23 Eylül 2024 Pazartesi

Demir: 1 Mayıs'a işçilerle gidiyoruz

1 Mayıs'a giderken şantiyelerde inşaat işçileriyle birebir görüşmeler yaptıklarını belirten Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir, iktidarın topyekun savaşına karşı toplumsal tüm kesimlerin birlikte mücadele ruhuyla 1 Mayıs'ta meydanlara akması gerektiğini kaydetti. İşçi sınıfının kazanımının da birleşik mücadeleyle olacağını kaydeden Demir, "Birlikte ortak mücadele etmeliyiz. Tüm toplumsal sorunlara cevap olmalıyız" dedi.

İstanbul'da bu yıl 1 Mayıs emek ve meslek örgütlerinin çağrısıyla Maltepe Meydanı'nda kutlanacak. 1 Mayıs'a sayılı günler kala siyasi partiler, sendikalar, emek ve meslek örgütleri sokak sokak yürüttükleri çalışmayla işçi ve emekçileri, kadınları, gençleri, LGBTİ+'ları 1 Mayıs'ta alanlara çağırıyor.

8 Mart'ın isyanı ve Newroz'un direniş ruhuyla 1 Mayıs'ta Maltepe Meydanı'nın dolması bekleniyor.

Bu çalışmaları yürüten sendikalardan biri de DiSK'e bağlı Devrimci Yapı İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş). Örgütlenmenin en zor olduğu inşaat kolunda mücadele yürüten sendika 3. Havaalimanından sonra koşulları en ağır olan Ataşehir'deki Finans Merkezi Şantiyesi'nde İnşaat İşçileri Sendikasıyla birlikte örgütlenme çalışması yürütüyor.

'BİRLİKTE MÜCADELE İLE İLERLİYORUZ'
Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir ile Finans Şantiye Merkezi'nde yürüttükleri çalışmayı, inşaat işkolundaki zorlukları ve 1 Mayıs'ı nasıl örgütlediklerini konuştuk. ETHA'ya konuşan Demir, örgütlenmenin son derece zor olduğu inşaat iş kolunda birlikte mücadele ile ilerlediklerini kaydetti.

'İNATLA ÖRGÜTLENME ÇALIŞMASI YÜRÜTÜYORUZ'
3. havaalanından sonra Finans Şantiye Merkezi'nde etkin çalışma yürüttüklerini söyleyen Demir, "İş kolunun ayrı zorluğu var. Finans Şantiye Merkezi'nde çalışan 26 bine yakın işçi var. Çoğu da gurbetten gelmiş. İçeriye girmek, örgütlenme çalışması yürütmek oldukça zor ama inatla mücadele ediyor, örgütlenmeye çalışıyoruz" dedi.

'BU İNSANLAR YOL PARASI BULAMIYOR'
İnşaat işçilerinin birçoğunun Kürdistan ve Karadeniz'in kentlerinden geldiğini, tek gayelerinin memlekette bıraktıkları ailelerini geçindirmek olduğunu dile getiren Demir, bu nedenle işçilerin beş dakikalığına bile çarşıya gidip çay içmeyi düşünmediğini belirtti. Geçtiğimiz günlerde düzenledikleri "Umudu büyütüyoruz" dayanışma gecesini hatırlatan Demir, "Geceye yüz inşaat işçisi arkadaşımız gelebildi. 'Paralaramızı alamadık' dediler. Düşünebiliyor musunuz yarım saatlik bir yere gelebilmek için bu insanlar yol parası bulamıyorlar. Hayatları bir bavulun içinde o şantiyeden diğerine taşınmakla geçiyor" ifadelerini kullandı.

'İŞÇİLERLE BİREBİR GÖRÜŞÜYORUZ'
İşçilerin patronların tahakkümü altında ekmeğini kazanmaya çalıştığını söyleyen Demir, "İşçiler için koşullar zor, bizim için de inşaat alanında örgütlenmek zor. İktidarın, devletin sendikaya karşı ciddi baskıları var. İnşaatlara gittiğimizde adeta etten duvarla karşılaşıyoruz; göz tarama, parmak izi okumak... Bir işçiye değmek, oradan çıkarmak, bildiri dağıtmak, 'hakların var demek' bazen imkansız olabiliyor. Ama bu imkansızlıklara rağmen Finans Şantiye Merkezi'nde çalışmamızı sürdürüyoruz" dedi.

'BİRLİKTE MÜCADELEYLE KAZANIM ELDE EDİYORUZ'
İnşaat-İş ile birlikte Finans Şantiye Merkezi'nde faaliyet yürüttüklerini ve direnişlerin kazanımla sonuçlandığının altını çizen Demir, "Uzun zamandır birlikte deneyimlerimizle, mücadelemizin ortaklaşmasıyla elde edebiliyoruz" vurgusu yaptı.

'CANIMIZDAN BAŞKA BİR ŞEY YOK'
İşçi ve sendikanın birbirine kenetlenerek kolektif bir şekilde mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Demir, direniş sürecinde her türlü zorlukla karşılaştıklarını da belirtti. "Elimizden geldiğince çalışmamızı daha derli toplu, inançlı ve kararlı şeklide sürdürme ve en kısa sürede, işçiyi mağdur etmeden nasıl kazanabiliriz diyerek direnişi sürdürüyoruz" diyen Demir, şöyle devam etti: "İnşaatlarda canımızı ortaya koyuyoruz bunu da işçilere gösteriyoruz; onlarla aç kalırız, susuz kalırız, yerde yatarız ama gasp edilen haklarını kazanırız, tüm imkanlarımızı seferber ederiz. Canımızdan başka bir şey yok ama işçilerle, arkadaşlarımızla bütünleşmek tüm mütevaziliğimizle yanlarında olmaktan başka yol yok."

'İŞÇİLERİN MARKETE GİTMESİ HAYAL OLDU'
Pandemide "normale" dönüldüğünün söylenmesinin ardından açlık, yoksulluk ve işsizliğin daha da arttığını kaydeden Demir, "Hiçbir şeye alım gücümüz yetmiyor. İşçilerin bir markete gitmesi, eve bir şey götürmesi hayal olmaya başladı" dedi.

'BİRLEŞEREK KAZANABİLİRİZ'
1 Mayıs'ı kazanmanın yolunun işçi sınıfı ve tüm Türkiye halklarının birleşmesinden geçtiğini vurgulayan Demir, "Birlikte hareket etmemiz gerek. Çünkü karşımızdaki devlet yüz yıllardır kendini kurumsallaştırmış. Halklara karşı savaş açmış, ancak örgütlü birliktelikle karşısında durabiliriz. Arkadaşlarla birebir temas halindeyiz; sosyal medya çağrısı, afiş, bildiri dağıtımı bunlar zaten yapılıyor ama birebir görmek, onlarla konuşmak daha başka" diyerek inşaat işçilerini yüz yüz görüşmeleriyle 1 Mayıs mitingine katılmaları için örgütlediklerini anlattı.

'ÖRGÜTLENMEYE İHTİYACIMIZ VAR'
1 Mayıs'ın ezilenler, ötekileştirilenler, yok sayılanlar için son derece önemli olduğuna dikkat çeken Demir, "Sadece işçiyi alana taşımaktan ziyade bütün toplumsal kesimleri, dinamikleri oraya taşımamız gerekiyor. Sorun sadece inşaat işçilerinin değil ciddi anlamda yoksulluk, sefalet içindeyiz. 1 Mayıs bu nedenle coşkuyla kutlanmalı, birlikteliğe, örgütlenmeye ihtiyacımız var" dedi.

'TÜM SENDİKALARA ORTAK ÇAĞRI YAPIYORUM'
Tüm engelleme girişimlerine rağmen milyonların Newroz alanlarına aktığını hatırlatan Demir, "Biz de 1 Mayıs'ı Newroz ruhuyla taçlandırmak istiyoruz. Bu anlamda şantiyelerde çalışmalarımız sürüyor" diye konuştu.

Demir, şöyle devam etti: "Gerçekten derinleşen bir yoksulluk var. Yapmamız gereken, bürokrasiyle, salt bir sendika zihniyetiyle hareket etmek değil; demokratik moderniteci bir sendika yaratmamız gerek. Bir yandan işçi haklarını savunurken, savaşa dur demeli, kadın haklarını savunmalı, çocukların geleceğini savunmalı. Doğamız her gün tahrip ediliyor. Sendikalar olarak buna da karşı mücadele etmemiz lazım. Tüm dinamikleri bir araya toplamamız, samimi olmamız, bu mücadeleyi birlikte taçlandırmamız gerek. Bir iş kolunda on sendika olmaz birleşmemiz lazım. Birlikte ortak mücadele etmeliyiz. Tüm toplumsal sorunlara cevap olmalıyız. Bu noktada eksik görüyoruz kendimizi ve özeleştirel yaklaşıyoruz. Gücümüz yettiği oranda ortaklaşmaya komünal çalışma yürütmeye çalışıyoruz. Tüm sendikalara da bu çağrıyı yapayım."