23 Eylül 2024 Pazartesi

Cizîrî: Süleyman'ın sağlığından KDP sorumludur

Rojnews muhabiri Süleyman Ahmet'ten 25 gündür haber alınamıyor. Özgür Basın Birliği Eşbaşkanı Dilyar Cizîrî, arkadaşlarının KDP güçleri tarafından gözaltına alındığının oluşturulan baskı sonucu öğrendiklerini ancak kendisiyle kimsenin görüşemediğini söyledi. Türk devleti ile KDP güçlerinin Kürt gazetecilere yönelik baskılarının benzerliğine işaret eden Cizîrî, Süleyman Ahmet'in serbest bırakılmasını istedi.

Rojnews Ajansı Arapça servisi editörü Süleyman Ahmet'ten 25 Ekim gününden itibaren haber alınamıyor. Ahmet, Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye topraklarından Güney Kürdistan'a geçerken Semalka Sınır Kapısı'nda KDP güçleri tarafından kaçırıldı.

ETHA'ya konuşan Özgür Basın Birliği (YRA) Eşbaşkanı Dilyar Cizîrî, kendisinden 25 gündür haber alamadıkları Süleyman Ahmet'in kaçırılması ve KDP'nin özgür basın emekçilerine yönelik saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

5 yıldır Süleymaniye'de yaşayan Süleyman Ahmet'in Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'den Güney Kürdistan'a geçerken sınır kapısında kaçırıldığını ve kendisinden uzun bir süre haber alamadıklarını söyleyen Cizîrî, "Rojnews Ajansı hem YRA hem de Başûrê Kurdistan'da gazetecilerin korunması için çalışan kurum ve kuruluşlar özellikle Metro Center for Journalists tarafından açıklamalar yapıldı. Bu baskılar KDP'nin Güney Kürdistan hükümetinin Süleyman Ahmet'i gözaltına aldıklarına ilişkin açıklama yapmasını sağladı" dedi.

Süleyman Ahmet'in gözaltı gerekçesine dair hiçbir açıklama yapılmadığını, Duhok asayişinin hangi delillere dayanarak gözaltında tuttuğunu bilmediklerini aktaran Cizîrî, "Süleyman Ahmet orada bir suç işlemiş mi? Hayır. Güney Kürdistan'ın yasalarını çiğnemiş mi? Hayır. Niye çünkü yurtsever bir Kürt. Niye? Çünkü Kürt halkının davası için mücadele ediyor. Anlaşılıyor ki artık bunlar da suç" sözleriyle KDP'nin Kürt halkının mücadelesine düşmanlığını aktardı.

'EFRÎN İŞGALİ SÜRECİNDE İŞLENEN SUÇLARI HABERLEŞTİRDİ'
Süleyman Ahmet ile 2014 yılında tanıştığını ve Efrîn'de birlikte çalıştıklarını anlatan Cizîrî, ANHA'da muhabirlik yapan Ahmet'in Türk devletinin 2018'de Efrîn'i işgali sırasında yaşananları takip ettiğini aktardı.

Ahmet'in Türk devleti ve çetelerinin işlediği suçları, Efrîn halkının acı ve zorluklarını, Türk devletinin bombardımanı altındaki kişilerin yaşadıklarını kamerası ve kalemiyle belgelediğini kaydeden Cizîrî, Süleyman Ahmet'in KDP tarafından kaçırılmasının sadece Süleyman Ahmet'in kaçırılması anlamına gelmediğini söyledi. Cizîrî şöyle konuştu: "Bu saldırılar, bu tutuklamalarla özgür basını hedef alıyorlar. Suçlarını kamuoyuyla paylaşacak bir basının bulunmasını istemiyorlar."

'ÖZGÜR BASINDAN İNTİKAM ALMAK İSTİYORLAR'
Süleyman Ahmet'in Güney Kürdistan'da çalışabilmek için bütün resmi belgelere sahip olduğunu hatta Bağdat'ta dahi çalışabileceğini ifade eden Cizîrî, "Hewlêr'de Rojnews emekçileri engellemelerle karşılaşıyor. Süleyman'ın tutuklanmasındaki amaç özgür basının hedeflenmesidir. Çünkü özgür basın iktidarın suç ve baskılarını kamuoyuyla paylaşıyor" ifadelerini kullandı.

KDP ve çevresinin birçok TV kanalı olmasına, birçok basın kurumuna sahip olmalarına ve bu kurumlar için çok büyük paralar harcamalarına rağmen artık Kürdistan kamuoyunu kandıramadıklarını ifade eden Cizîrî, "Çünkü özgür basın dakika dakika, anbean eylem, suç ve ihlallerini kamuoyuyla paylaşıyor. Bu yüzden de intikam almak istiyorlar. Özgür basını yok etmek istiyorlar" dedi.

'GAZETECİLER GÜNEY KÜRDİSTAN'DA SALDIRI ALTINDA'
Güney Kürdistan'da gazetecilerin ilk defa saldırılarla karşılaşmadığını hatırlatan Cizîrî şunları söyledi: "Güney Kürdistan'da böyle birçok olay gerçekleşti. Şengal'de de aynı şey gerçekleşti, gerçekleşiyor da. Bu bahsettiğimiz suçu Türk devleti de işledi. İşgal altındaki Efrîn ve Serêkaniyê'de Süleyman Ahmet gibi onlarca gazeteci evlerinden çıkartıldı, evine el konuldu, talan edildi. 40'a yakın gazetecinin evinin Serêkaniyê'de talan edildiği belgelendi. O evlerde şimdi çeteler oturuyor."

Cizîrî, KDP'nin Kürt gazetecilere yönelik saldırılarında Türk devletinin Kuzey Kürdistan'da özgür basın emekçilerine yönelik saldırılarından feyiz aldığını ifade etti. Ahmet'in Türk istihbaratının talimatıyla KDP tarafından kaçırılmış, gözaltına alınmış olabileceğini söyleyen Cizîrî, "Bir taziyeyi takip etmek için Hewlêr'den Duhok'a oradan Semalka'ya oradan da Rojava'ya geldi. Acaba dönerken ne değişti de kaçırıldı? Demek ki Türk devletinin istihbaratı KDP'ye talimat vermiş" dedi.

'AMAÇLARI ÖZGÜR BASIN EMEKÇİLERİNİ KORKUTMAK'
KDP'nin Ahmet hakkındaki iddialarını kamuoyuna kanıtlaması gerektiğini ifade eden Dilyar Cizîrî, asıl amacın özgür basın emekçilerini korkutmak, mücadele ve özgürlük çizgisinden uzaklaştırmak olduğunu vurguladı.

Ahmet'in rehin tutulmasının uluslararası kanunlara göre suç olduğunu kaydeden Cizîrî, "Bugün 25. gün Süleyman'dan hiçbir haber alınamıyor. Gözaltındaysa bir suç işlemişse avukat ve ailenin haber alma hakkı olması lazım. Görme, ziyaret etme, sorma hakları var" dedi.

'TÜRK DEVLETİ VE KDP GAZETECİLERE SALDIRIYOR'
Gazetecilerin korunmasından sorumlu kurum ve kuruluşların açıklama yapmakla yetinmelerini eleştiren Dilyar Cizîrî, şunları kaydetti: "Ama bu yeterli değil. Biz YRA olarak da bazılarıyla görüştük ama açıklama çerçevesinde kaldılar. Bu kurumlar da artık iktidar ne isterse onu yapıyor. Bu yeni bir şey değil. Biz bunu Kuzey ve Doğu Suriye'de gazetecilerin hedef alınmasında da gördük. Îsam Ebdulah saldırıları takip etmek istediğinde Türk devletinin savaş uçakları tarafından başka bir saldırıyla karşılaştı ve şehit düştü. Yine Jin TV ekibi de aynı şeyi yaşadı. Türk devleti gazetecilere saldırıyor. KDP gazetecilere saldırıyor. Bu işlenen suçlar birbirinden kopuk değil."

'KATLEDİLEN FİLİSTİNLİ GAZETECİLER İÇİN DE SADECE AÇIKLAMA YAPILDI'
KDP ve Güney Kürdistan hükümetinin özgür basın emekçilerinin ve Süleyman Ahmet'in sağlığından sorumlu olduğunu ifade eden Cizîrî, "Adlarını dile getirdiğimiz kurumlar da görevlerini yerine getirmeli. Görevlerini yerine getirmezlerse onlar da sorumludur. İsteseler bir baskı oluştururlar. Şuan Filistinli onlarca gazeteci katledildi. Sadece açıklama yapıldı. Burada da açıklama dışında bir şey yapmadılar" dedi.