30 Eylül 2024 Pazartesi

Burcu Kızılyıldız yazdı | Suruç'ta bir nazlı temmuz bildirisi Nazlı Akyürek

Kutsiye Bozoklar'ın da dediği gibiydi Nazlı'nın yüreği; "Bir insan bir dünya kurmak için yola çıkınca ilkin kendinden başlar işe, yüreğindeki inançtan." SGDF'nin "Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" kampanyasına başvurmuştu. 33 düş yolcusunun yepyeni bir düzen içindi gidişleri. Yeniyi hep beraber kuracaklardı. Yeni onlardı onların içindeydi onlarla var oluyordu, onlar var ediyordu.

Ben bu mektubu sana yazabilir miyim şimdi temmuzum
Sızlıyor sensizliğim ey tükenmeyen sen temmuzu kavuşmaların
Yarim benim atım benim benim havam benim eşkıyalığım
Gün döner sular durulur eskir ne varsa güneş altında
Eskir ne varsa en tapınılan ey tükenmeyen
Sevmek hep yeni
Sevmek hep yeni
Sevmek hep yeni

Lice'de doğdu Nazlı ama doğduğu yerden çok uzaklarda Adapazarı'nda büyüdü. Lice katliamında ailenin birçok ferdi katledilmişti ve hayatta kalanlar göç yollarına düşmüştü. Görmüştü Nazlı Kürt halkına yapılanları. Görmüştü sömürülen, katledilen, asimile politikaları uygulanan ama bunlara karşı örgütlenen ve Kürt özgürlük mücadelesini yaratan bir halktan geldiğini. Kendi geçmişine sırtını dönmeyerek kendi ailesine yapılanı onarmak için de Kobanê yollarına düşmüştü. Ursula Le Guin'in de dediği gibi "Kırılanı, kırılmış onanır." Çünkü içinde bulunduğu sistemi kendinden başlayarak, insanlığa göre değiştirmek, onarmak güvende hissettirir, değiştirebilme umudu ve bilinci insanda aidiyet duygusu yaratırdı.

Nazlı sahiplenmişti kendi Kürt ezilmişliğini, sahiplenmişti cins ezilmişliğini ve sırtlamıştı geçmişten gelen hıncını. Değiştirmeli ve onarmalıydı. 22 yaşında Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndendi, yeniye umut olmak için yollara düştüğünde. Adaleti, adaletli eşit bir düzen istediği için seçmişti bu bölümü, sistem içindeki adaletsizliğe karşı durmak, ezileni savunmak için giymek istemişti o cübbeyi üzerine. Ve sadece o cübbe ile var olmayacaktı mücadelesi, o yollara düşecekti yüreğindeki inançla değiştirme rüzgarında bir de o kanat çırpacaktı tüm özgürlükleri elde edene kadar.

Kutsiye Bozoklar'ın da dediği gibiydi Nazlı'nın yüreği; "Bir insan bir dünya kurmak için yola çıkınca ilkin kendinden başlar işe, yüreğindeki inançtan." SGDF'nin "Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" kampanyasına başvurmuştu. 33 düş yolcusunun yepyeni bir düzen içindi gidişleri. Yeniyi hep beraber kuracaklardı. Yeni onlardı onların içindeydi onlarla var oluyordu, onlar var ediyordu. 33 düş yolcusu her biri kapitalist sistemin bir çarkı olmayı reddetmiş, değiştirmek ve umut olmak için adım atmışlardı. 20 Temmuz 2015 tarihinde IŞİD'in canlı bomba saldırısı sonucu katledildiler. Kadınlar taşıdı Nazlı'nın cenazesini. Hem kendi hem de orada Nazlı'yı uğurlamaya gelen kadınlar içindi özgürlük mücadelesi. Geriye kalan, bize düşen ise, onların adımına her seferinde daha fazla, daha sert, daha güçlü adımlar eklemekti.

Üzerinden 7 yıl geçti. Katliam davasında katliamı gerçekleştirenlerin, katliamı gerçekleştirenlere talimatı verenlerin ve 10 Ekim Ankara Gar katliamı, Madımak, Amed, Roboskî vb. bütün katliamların aydınlatılması talebiyle 33 düş yolcusunun yoldaşları adalet arayışını sürdürüyor. Nazlı'nın yolundan hak savunuculuğuna ve 33 düş yolcusunun umutlarını ve yeni bir dünya isteklerini yürekliyor, unutmuyoruz. 7. yılında bir kez daha "Suruç için adalet herkes için adalet."