23 Eylül 2024 Pazartesi

Demokratik kitle örgütleri: Tecridi kaldırın

İnsan hakları örgütleri, Ege Bölgesi'nde bulunan cezaevlerindeki açlık grevlerine ilişkin düzenlediği otak açıklamada, "Leyla Güven başta olmak üzere süresiz -dönüşümsüz açlık grevinde bulunan mahpusların sağlıklarının tehlikeye girmemesi ve yeni acıların yaşanmaması için Adalet Bakanlığı'nın bir an önce tecridin kaldırılması yönünde adım atması çağırıyoruz" dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD), OHAL Kararname ile kapatılan ÇHD üyesi avukatlar, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGE-TUHAYDER) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Ege Bölgesi'nde bulunan cezaevlerinde açlık grevinde olan tutsaklara ilişkin basın toplantısı düzenledi. 
 
İHD şube binasında yapılan açıklamayı Şube Başkanı Avukat Zafer İncin yaptı.
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin sona ermesi için 91 gündür açlık grevinde olduğunu belirten İncin, "Temel amacı bölgemiz hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerinin takibi olup, bu süreçte açlık grevindeki mahpusların izlenmesidir. Bu konuda temel tıbbi bakımlarının aksatılmaması noktasında cezaevi idareleri, cumhuriyet başsavcılıkları ile diyaloğa girilmesi, hapishanelerdeki tecrit uygulamalarının kaldırılması ile işkence ve kötü muamele yasağına aykırı eylemlerin önlenerek sorumlular hakkında etkili soruşturma yöntemlerine başvurulmasını amaçlamaktadır" diye belirtti. 
 
'HIZLI KİLO KAYBI YAŞANDI'
 
Verilen disiplin cezalarıyla birlikte tutukluların sosyal etkinliklerden mahrum edilerek tecrit edildikleri vurgulayan İncin, şöyle devam etti:  "Süresiz -dönüşümsüz açlık grevi eylemini sürdüren mahpusların belli tıbbi bakım hakları olduğu da kesinlikle unutulmamalıdır. Ancak, 31 Ocak tarihi itibarı ile Ege Bölgesi hapishanelerinde yapılan görüşmeler sonucu edinilen bilgilere göre hapishane idarelerinin mahpusların tıbbi hakları olduğu bilinci ile hareket etmedikleri belirtti. Mahpusların tıbbi hakları çerçevesinde hareket edilmemiş olması nedeniyle bir kısım mahpusun hızlı kilo kaybına maruz kaldıkları ve bunun önüne geçilememesi halinde ileri de sağlık açısından kalıcı ve daha ağır sonuçlar doğurabileceği belirtilmektedir. Açlık grevindekilerin vücut endeksinin takibini sağlayacak düzeyde düzenli tahlil ve ölçümlerin yapılmaması sürecin sağlıklı takibini zorlaştırmaktadır. Kimi cezaevlerinde açlık grevinde bulunanların alması zorunlu olan B1 vitamini, tuz, karbonatın düzenli ve yeterli miktarda verilmediği özellikle karbonatın birçok cezaevi idaresi tarafından temin edilmediği yönünde şikâyetler edilmiştir. Hapishanede açlık grevindekilere refakatçi temin edilecek koşulların yaratılmaması nedeniyle açlık grevindekiler kişisel ihtiyaçlarını ve bulundukları ortamın temizliğini kendileri yapmak zorunda kaldıklarından daha çok enerji harcamak zorunda kaldıklarından kilo kaybının daha hızlı yaşandığı gözlemlendi." 
 
AÇLIK GREVİNDE YAPILACAKLAR
 
İncin, açlık grevinde bulunan tutukluların tıbbi olarak alması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı:  
 
"Açlık grevi yapanların günlük olarak minimum 5 büyük bardak su, 2 çay kaşığı tuz, 5 yemek kaşığı şeker, 1 tatlı kaşığı karbonat ve 500 mg B1 vitamini alması sağlanmalıdır.
 
Açlık grevi sırasında, açlık grevi yapanların başka koşullardan kaynaklanan sağlık riskleri ortadan kaldırılmalıdır. Kullanılan malzemelerin temizliği ve sağlığa uygunluğu sağlanmalıdır. Bu kişilerin ılık ve nemli bir ortamda, fazla fiziksel aktiviteye maruz bırakılmaksızın bulunmaları sağlanmalıdır.
 
Açlık grevindekilerin var olan hastalıkları nedeniyle kullandıkları ilaçlara nasıl devam edecekleri konusunda bilgi verilmelidir.
 
Açlık grevi yapanlara yardımcı olan, bakımlarını sağlayanlara gerekli bilgi ve olanaklar sağlanmalıdır. Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği tarafından hazırlanan "Açlık Grevi Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Konular" adlı bilgi notu,  açlık grevi yapanlara iletilmelidir.
 
Kişiler, açlık grevine başladıkları andan itibaren, müdahalesini kabul ettikleri hekim gözetiminde tutulmalı ve kendi sağlık durumları hakkında her gün hekimleri tarafından bilgilendirilmelidirler."
 
İncin, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: "Başta Leyla Güven olmak üzere süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde bulunan mahpusların sağlıklarının tehlikeye girmemesi ve yeni acıların yaşanmaması için Adalet Bakanlığı'nın bir an önce tecridin kaldırılması yönünde adım atması çağrımızı yineliyoruz."