23 Eylül 2024 Pazartesi

DBP Genel Başkanlığına Uçar ve Bayındır önerildi

6. Olağanüstü Kongre öncesinde konferansını gerçekleştiren DBP Eş Genel Başkanlığı için Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ve mevcut başkan Keskin Bayındır önerildi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) konferansında, 12 Kasım'da Ankara'da gerçekleştirecek 6. Olağanüstü Kongre öncesinde Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde "Örgütlü toplumda özgür yaşamı kuralım" şiarıyla konferansını gerçekleştirdi.  Binlerce kişinin yanı sıra Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları Oruç ile Tuncer Bakırhan, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce ve çok sayıda siyasetçi ile demokratik kitle örgütü temsilcisi konferansa katıldı. Katılımcıların yöresel kıyafetlerle konferansa katılması dikkat çekti.

Coşkunun hakim olduğu konferansta ilk olarak divan üyeleri seçildi. Ardından devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına saygı duruşu yapıldı. Bu sırada binler hep bir ağızdan, "Şehid namirin" sloganı attı. "Bijî Serok Apo" ve "Bê serok jiyan nabe" sloganlarının sık sık atıldığı konferans, DBP'nin mücadele hattını konu alan sinevizyon gösterimiyle devam etti.

Konferansta seçimler için önerilen isimler açıklandı. Bir süre önce ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirilen Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ile mevcut başkan Keskin Bayındır, eş genel başkanlık görevine önerildi.  

Konferansı selamlayan Uçar, "Kürt halkı demek özgürlük demek, mücadele demek, direniş demek. Şimdi de bunları büyütme zamanı. Yolumuz açık olsun. Başarı bizimdir" dedi.

AYDENİZ: KÜRT HALKININ PARTİSİ MÜCADELE İÇİNDE OLACAKTIR
İlk sözü alan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, "Bilsinler ki (iktidara) bu sahiplenme, mücadeleyi ve özgürlüğü sahiplenmedir. Kürt halkını boğmak isteyenler bilsinler ki Kürt halkı 100 yıldır durmadı, bundan sonra da durmayacak. Özgürlüğünü sağlayana kadar da her zaman direniş, mücadele içinde olacaktır. Sadece sokak ve salonlarda değil, Meclis, cezaevleri gibi her yerde Kürt halkı mücadelesini büyütecektir. Kürdistan'ın özgülüğü ve birliği sağlanana kadar Kürt halkının partisi mücadele içinde olacaktır" dedi.

PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik mutlak tecrit işkencesini hatırlatan Aydeniz, tecridin insanlık suçu olduğunu söyledi ve devam etti: "Tecridin insanlık suçu olduğunu biliyoruz. Tecrit sadece Sayın Abdullah Öcalan üzerinde değildir. Halklar, cezaevleri, Türkiye ve Ortadoğu halkları tecrit altındadır." Aydeniz'in konuşması sık sık "Bijî serok Apo" sloganıyla kesildi. Aydeniz, Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için başlatılan kampanyalara işaret ederek, "Tecrit kırılıp, Abdullah Öcalan özgürleşene kadar her gün her yerde direneceğiz. Biliyoruz ki sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü, halkların, kadınların, Ortadoğu'nun özgürlüğüdür. Ya özgürlük ya özgürlük" ifadelerini kullandı.

'JİN, JİYAN, AZADÎ'NİN SESİNİ ASLA KISAMAYACAKSINIZ'
Eşbaşkanlık modelinin önemine değinen Aydeniz, "Kadının özgürlüğünden korkuyorlar. Kadınların örgütlülüğü, kadının duruşunda korkuyorlar. Onun için topluma mesaj verdiklerinde kadınlar üzerinde veriyorlar. Bugün onlarca arkadaşımız eşbaşkanlık için cezaevinde. Buradan diyoruz ki hiçbir zaman eşbaşkanlığı bırakmayacağız. Bundan asla geri adım atmayacağız. Bugün bu model Jinwar'da ilmek ilmek örülüyor. 'Jin, jiyan, azadî'nin sesini asla kısamayacaksınız" diye vurguladı.

Aydeniz'in konuşmasının ardından salondan "Çizgimiz Beritan, önderimiz Öcalan" sloganı yükseldi.

BAYINDIR: ÇÖZÜM YOLU ULUS DEVLETLERİN ÇÖKTÜRÜLMESİ
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır da konferansa katılanları selamladı. Kapitalist ve emperyalistlerin Kürdistan'ı hedef aldığının altını çizen Bayındır, ulus devletlerin "böl, parçala, yönet" zihniyetinin savaş ve krizlerin temel nedeni olduğunu belirtti. Bayındır, "Halkların kimlik ve statüsü tanınmayana kadar Ortadoğu'daki akan kar durmayacak. 'Böl, parçala, yönet' zihniyetine karşı kalıcı bir mücadele yürütülmezse hiçbir sorun çözülmeyecek. Çözümün yolu ulus devletlerin çöktürülmesiyle mümkün. Bu noktada sorunların muhatapları esas alınmadığı taktirde kalıcı bir çözüm gelişemez" diye kaydetti.

Kürdistan'ın sorunun çözümü için "Kürtlere statüsü" çağrısını yineleyen Bayındır, ulus devlet modelinin Ortadoğu'ya derman olamayacağını da ekledi. Kürt sorununun çözümünün gelişmesi halinde tüm Ortadoğu'da barışın hakim olabileceğini söyleyen Bayındır, bu noktada Ortadoğu coğrafyasındaki sorunlara karşı demokratik konfederalizm önerisini yaptı. Bayındır, şunları söyledi: "Türkiye'nin yüz yılında Kürtlerin statüsü hedef alınıyor. Türkiye, Kürtleri statüsüz bırakmak için Kürdistan coğrafyasını savaş alanına çevirdi. Türkiye, katliam ve asimilasyon politikaları yürüttü. Çöktürme planını devreye soktu. Kürdistan coğrafyasını talan etti. Dilini yasakladı. Kimliğini inkar etti. Ancak Kürtler buna karşı boyun eğmedi. Tarihi bir direniş ortaya koydu."

'ANADİLDE EĞİTİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR'
Demokratik anayasa ısrarını sürdürdüklerini belirten Bayındır, Kürtlerin siyasi haklarının demokratik anayasa ile güvence altına alınması gerektiğini kaydetti. Asimilasyon politikalarına değinen Bayındır, "Anadilde eğitim kırmızı çizgimizdir. Bunun için büyük bir mücadele yürütmeliyiz. Bu noktada Kürt ailelerine de büyük bir rol düşüyor. Asimilasyon politikaları büyük bir mücadeleyle boşa çıkarıldı. Ancak bu yeterli değil" dedi.

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun çözümü için sözlerini hatırlatan Bayındır, Öcalan şahsında tüm toplumun tecrit altında ve nefessiz bırakılmak istendiğini kaydetti. Bayındır, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü isterken salondan "Bijî Serok Apo" sloganı yükseldi.

'İKTİDARLARIN CEBİNİ DOLDURAN SAVAŞ POLİTİKALARIDIR'
Bayındır, bütün Kürt siyasetçilerin ve politik tutukluların serbest bırakılması çağrısı yaparak, şöyle devam etti: "Kürt sorununun çözümü ve demokratik tartışmalar için bugün önümüzde tek yol ve çözüm var; demokratik anayasa, çözüm de Sayın Öcalan'dır. Dolmabahçe Mutabakatı, Kürt sorunun çözümü için tarihiydi. Ancak AKP hükümeti savaşlardan çıkar sağlayan güçlerle yeni ittifaklar kurdu. Daha sonra yine savaş politikalarına başvurdu. Savaş politikasıyla çözüm süreci sona erdi. Savaş siyasetinin ülkemizde ve dünyadaki sorunlara çözüm olmadığı açıktır. Bugün Ortadoğu'da yayılan yangın da bunun bir örneğidir. Halkı yok eden, toplumun yüzde birine hizmet eden, iktidarların cebini dolduran savaş politikasıdır. Dolayısıyla faşist, milliyetçi ve erkek egemen sistem yalnızca iktidara hizmet etmektedir. Dolmabahçe Mutabakatı savaşa ve yağmalamalara karşı kalıcı barışın teminatıdır."

Toplumsal sorunların çözümü için muhakkak bir yol bulacaklarını dile getiren Bayındır, "Kürt halkını, özgürlük ve başarı yolculuğunda hiçbir güç durduramayacaktır. Kürt halkı coğrafyasını demokratikleştirecek ve Kürdistan'da özgür bir yaşam kuracaktır. Artık Kürdistan'da büyük başarının, kadınların ve halkın özgürlüğünün zamanıdır. Artık özgürlük zamanıdır. Artık Kürdistan'da ekolojik ve demokratik bir yaşam kurmanın zamanıdır" dedi.

HATİMOĞULLARI: ORTADOĞU'NUN KANAYAN YARASI FİLİSTİN VE KÜRDİSTAN
Konferansta söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HDEDP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Kürtçe ve Arapça katılımcıları selamladı. Ortadoğu'nun kanayan iki yarasının Filistin ve Kürdistan olduğunu dile getiren Hatimoğulları, Ortadoğu coğrafyasının halklarının eşit bir zeminde onurlu barışı çoktan hak ettiğini söyledi.

BAYINDIR: HEPİMİZİN GÖREVİ DBP'Yİ BÜYÜTMEKTİR
Kürtçe konuşan HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise halkın öncülüğü için DBP'nin tarihi bir rolü olduğunu, herkesin amacının BDP'yi büyütmek olduğunu belirtti. En büyük ihtiyacın ulusal birlik olduğunu ifade eden Bakırhkan, "Kürt halkı her yerde saldırı altındadır, saldırılar varlığımıza yöneliktir. Kürt güçleri toplanmalı ve Kürt halkının varlığına yönelik saldırılara karşı bir araya gelmelidir. Bunun içinde ideolojik mücadelemizi güçlendirmemiz gerekir. Bunun içinde DBP'nin rolü önemlidir. İmha ve asimilasyona karşı paradigmamızı sonuna kadar savunacağız. Kürt halkı statüsünü kazanana kadar mücadelemizi büyüteceğiz. Faşizmin gerilemesi için demokratik ittifakımızı güçlendireceğiz. Bugün kadın hareketi dünyada kadınların sesini yükseltiyor. Kürt kadınları, 'jin, jiyan, azadî' felsefesini dünyaya yayıyor. Kadın arkadaşlarımızı kutluyorum, iyi ki varsınız, her zaman var olun" dedi.