23 Eylül 2024 Pazartesi

ÇHD: Siyonist işgale karşı Filistin halkının yanındayız

ÇHD İstanbul Şubesi İsrail Konsolosluğu önünde düzenlediği eylemle Filistin halkının yanında olduğunu vurgulayarak siyonist İsrail'le tüm ilişkilerin kesilmesi çağrısında bulundu.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, İsrail'in Filistin'e dönük işgal saldırılarına karşı Levent'te bulunan İsrail Konsolosluğu önüne yürüdü. "Siyonist işgale ve emperyalist saldırılara karşı Filistin halkının yanındayız" pankartı açılan eylemde açıklamayı avukat Gülyeter Aktepe okudu.

Ekimin ilk haftasından bu yana Filistinlilerin siyonist İsrail eliyle yeni bir soykırım dalgasıyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Aktepe, uluslararası kamuoyu önünde yaşanan soykırımın her geçen gün şiddetini arttırdığını söyledi. İsrail yetkililerinin cezasızlık politikalarına sırtını yaslayarak açık açık işledikleri ve işleyecekleri savaş suçlarını dile getirdiğini vurgulayan Aktepe, "Siyonist İsrail rejimi, kurulduğu günden bu yana Filistin halkına sistematik şiddet, soykırım ve akla gelebilecek her nev'i zorbalığı uygulamaktadır. Emperyalist güçler eliyle bütün bunlar görmezden gelinir ve hatta desteklenirken, Filistin halkı yıllardır toplu katliamlara uğramış, yerinden sürülmüş ve topraklarına el konulmuştur" dedi.

Siyonist rejimin emperyalizmin Ortadoğu'daki karakolu olduğunu ifade eden Aktepe, İsrail'in emperyalizm himayesinde her suçu işlediğini vurguladı. "Kitle katliamları, yasa dışı yerleşimler, el koymalar neticesinde Filistin halkı gettolara sıkıştırılmış; Gazze'de ve Batı Şeria'da etrafları demir kafesler, duvarlar, kameralar ve silahlarla çevrilmiştir. Filistinlilerin su kaynakları ellerinden alınmış; uluslararası toplumla doğrudan temas kurmaları, kıyılarına gemi yanaşması, zenginliklerinden faydalanmaları yasaklanmıştır" diyen Aktepe, Gazze ve Batı Şeria'nın dünyanın en büyük nüfus yoğunluğunun yaşandığı bir açık hava hapishanesine dönüştürüldüğünü söyledi.

Batılı devletler tarafından Filistin'e destek için örgütlenmek istenen eylemlerin kriminalize edildiğine işaret eden Aktepe, "İşbirlikçi bölge devletleri, son iki yıldır İbrahim Anlaşmaları adı altında İsrail'le ilişkilerini 'normalleştirirken' Filistin halkı, kaderine terk edilmiştir. Filistinlilerin ellerinde kalan toprak parçaları gün be gün İsrailli silahlı paramiliter güçlerin eline geçerken, bu suçları organize eden teröristler Binyamin Netanyahu hükümetinde bakan yapılmıştır" ifadelerini kullandı.

"İşte bu koşullar altında, Filistin direniş örgütleri, 7 Ekim'de başlattıkları hamle ile kuşatmayı yarmış, demir kafesi parçalamış, siyonist rejime ciddi darbeler indirmiş; boğulmak üzere olan Filistin halkının sesini ve taleplerini dünyaya duyurmuştur. Siyonist rejimin yıkılacağına olan umudu diriltmişlerdir" diyen Aktepe, ilk andan itibaren İsrail ve emperyalist işbirlikçilerinin Filistinlilerin soykırımını meşrulaştırdığını söyledi.

İsrail'in Filistin'de adım adım soykırıma ilerlediğini kaydeden Aktepe, şöyle devam etti: "Bir halkın topluca aç ve susuz bırakılması, öldürülmesi, göçe zorlanması soykırım suçunu oluşturur, bu suçta zaman aşımı yoktur ve Türkiye Mahkemeleri yurt dışında işlenen soykırım suçlarını yargılamaya yetkili ve görevlidirler. Ne var ki bugün, Filistin halkına yaşatılanın insanlık suçu ve soykırım olduğunu, İsrail'in 'yerleşimci' diye meşrulaştırmaya çalıştığı insanların aslında işgalci olduğunu dile getirmekte beis görmeyenler, eş zamanlı olarak Rojava ve Suriye topraklarında süregelen sınır ötesi operasyonların ve katliamların sorumluluğunu taşımaktadır. Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin bu açıklamalarının da emperyalist bloğun bütünü gibi net bir ikiyüzlülükle dile getirildiğini görmemek mümkün değildir."

Ezilen halkların katledilmesini engelleyecek olanın Filistin direnişiyle kenetlenmek olacağını vurgulayan Aktepe, "İşgalci İsrail devletini kurulur kurulmaz tanıyan Türkiye Cumhuriyeti, bu terör organizasyonu ile diplomatik, askeri, ticari, akademik ve kültürel düzeyde her türlü ilişkisini derhal kesmelidir. Filistin halkının bölge ülkelerinden beklentisi budur. Siyonist rejimi olağan ve makul gösteren her türlü faaliyet, her düzeyde boykot edilmelidir" dedi.

Eylem boyunca "Katil İsrail Filistin'den defol, "Nehirden denize özgür Filistin", "Filistin halkı yalnız değildir", "Katil ABD Ortadoğu'dan defol", "Rojava'dan Gazze'ye halklar direnişte", "Yaşasın halkların kardeşliği" sloganları atıldı.