30 Eylül 2024 Pazartesi

Dedeoğulları katliamı davası: Sahte delil üretildi

Dedeoğulları ailesi katliamına ilişkin görülen davada avukatlar hala 45 dakikalık telefon görüşmesinin kayıp olduğunu kaydetti. Avukatlar, katil ile polis arasında bir pazarlık olduğuna dikkat çekti. 

Konya'nın Meram İlçesi'nde 30 Temmuz 2021'de Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi katleden ırkçı, faşist Mehmet Altun ile katliama azmettirmekten Çalık ve Keleş ailesinden 9 kişinin tutuksuz yargılandığı davanın 4'üncü duruşması Konya 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başladı.

Duruşmaya taraf avukatların yanı sıra Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi çok sayıda avukat, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Konya il ve ilçe yöneticileri ile Dedoğulları ailesinin yakınları katıldı.

Tutuksuz sanıkların mazeret bildirmeden gelmedikleri duruşmaya tetikçi Mehmet Altun ve 12 Mayıs 2021'de Dedeoğulları'na saldırı davasından tutuklu bulunan Veli Keleş ile Lütfi Keleş bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) bağlandı.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, katil Mehmet Altun'a araç kiralayan firmada çalışan Muhammet Talha Göncü tanık olarak dinlendi. Göncü, Altun'u daha önce tanımadığını belirterek olay günü hız yapması nedeniyle telefon üzerinden görüştüğünü söyledi. Tanık Göncü, Altun'un araç kiralamaya tek başına geldiğini ve daha önce farklı firmalardan araç kiralaması nedeniyle teminat bedeli almadığını söyledi. Dedeoğulları ailesinin avukatı Abdurrahman Karabulut'un "Telefonda konuştuğun kişinin sesiyle ofise araç kiralamaya gelen kişinin sesi aynı mıydı?" sorusuna tanık, sesin aynı olup olmadığını hatırlamadığını ifade etti. Tanık soruların ardından mahkeme salonundan ayrıldı.

'PİŞMANLIK BELİRTİSİ GÖSTERMİYOR'
Ardından söz alan Dedeoğulları ailesinin avukatı Atilla Kart, dosyaya giren katil Altun ve ailesi arasında geçen konuşmaları okudu. Kart, Altun'un konuşmalarda katliam nedeniyle herhangi bir pişmanlık veya üzüntü belirtemediği ifade etti. Kart, "Aile katile sürekli 'pişmanım de' diyor çünkü katil pişmanlık belirtisi göstermiyor" diye konuştu. Kart, telefon kayıtlarından Altun'un dayıları Helim ve Hidayet Şahin'in yol gösterdiğini ve para yardımı yaptığını belirterek söz konusu dayıların tanık olarak dinlenmesini talep etti.

'AİLE KATLİAMDAN HABERDAR'
Altun'un dayısı Hidayet Şahin'in telefon kayıtlarında, "Yapmasan iyiydi. Elin belasını üzerine aldın. Elin cezasını sen üzerine aldın" dediğini belirten Kart, Altun'un "Polis bana 'Zaten çok iyi dayıların var. Sarılmamak için kendimi zor tuttum' dedi" dediğini de hatırlattı. Dayısı Helim Şahin'in de "3 gün sonra korumalar gelip benden helallik istedi. Bizden de biraz şüphelendiler. Bana seni tutuklayacaktık ama yapmadık" dediğini belirten Kart, görüşme kayıtlarından ailenin katliamdan haberdar olduklarının anlaşıldığını ifade etti.

'ZEHRA ALTUN'UN BANKA HESAPLARI İNCELENSİN'
Görüşme kayıtlarına yansıyan diğer verilere göre Altun'un eşi Zehra Altun'a hem yurt dışından hem de ülke içinden para yardımı yapıldığını dile getiren Kart, "Katil ve eşi arasındaki görüşmelerde Zehra Altun, 'Avrupa'dan avukat için para yardımı geldi. İnsanlar yardım ediyor hem de hiç beklemediğimiz insanlar. Para gönderiyorlar, birçok mektup aldım, çocuklara oyuncak yolluyorlar. Onlara söylemedim ama hesabımda 100 bin lira oldu' ifadelerini kullanıyor" dedi. Kart, Zehra Altun'un banka hesaplarının incelenmesini talep etti.

'SAHTE DELİL ÜRETİLDİ'
Kart, görüşme kayıtlarında İbrahim Keleş ve kimliği bilinmeyen bir kadın arasında geçen konuşmada "Barış'ın (öldürülen Barış Dedeoğulları) silah atmadığı tespit ediliyor. Buna rağmen silah kullandığına dair rapor düzenlenmiş. Madem babam ve Ali üstlenecekti biz neden 50 bin TL verdik" ifadelerini kullandığını belirtti. Kart, sahte delillerin üretildiğine vurgu yaptı.

'45 DAKİKALIK TELEFON GÖRÜŞMESİ KAYIP'
Kart, katilin 2 Ağustos 2021'de Asayiş Şube Müdürlüğüyle 45 dakikalık telefon görüşmesinin hala kayıp olduğunu hatırlatarak "Bu konuşma dosyada yok bu demek ki katil ve polis arasında bir pazarlık var. Bu konuşmalar talep edilmeli. Katliamın gerçekleştiği sularda 18.34-18.36 arasındaki kamera kayıtları dosyada yok. Söz konusu kayıtlar dosyaya eklenmeli" dedi.

'PAZARLIK YAPMADIM, POLİSLER BENİ İKNA ETTİ'
Ardından avukatlar dosyaya giren ses kayıtları üzerine Altun'a sorular yöneltti.  Avukat Karabulut, "İfadende 'Kendim teslim oldum. Polisler yalan söylüyor' diyorsun. 45 dakikalık görüşmede polisle pazarlık mı yaptın?" sorusu üzerine katil Altun, "45 dakikalık görüşmemde beni ikna ettiler, teslim oldum. Polisle pazarlık yapmadım" dedi.

'POLİSLE SENİN ARANDA KİM ARACIYDI'
Avukatın, "Konuşma ile teslim olman arasında 3 günlük ara var. Sen 'Teslim olacağım' dedin. Polis de sana güvendi öyle mi? Polisle senin aranda kim aracıydı?" sorusuna katil, "Kendilerine söz verdim. Bekleyip teslim oldum. Aracı kimse yok" yanıtını verdi. Avukatın, "İfadende 'Polisler bana yardımcı oldu' diyorsun kim nasıl yardımcı oldu?" ve " Çoğu polisler bunlar ölmeyi hak etti' diyorsun kim bu polisler? " sorularına katil "Böyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum" cevabını verdi.

'YENİ ARAÇLAR TESPİT EDİLDİ
Karabulut, soruların ardından konuşmasına "Sanıkların ve tetikçi katilin ifadelerinde savcılığın ve kolluk kuvvetlerinin onları koruduğu görülüyor. Bu nedenle soruşturma tarafsız değildir. Soruşturma katilleri korumak üzerine kuruldu. Katliam ve saldırı dosyasının birleştirilmemesi nedeni olayın bütünlüklü görülmesinin önüne geçmektir" dedi.

Karabulut, Dedeoğulları'nın evinde bulunan kamera kayıtlarında bir beyaz, bir Mercedes aracın olay öncesi ve sonrasında evin etrafında bulunduğunu söyledi. Karabulut, söz konusu araçların kime ait olduğunun ve GPS kayıtlarının dosyaya eklenmesini talep etti.

'SAVCI TANIK OLARAK DİNLENSİN'
Karabulut, hapishanedeki görüşme kayıtlarında sanıkların ve ailelerinin arasında geçen konuşmalarda "Savcı 2-3 kişi üstlensin, diğer sanıklar serbest kalır" ifadeleri nedeniyle savcının davada tanık olarak dinlenmesini talep etti.

SANIK AVUKATI TALEPLERİN REDDİNİ İSTEDİ
Dedeoğulları ailesi avukatlarının konuşmalarının ardından mahkeme heyeti sanık avukatlarına söz verdi. Lütfi Keleş'in avukatı Kazım Turan, "Savcının dinlenmesi talebinin reddini istiyorum. Mehmet Altun aileyi şikayetten vazgeçirmek amacıyla oradaydı. Aile, getirilen kağıtları imzalasaydı bu katliam gerçekleşmeyecekti. Mehmet Altun, ırkçı saldırı veya katliam nedeniyle oraya gitmedi" ifadelerini kullanarak Lütfü Keleş'in azmettirici olmadığı ve tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.

Mahkeme heyeti sanık avukatlarının beyanlarının ardından ara karar kurmak için duruşmaya ara verdi.

Altun'un sim kartsız aradığı anlaşılan 112 görüşme kayıtlarının BTK tarafından bildirilen İMEİ numarası yazılan müzekkere cevabının beklenmesine, akıbeti hakkında ivedi cevap verilmesinin istenilmesine karar veren mahkeme başkanı, aksi halde ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulacağının ihtar edileceğini belirtti. Altun'un dayıları Helim ve Hidayet Şahin'in tanık olarak dinlenmeleri talebini reddeden mahkeme başkanı, "Helim ve Hidayet Şahin ile Zehra Altun hakkında suç duyurusunda bulunulmasına gerek olmadığına, olay tarihinde gözcülük yaptığı belirtilen araçla ilgili, görüntü kayıtlarının hangi kısım ve dakikasında ve hangi araçlarla ilgili olarak tespit talebinde bulunulduğunda bu konuyla alakalı olarak İstanbul ATK'dan rapor aldırılmasına, Mehmet Altun'un tutukluluk halinin devamı ile tutuksuz sanıkların adli kontrollerinin devamı" yönünde karar verdi.

Bir sonraki duruşma 20 Eylül'e erteledi.