30 Eylül 2024 Pazartesi

DAD Eş Genel Başkanı Kulu: Saldırılar planlı

Ankara'da cemevlerine yönelik eşzamanlı gerçekleşen saldırıların planlı olduğunu söyleyen DAD Eş Genel Başkanı Musa Kulu, "Topyekun direnmeliyiz. Kayıtsız kalınırsa saldırganlar cesaretlenir" dedi.

Ankara'da Tuzluçayır ve Kızılay'da bulunanAna Fatma Cemevi, Şah-ı Merdan Cemevi, Gökçebel Köy Derneği ve Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı'na eşzamanlı gerçekleştirilen saldırılara ilişkin değerlendirmede bulunan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Musa Kulu, cemevlerine saldırıların tesadüf olmadığını söyledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yaptıkları açıklamalarla toplumu tehdit ettiğini belirten Kulu, "Bu saldırılar seçime giderken kaosa sürüklemenin bizi beklediğini gösteriyor. Sadece günübirlik ya da iki tane müptezelin yaptığı bir saldırı değil, aynı anda 4 ayrı yerde olayın yaşanması tamamen komplo, bir projenin düğmesine basıldığı anlamına geliyor. Bunun başka izahı yok" dedi.

SALDIRI PLANLI
Kulu, Muharrem Ayı'nın ilk günü ve cem yapılırken yaşanan saldırının düşünülmüş, planlı ve bilinçli olduğunu ifade etti. Alevilere, 'size nefes aldırmayacağız, sizi ve inancınızı tanımıyoruz, saygı duymuyoruz, hiçbir şekilde kabul etmiyoruz ve hedefimizdesiniz' mesajı verildiğini vurgulayan kulu, "Bu tür şeyler daha çok yaşanacak gibi görünüyor. Hal böyle olunca toplumun da, demokrasi mücadelesi verenlerin de, yurtseverler, aydın ve yazarların da buna karşı koyması gerekir. Çünkü bu münferit bir olay değildir" diye kaydetti.

'TOPYEKUN DİRENİŞ OLMALI'
Kulu, saldırılara karşı "topyekun bir direniş" olması gerektiğini vurguladı, "Hiç kimse bu konuda kayıtsız, sessiz kalmamalı. Kayıtsız kalınırsa bu saldırganları cesaretlendirir. İleride benzer saldırıların önünü açar. Ciddi bir karşı çıkış olursa bu onlara geri adım attırır. Topyekun bir karşı çıkış olmazsa bu Hitler faşizminin adım adım gelmesi gibidir. 1933'leri tekrar yaşıyoruz, yaşayacağız demektir. Böyle giderse tarih tekerrür edecek" diye kaydetti.

Kulu, hiçbir farklılığın diğerinden yüce ya da aşağı olmadığına işaret ederek, şöyle devam etti: "Alevilerin eşit yurttaşlık hakkının, Kürtlerin kimlik hakkının tanınmadığı bir ülkede, barış ve demokrasi gelmez. Çağrımız dünyanın neresindeyseniz demokrasiye, barışa ve kardeşliğe sahip çıkmanızdır."