29 Eylül 2024 Pazar

Demirtaş: 'Tek dil tek millet Hitler'in sloganıdır

Kobanê davasında söz alan HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "tek dil tek millet" sloganının Hitler'in sloganı olduğunu kaydetti. Demirtaş, "Bu yenilgiden büyük bir zafer çıkacaktır. Demokratik Cumhuriyet çıkacaktır. Biz de Kürtler olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni yeniden inşa etmek için var gücümüzle mücadele edeceğiz. Yüz yıldır Kürtler kendi devletini kuramadı. Yüz yıldır Türkler, Kürtleri bitiremedi" dedi. 

Kobanê davasının 16. duruşma periyodunun 6. oturumu Sincan Hapishane Kampüsünde görüldü. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmada Sincan Hapishanesinde tutsak siyasetçiler salonda hazır bulunurken, farklı hapishanedekiler ise SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlandı.

Milletvekillerin yanı sıra çok sayıda avukat ile izleyici katıldı. Türkiye Barolar Birliği'ne (TBB) bağlı Avukat Hakları Merkezi'nden (AHM) bir temsilci de gözlemci olarak yer aldı.

Söz alan önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, davada yaşanan hukuka aykırılıkları defalarca dile getirdiklerini belirtirken, "Dosyanızda benimle ilgili bir AİHM kararı var. Orada da yargılananların siyasi saiklerle tutuklu bulunduğuna dair bir karar var. O nedenle davanın siyasi amaçlarını es geçerek tartışmak hukuku görmemek olur. Neden bu davayı biz Türkiye tarihinin önemli bir siyasi davası olarak görüyoruz? Osmanlı çökerken İttihatçıların iki ayrı kanadının çatışması, Cumhuriyet'in kurulmasıyla son bulmadı. Demokrat Parti ve CHP olarak ikiye ayrılan gelenek, dillendirilen devletin bekası gereği laik seküler Türkiye Cumhuriyet Devleti'ni, bütün kimlikleri inkar ederek inşa etmeye karar verdiler. O günden bugüne baktığımızda bu davanın neden siyasi kırım davası olduğu daha iyi anlaşılır. Osmanlı dağılırken milliyetçi akımların Osmanlı'yı böldüğü paranoyası nedeniyle Anadolu'daki millet tanımının tartışmalar sonucu Türklük üzerinden kurulmasına karar verildi. Kimi İslama denk bir Türklük, kimi büyük Turan'ın bugünkü ismi olarak tartışıyor. En nihayetinde etnik bir Türklük tanımı bütün Anadolu'da bir çimento olarak ortaya çıkıyor. İttihat Terakki'nin tartışmaları bu konuda uzlaşma sağlıyor. 'Milletin bir tek dili olmalıdır. TC'ye bağlı herkes Türk'tür. Bilinci ve tarihi aşılanmalı. Bunun dışına çıkan herkes de rejimin radarına girmelidir' deniliyor. Kendi aralarında ayırımlar olsa da uzlaşma sağladıkları nokta budur" dedi.

Kobanê davasında yargılananların da resmî ideolojiye karşı gelen siyasetçiler olduğunu vurgulayan Demirtaş, "'Burası Türk yurdudur. Sevmeyen terk etsin' diyorlar. Hayır burası hepimizin yurdudur. Kürt olarak benim Ankara'da, Trabzon'da hakkım var. Bölünmeyi engellemenin yolu tekleştirmek değil birleşmektir. Birlik çokluktur. Tek dil, tek millet Hitler'in sloganıdır."

Irkçılık üzerine kurulan bekanın çoktan yıkıldığını ve artık değişim zamanı olduğunu belirten Demirtaş, "Bir kısım muhalefet partisi dahil HDP'yi dışlayan ve kapatmaya çalışanlara karşı biz değişim zamanının geldiğini düşünüyoruz. Savcının mütalaası ile devleti korumaya çalışıyorlar. Başaramayacaksınız. Ülkeyi bölünme tehdidi ile karşı karşıya bırakanlar biz değil bu mütalaanın arkasındakilerdir. Türkiye Cumhuriyeti'ne herkesten çok sahip çıkacağız. İtirazı olan var mı? Devletin bekasını tekçilik üzerinden kuranlar, cemaatçiler, emperyalistler itiraz ediyor, evet. Tam böylesi bir tarihsel kırılma varken, AKP iktidarı, bin 400 yıllık İslam medeniyetinin yeni ve en modern temsilcisi olarak 2002 Kasım'da seküler laik Atatürk Cumhuriyeti'nde tek başına iktidar oldu. Çok ilginç bir gelişmedir bu. Cumhuriyet'in yanlışlarının düzeltilmesi ve Cumhuriyet'in ötekileştirdiği muhafazakarlar, Kürtler ve Alevilerin Cumhuriyet'le barışması açısından önemli bir gelişmeydi. Geldiğimiz gün itibariyle ise yolsuzluk, hırsızlık, haksızlık, adaletsizlik, İslamın 'i'si bile olmadan İslam adına hareket ettiler. Erdoğan-Bahçeli ittifakı tarihi yenilginin hesabı sorulmasın diye şimdi her türlü hukuksuzluğun öncüsü oluyor. Türkiye artık değişim kapılarını aralamıştır. Şimdi kazananın ne olduğunun tartışılmasıdır. Kazanan, özgürlük, demokrasi, islam, kadınlar, emekçiler olmalıdır. AKP, her şeyi berbat etmiştir. İslam'ın bu şekilde horlanmasından üzüntü duyuyorum" ifadelerini kullandı.

Kobanê davasının  bu çatışmaların bir sonucu olduğunu dile getiren Demirtaş, "Biz silaha bulaşmadık. PKK savaşıyor. Biz HDP'yiz, siyasetçiyiz. Bekacılar ve hırsızlar bir kurgu oluşturdu. HDP'nin oyu ile belirlenecek bir MGK, devlet için bir tehdit olarak görülüyor. Biz neden tehdit olalım, Binali Yıldırım'ın Hollanda'daki 26 milyar Dolar serveti tehlikedir. Eskiyi savunanlar yenilmiştir. Yenilen Türk halkı değildir. Bu yenilgiden büyük bir zafer çıkacaktır. Demokratik Cumhuriyet çıkacaktır. Biz de Kürtler olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni yeniden inşa etmek için var gücümüzle mücadele edeceğiz. Yüz yıldır Kürtler kendi devletini kuramadı. Yüz yıldır Türkler, Kürtleri bitiremedi. Bir yerde uzlaşmamız lazım. Bizim evlatlarımız bu ülkede birbirini öldürmesinler. Askerlerin ve Kürt çocuklarının yattığı mezarlarda bir daha kimse ölmeyecek. Herkes eceliyle ölsün. Tarih bizim dediğimiz şekilde gerçekleşecek. Ben halkın istediği şey dışında kimseye tabi değilim." 

Demirtaş, son olarak tüm siyasetçilerin tahliyesini talep etti.