1 Ekim 2024 Salı

ÇGD: Temmuzda gazetecilik etik değerleri çiğnendi

ÇGD, medya değerlendirmesi yaptığı Temmuz raporunda gazetecilik ilkelerinden çiğnendiğini ifade etti. Temmuz'da bir gazetecinin silahlı saldırıya uğradığını, iki gazetecinin darp edildiğini, iki gazetecinin ise ölümle tehdit edildiğini raporlaştırdı.

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Medya İzleme Komisyonu, Temmuz ayına ilişkin Medya Raporunu yayımladı. Türkiye'deki basın kuruluşlarının çıkmaz bir sokağa girdiği ifade edilen raporda, geçen ay pek çok gazetecilik ilkesinin çiğnendiğinin aktarıldı.

"Şiddet, zorbalık ve savaş kışkırtıcılığına araç olamaz" ilkesi hatırlatılarak "Ne yazık bu iki ilke geçen ay da birçok kere çiğnendi" denildi.

Haber Global'deki 'Jülide Ateş ile 40' programına, Bahçelievler katliamının faillerinden Haluk Kırcı'nın çıkarıldığı hatırlatılan raporda, şu ifadelere yer verildi: "Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak; halkın doğru bilgilendirilmesi adına bazen katillere de mikrofon tutulacağı, böylelikle gerçeklerin ortaya çıkarılmasına katkı sunulabileceği görüşü yanında durmaktayız. Ancak sınırımız budur. Hiçbir basın kuruluşunun, bir katliamı meşru gösterme, bir katili kendini aklama zemine dönüşmesine ne anlayış gösteririz ne de görmezden geliriz. Buna anlayış göstermek de görmezlikten gelmek de katliama ortak olmak anlamına gelecektir. Haber Global televizyonu, bu yayından kaynaklı daha fazla zaman geçirmeksizin başta genç yaşta katledilenlerin anısından, yakınlarından ve Türkiye kamuoyundan özür dilemelidir."

'SABAH YAPILMAYAN AÇIKLAMAYI YAZDI'
Raporda bir başka etik dışı davranış olarak Ayasofya'da kılınan ilk Cuma namazı öncesinde Sabah gazetesinin, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nu ve Muharrem İnce'yi hedef alması gösterildi.

Raporda şunlar kaydedildi:
"Geçen ay mesleğimiz gazeteciliğin, 'etik dışı' demenin bile kifayetsiz kaldığı, ahlaksızca niyetlerle kullanıldığı bir olay da Sabah gazetesinde yaşandı. İktidarın propaganda aracı haline dönüşmüş bu gazete, yalan ve uydurmaya dayalı ve toplumu din üzerinden kutuplaştırmayı hedefleyen bir yayın yaptı. Sabah'ın 21 Temmuz günü yaptığı yayın, Türkiye basın tarihi açısından utanç verici düzeydeydi.

"Sabah gazetesi, Ayasofya'ya namaza gitme daveti tartışması üzerinden Muharrem İnce'nin 'düşündüğü ama yapmadığı' bir açıklama olduğu iddiasıyla bir haber yayınladı. Sabah gazetesinin, Kaftancıoğlu'nu Ayasofya ve İslamiyet üzerinden hedef gösterme arayışına bulduğu sonuç, Muharrem İnce'nin yapmadığı bir açıklamayı İnce'nin ağzından yazmak oldu.

"'Sen domuz eti ye ben namaza giderim' başlıklı habere Muharrem İnce, 'İktidar medyası niyetimi okumuş, aklımdan geçenleri benim yerime düşünmüş, dibin dibi rezil bir habere imza atmış. Bunun sonu telepati, kahvenin dibi, telve veya papatya falıdır' sözleriyle tepki gösterdi. Utanç verici bu yayın için ne Sabah gazetesi bir tekzip yayınladı ne de halkı kin ve düşmanlığa ittiği iddiasıyla savcılar hareke geçti."

'ALTUN MEDYAYI KUTUPLAŞTIRDI'
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un, Basın Çalışanlarının Haklarının İyileştirilmesi Çalıştayı'nda yaptığı konuşma da hatırlatılan raporda bu konuşmanın iktidarın basın özgürlüğüne nasıl baktığının özeti niteliğinde olduğu belirtildi.

"Altun, Türkiye'deki gazetecileri ikiye böldü, bir kısmını 'yerli ve milli', bir kısmını 'ajan, provokatör, terörist' ilan etmekten çekinmedi" denilen raporda şu ifadelere yer verildi:
"Altun'un 'manipülatif ve provokatif bilgi üreterek ülkesine karşı operasyon merkezlerine dönüşen bir kesim olduğunu üzülerek görüyoruz. Ne yazık ki bu kesimin yeri geldiğinde terör örgütlerinin propaganda aygıtı olarak devreye girdiklerini, ellerindeki medya gücünü bir silah olarak devlete ve millete doğrulttuklarını da müşahede ediyoruz… Bırakın artık bu coğrafyada, bu topraklarda 5. kol faaliyetleri sürdürmeyi ve gerçek anlamda 4. kuvvet olun. Demokrasi düşmanlığı yapmayın, demokrasimize hizmet edin' sözleri özgürlüklerin kısıtlanmasında sınır tanınmadığının belgesi..."

SOSYAL MEDYAYA SANSÜR YASASI
Raporda yasalaşan sosyal medya yasa teklifine de yer verilerek "Otoriter yönetim anlayışlarının başvurdukları ilk yöntem olan yasaklar geçen ay da eksik olmadı" denildi. Raporda yasayla ilgili "Bu düzenlemenin düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünü doğrudan sınırlayacağı kesindir" ifadeleri kullanıldı.

SALDIRI DA SÜRDÜ YARGILAMA DA
Ayrıca raporda geçen ay gazetecilere yönelik saldırı, gözaltına alma ve yargılamalara da yer verildi:

1 gazeteci silahlı saldırıya uğradı.
2 gazeteci darp edildi.
2 gazeteci ölümle tehdit edildi.
Gazetecilere zor kullanıldı.
2 gazeteci gözaltına alındı.
5 gazeteciye soruşturma açıldı.
2 gazeteciye toplam 22 yıl 3 ay hapis cezası verildi.