22 Eylül 2024 Pazar

DEM Parti: İliç Türkiye'nin Çernobil'i olmuştur

İliç'te yaşanan maden katliamına ilişkin raporu açıklayan DEM Parti Emek Komisyonu Sözcüsü Sevtap Akdağ, "Uzun yıllar boyunca temizlenmesi mümkün olmayan bir hava, su ve toprak kirlenmesi ile karşı karşıyayız. İşte bu yüzden İliç, adeta Türkiye'nin Çernobil'i olmuştur" ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Emek Komisyonu Sözcüsü Sevtap Akdağ ve Ekoloji Komisyonu Sözcüsü İbrahim Akın, Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni'nde siyanürlü liç yığının çökmesi ve resmi bilgilere göre 9 işçinin göçük altında kalmasına ilişkin hazırlanan raporu Ankara'da bulunan parti genel merkezinde açıkladı.

'GÖZ GÖRE GÖRE İŞLENMİŞ BİR CİNAYET'
Raporu kamuoyuyla paylaşan Sevtap Akdağ, yaşananın bir ekokırım olduğunu belirterek, AKP-MHP'nin sermaye ve çok uluslu şirketlerin çıkarları uğruna ülkeyi rant ve ucuz kaynak alanına dönüştürdüğünü söyledi. Katliamın üzerinden 4 gün geçmesine rağmen 9 maden işçisine hala ulaşılamadığına işaret eden Akdağ, "İliç'te gerçekleşen şey, işleneceğini herkesin bildiği ama önlemek için kimsenin hiç bir şey yapmadığı bir cinayet öyküsüdür. Toprağı, havayı, suyu kirleterek zehirli atıkları geniş bir coğrafyaya yayan bu facia, aynı zamanda göz göre göre işlenmiş bir iş cinayetidir" dedi.

'HALK KÖLECE KOŞULLARDA MADENDE ÇALIŞMAYA ZORLANDI'
Bölge halkının sistematik olarak topraklarından koparıldığını ifade eden Akdağ, tarımsal üretimin durmasıyla halkın madende, kölelik koşullarında çalışmaya zorlandığını vurguladı. İliç topraklarının şirketler tarafından işgal edildiğini belirten Akdağ, bu şirketler tarafından işletilen maden ocaklarında işçi sağlığı ve iş güvenliğinin hiçe sayıldığını ve 24 saat işlemeye devam ettiğini belirtti. "Facianın meydana geldiği Çöpler Altın Madenindeki istihdamda taşeron sisteminin kullanıldığı, 2 bin 400'ün üzerinde işçinin 8'er saatlik 3 vardiya şeklinde çalıştırıldığı cinayeti işleyen şirket tarafından açıklanmıştır. Yani burada, 24 saat boyunca hiç durmadan devam eden, bir doğa katliamı ve sömürü düzeni kurulmuştur" diyen Akdağ, Anagold Madenciliğin 7.2 milyon dolar vergi borcunun silindiğini hatırlattı.

'TONLARCA ZEHİR TOPRAĞA, HAVAYA VE SUYA KARIŞTI'
"Bizden çaldıklarıyla kendilerine servet yaratıyorlar ve o serveti kullanarak hayatlarımızı yok ediyorlar. Devlet, halkın cebinden çıkan vergilerle büyük holdingleri finanse ediyor, bu holdingler yoksul insanların bulunduğu bölgelerdeki tarım topraklarına, meralara, ormanlık alanlara çörekleniyor ve o bölgeyi yaşanamaz hale getirdikten sonra kendi toprağına yabancılaşmış insanları madenlerde ücretli köle haline getiriyor" diyen Akdağ, tonlarca siyanür ve zehrin, toprağa, havaya ve suya karıştığını belirti.

'UZUN YILLAR BOYUNCA TEMİZLENMEYECEK'
Fırat Havzasının büyük bir ekokırım alanına dönüştüğünü kaydeden Akdağ, "Uzun yıllar boyunca temizlenmesi mümkün olmayan bir hava, su ve toprak kirlenmesi ile karşı karşıyayız. İşte bu yüzden İliç, adeta Türkiye'nin Çernobil'i olmuştur" ifadelerini kullandı. Madende kimyasal atıkların biriktirildiği havuzların aktif fay hattı üzerinde bulunduğuna işaret eden Akdağ, "En küçük bir sarsıntıda bölgede yıkım olmasa bile bir deprem yıkımından daha büyük zararlar verecek kimyasal kirlenmeler meydana gelebilir" dedi.

'YENİ CİNAYETLER KAPIDA'
Akdağ, şöyle devam etti: "Türkiye'de bugün yeni maden bölgeleri için verilen ya da verilmek üzere olan en az 560 bölge var. Bunların kaçında kimyasal madencilik yapılacak tam olarak belli değil. Ancak bazı bölgelerde bu olasılık yüksek. Şu an Türkiye'de, farklı bölgelerde olmak üzere ağır metal atıklarının biriktirildiği yaklaşık 20 adet havuz var. Yani, her an başka bir siyanür cinayeti veya ağır metal kirlenmesi ile yüz yüze gelebiliriz."

Devletin elindeki olanakları sermayeye peşkeş çekmek yerine halkın sağlıklı ve güvenli ortamda yaşaması için kullanması gerektiğinin altını çizen Akdağ, "İliç'teki faciaya neden olan maden şirketinin ruhsatı iptal edilmelidir. İliç'teki maden derhal kapatılmalıdır. İliç eko-kırım cinayetinin tüm sıralı sorumluları sebep oldukları yıkımın hesabını vermelidir" dedi.