30 Eylül 2024 Pazartesi

Çepni: Fındık uluslararası sermayeye peşkeş çekiliyor

Meclis Genel Kurul'da fındık üretimine ilişkin konuşan HDP Milletvekili Çepni, Karadeniz fındığının bir ülkeyi kalkındırabilecek niteliğe sahip olduğuna dikkat çekti. Çepni, "yerli ve milli" edebiyatı yapılarak fındığın yabancı sermayeye peşkeş çekildiğini vurguladı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni, Meclis Genel Kurul'da fındık üreticilerinin sorunlarının araştırılması amacıyla CHP'nin verdiği soru önergesi üzerine konuştu.

'FINDIK ULUSLARARASI SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR'
Çepni, fındığın dünya üretiminin yüzde 78'inin, ihracatın ise yüzde 76'sının Türkiye'de gerçekleştiğini kaydetti. Çepni, "Türkiye'deki fındık sorunu, Türkiye tarımının, Türkiye emekçilerinin uluslararası çoklu şirketlere peşkeş çekilme meselesidir. En sonunda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Yaklaşık 8 milyon insan fındık üretiminden geçinmektedir. 16 ilde, 123 ilçede ve 3 bin 200 köyde 720 bin hektar alanda fındık üretilmektedir. FİSKOBİRLİK '38'de kuruldu tek yetkili olarak. 2000 yılında özelleştirme kapsamında kontrol altına alındı, şirketlere de ihracat hakkı tanındı. 2006'da yeniden TMO'ya fındık alma yetkisi verildi ancak bu yetki de şöyle kullanıldı, şirketlerin depolama olanaklarını TMO kullandı yani şirketleri depolama masrafından da kurtarmış oldu, TMO topladığı fındıkları FİSKOBİRLİK depolarında saklayarak bunu yapmış oldu. 2015 yılında 20 şirketin yaptığı 3 milyar dolarlık ihracatın üçte 1'ini yabancı sermayeli Ferrero yapıyor yani Karadeniz fındığı Ferrero'ya teslim edilmiştir. Biz buradan çok net olarak şunu söylüyoruz, lafı hiç uzatmaya gerek yok, edebiyat yapmaya da hiç gerek yok. Karadeniz'in fındığı sadece bir bölgeyi değil, bir ülkeyi kalkındırabilecek bir niteliğe sahip ve siz bu fındığı bir yabancı şirkete hem de yerlilik, millilik, vatanseverlik edebiyatının arkasında veriyorsanız bunun adı uluslararası sermayeye peşkeş çekme politikasıdır, bunun adı yerlilik ve millilik değildir" dedi. 

'MARKETTE 100 TL'YE SATILAN FINDIK ÜRETİCİDEN 18 TL'DEN ALINIYOR'
Fındık fiyatlarının artık ticaret borsalarında fiyat açıklanması yapılmayan ürünler arasında yer aldığını kaydeden Çepni, buna karşın TMO'nun yılda bir kez alım fiyatı açıkladığına dikkat çekti. Çepni, "Böylece fiyatlar dalgalı halde serbest piyasada belirleniyor. Yani, fiyatları serbest piyasada şirketler belirliyor. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şu veya bu kurumu değil, halk değil, uluslararası çok ortaklı şirketler belirliyor arkadaşlar. Açıklanan fiyatlar da sezon sonuna doğru en alt seviyeye iniyor. Buradan matematik yapmaya gerek yok durum çok açık. Marketlerde 100 TL'ye varan fiyatlarla satılan fındık, üreticiden 18 TL ila 20 TL civarından toplanıyor. Fındık fiyatı, maliyet hesabına göre belirlenmelidir. Fiyatı şirketler değil üretici belirlemelidir. Şu anda fiyatları maalesef şirketler belirliyor. Üretici daha ürünü toplamadan piyasaya borçlanıyor, böylece ürünü erkenden ucuza şirketlere satmak zorunda kalıyor" ifadelerini kullandı. 

'ÜRETİCİ DESTEKLENMELİ VE ÜRETİM YENİLENMELİ'
Çepni, konuya dair şu önerilerle devam etti:
"Bahçelerin çoğu ömrünü tamamlamış durumdadır. Üretici, yeni teknolojiyle üretime yatırım yapamamaktadır. Üretici desteklemeli ve üretimin yenilenmesi sağlanmalıdır.

"Alan bazlı gelir desteği, ürün bazlı gelir desteğine dönüştürülmelidir. Böylece, alınan destek başka alanlara değil yeniden fındık üretiminde değerlendirilebilecektir. Yabancı şirketlerin tekelleşmesine son verilmelidir. FİSKOBİRLİK, üretimden pazarlamaya söz sahibi olabilecek, üreticiden yana bir yapıya kavuşturulmalıdır. Tek söz sahibi FİSKOBİRLİK ve halk olmalıdır. Köylerde nüfus azalmış, genç nüfus kalmamıştır. Binlerce mevsimlik tarım işçisi bu bölgemizde en sağlıksız koşullarda, güvencesiz ve ucuza çalıştırılmaktadır. Ayrıca, ırkçı saldırılara da maruz kalmaktadırlar. Mevsimlik işçilerin durumu düzeltilmeli, sağlıklı, güvenceli çalışma şartları oluşturulmalıdır.

"Fındık üzerinden Karadeniz halkımıza şunu söylemek istiyorum. Kim size 'yerlilik ve millilik' edebiyatı yapıyorsa, onlara şunu sorun: 'Türkiye'nin milli ürünü olan çayı, uluslararası tekellere satan kimse gelip bize konuşmasın' demeliler."