devam ediyordu. Olay günü Salih yine köye çalışmaya gitmişti. Köyde de bir Askeri operasyon başlamıştı. Operasyon sırasında Askerler köylüleri uzun namlulu silahlarla taradılar, tarama sırasında 2 köylü yaşamını yitirdi. Olayda Salih Çalık da ayağından yaralanmıştı.

Yaralı olduğu için köyden çıkamayınca Süleyman Muntaş'ın evine sığınmıştı. Ancak askerler kaldığı evi tespit ederek, eve baskın düzenledi. Yapılan baskın sonucunda ev sahibi Süleyman Muntaş, yaralı Salih Çalık ve Çalık'ı tedavi etmek için evde bulunan Sinan Fidan, askerler tarafından gözaltına alındı.

Ev sahibi Süleyman Muntaş, 25 gün sonra serbest bırakıldı. Salih ve Sinan ise gözaltında tutulmaya devam ettiler. Serbest bırakılan Süleyman Muntaş, yalnızca 2 gün Salih ve Sinan ile birlikte gözaltında tutulduklarını, sonrasında  ikisini onun yanından ayırdıklarını anlatıyor. Salih Çalık ve Sinan Fidan'ın akıbeti konusunda bir bilgiye ulaşamayan aileleri, Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdular. Salih Çalık'ın annesi, savcıya iki kişinin Süleyman Muntaş'ın evinden askerler tarafından gözaltına alındığını, Muntaş'ın da buna şahit olduğunu anlattı. Ancak Savcı dilekçeyi aileye iade ederek, 'Bu şahısları biz almadık, gidin PKK'den sorun' diyerek ailelerin talebini geri çevirdi. O tarihten itibaren Salih Çalık ve Sinan Fidan'dan bir daha haber alınamadı. 

İnsan Hakları Derneği Batman Şubesi olarak her zaman olduğu gibi bu hafta da tekrarımızı yineliyoruz; acılı anaların yüreklerini bir nebze de olsa rahatlatma adına, gözaltında kaybedilen insanların akıbetlerinin araştırılmasını, faillerinin bulunup yargılanmasını ülke tarihinin karanlık sayfalarına ışık tutulmasını ve bu kara lekenin bir an önce temizlenmesi için gerekli adımların atılmasını istiyoruz."