25 Eylül 2024 Çarşamba

Diyarbakır, İzmir ve Batman'da kayıp eylemleri

Diyarbakır, İzmir ve Batman'da kayıpların akıbetini soran hak savunucuları, hakikatin ortaya çıkarılması çağrısında bulundu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, Diyarbakır, İzmir ve Batman'da kaybedilenlerin akıbetini sordu, faillerin ortaya çıkarılmasını ve adaletin sağlanmasını istedi.

DİYARBAKIR
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, Bağlar'da bulunan Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde ilk sözü İHD Genel Başkanı Eren Keskin aldı. "Yaşadığımız coğrafya, bir mezarsız ölüler coğrafyasıdır" diyen Keskin gözaltında kaybetmenin bir devlet politikası olduğunu söyledi. Cumartesi Anneleri'nin gözaltına alınmasına tepki gösteren Keskin, "Türkiye, zorla kaybettirmeye karşı sözleşmeyi imzalamıyor. Eğer imzalarsa, zaman aşımı ortadan kalkacak. Kaybedilenlerin dosyaları savcılıkta, 20 yıl sonra zaman aşımı uygulanıyor ve dosyalar kapatılıyor. Bizler buna karşı ve kaybettirilenlerin akıbeti açıklanıncaya kadar alanlarda olacağız" ifadelerini kullandı. 

Ardından Güneş Özel, Cemal Kavak'ın hikayesini kamuoyuyla paylaştı. 24 Nisan 1996'da son olarak eve gitmek üzere minibüse binen Kavak'tan bir daha haber alınamadığını kaydeden Özel, ailesinin ertesi gün Cemal Kavak'ın kayıp olduğunu bildirdiğini ancak Kavak'ın akıbetini öğrenemediklerini vurguladı. 

Kavak için yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını ifade eden Özel, şöyle devam etti: "Ailesi, 26 Nisan'da Diyarbakır Devlet Hastanesi morguna kimliği belirsiz cansız bir bedenin geldiği duyumu üzerine morga gittiğinde oğullarını teşhis eder. Olay yeri inceleme tutanağında; 'Cemal Kavak'ın cansız bedeninin Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı Yuvacık köyü yakınlarında, Diyarbakır-Bismil karayolu üzerinde yol kenarındaki sazlıkların arasında boynundan telle boğulmuş bir vaziyette bulunduğu' yazılır. Kavak'ın katledildiği bölgede hangi yönden gidilirse gidilsin iki ya da üç güvenlik kontrol noktasından geçmeden ulaşmanın mümkün olmadığı, yine Cemal Kavak'ın en son görüldüğü yerden çok uzakta bir yerde cansız bedeninin bulunması, faili meçhul bir cinayete kurban giden maktulün zorla kaybedildiğine işarettir."

Cemal Kavak için iç hukuk yollarının tıkandığını anlatan Özel, ardından AİHM'in 2006 yılında ihlal kararı verdiğini hatırlattı. Özel, "Kaç yıl geçse de geçsin Cemal Kavak ve tüm kayıplar için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.
 
Açıklama oturma eylemiyle son buldu. 

İZMİR
İHD ve kayıp yakınları, eski Sümerbank önünde bir araya geldi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde basın açıklamasını Ali Aydın okudu.

108 yıl önce 24 Nisan 1915'te evlerinden gözaltına alınıp bir daha geri dönemeyen İstanbullu Ermenileri anmak için bir araya geldiklerini söyleyen Aydın, 24 Nisan'da Ermenilerin İttihat ve Terakki hükümetinin İçişleri Bakanı Talat Paşa'nın talimatıyla gözaltına alındığını kaydetti. Gözaltına alınanların Ermeni toplumunun en saygın isimleri arasında yer aldığına işaret eden Aydın,  Ermenilerin ilk olarak Sultanahmet'teki Merkez Hapishaneye, ardından trenle Ankara'ya götürüldüğünü ifade etti.

"Neden tutuklandıklarına ve nereye götürüldüklerine dair kendilerine bilgi verilmedi. 158 kişilik grup Çankırı'ya, 92 kişilik grup Ayaş'a sevk edildi. Gözetim altında tutulan bu insanlardan 174'ü Jandarma ve polis eşliğinde ıssız vadi ve ormanlara götürülerek katledildi. Açıkta bırakılan bedenleri doğanın yok etmesine terk edildi. Bir mezar taşları bile olmadı" diyen Aydın, resmi kayıtlarda ise firar ettikleri ya da bırakıldıklarının yazıldığını hatırlattı. 

24 Nisan'dan sonra Ermeni halkının tüm varlığıyla bu topraklardan silinmeye çalışıldığını vurgulayan Aydın, "Devleti yönetenler, resmi inkarcılık üzerine inşa ettikleri politikaları ile bu hakikati ulaşmaz kılarak, toplumun gerçeklerle yüzleşmesini imkansızlaştırdı" dedi.

İnkar edilen her suçun sistematikleştiğini kaydeden Aydın, yüzleşilmeyen insanlık suçlarının devlet şiddetinin devamını getirdiğini ifade etti. Adalet ve hakikatin iç içe olduğunu belirten Aydın, şöyle devam etti: "24 Nisan'ın 108 yılında devleti yönetenlere sesleniyoruz; inkar en kapsamlı insan hakları ihlalidir. İnkar suçun devamıdır. İnkara son verin! 108 yıldır insanlığın vicdanında kanayan bu yaranın sarılabilmesi için devleti ve toplumu, İstanbul'da gözaltına alınarak kaybedilen Ermeni aydınlar gerçeği ile yüzleşmeye çağırıyoruz. Biz insan hakları savunucuları olarak bir kere daha sesleniyoruz: Sizleri unutmadık, unutmayacağız!"

BATMAN
İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları Gülistan Caddesi'nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartı açılan eylemde açıklamayı Hüseyin Elçi okudu.

1994 yılının Nisan ayında gözaltında kaybedilen Kadri Yılmaz'ın hikayesini kamuoyuyla paylaşan Elçi, Diyarbakır'da yaşayan Yılmaz'ın katıldığı düğüne yapılan polis baskınıyla gözaltına alındığını ifade etti. Yılmaz'la gözaltına alınan diğer 4 kişi serbest bırakılırken Yılmaz'dan haber alınamadığını söyleyen Elçi, "Aile, yüzlerce kişinin gözü önünde gözaltına alıp bırakılmayan Kadri Yılmaz için resmî kurumlara başvuruda bulunur ama sonuç alamaz" dedi.

Olaydan 8 gün sonra Lice'de askerlerin 3 cesedi bölgede bulunan bir camiye getirip gömdüklerini anlatan Elçi, "Aile camideki cesetlere ait elbise parçalarından birinin Kadri'ye ait olduğunu teşhis ederler ancak, ceset aileye verilmez. Kadri Yılmaz hala kayıp ve cesedine ulaşılmış değil. Biz biliyoruz ki susmak kaybedenleri cesaretlendiren politik bir tercihtir, susmayacağız. Adalet ve hakikat arayışımızda ısrarcı olacağız" ifadelerini kullandı.