23 Eylül 2024 Pazartesi

Beyaz G(ö)rev 2. gününde: Direne direne kazanacağız

Sağlık emekçilerinin Beyaz G(ö)rev'i ikinci gününde sürüyor. Birçok kentte iş bırakan sağlık emekçileri taleplerini yineledi, "Buradayız hiçbir yere gitmiyoruz" dedi. 

14 Mart Tıp Bayramı'nda Türkiye ve Kürdistan'ın birçok kentinde eyleme çıkan sağlık emekçilerinin Beyaz G(ö)rev'i ikinci gününde devam ediyor. "Emeğimiz, haklarımız, sağlığımız ve geleceğimiz için 14-15-16 Mart'ta G(ö)rev'deyiz" diyen  sağlık emekçileri, mesleki bağımsızlıkları için ikinci günde de birçok kentte eylemdeler.

Pandemi sürecinde fedakarlıkla görevini sürdüren sağlık emekçileri iktidarın yanlış sağlık politikaları ve hedef göstermesine rağmen ülkeden ayrılmayacaklarını belirtti. 

Geçmiş yıllarda düzenlenen Beyaz Yürüyüş ve Beyaz Forum eylemleri ile iktidarı uyaran sağlık emekçileri, "Bilmenizi isteriz ki siz emeğimizi-bizleri görmezden gelmeye devam ettikçe; bizler de tüm haklılığımızla sizin karşınızda durmaya, emeğimize geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz" dedi.

Kendilerini yok sayan, "Gidiyorlarsa gitsinler" diyen iktidara karşı emeklerine, mesleklerine ve geleceklerine hep birlikte sahip çıkacaklarını vurgulayan sağlık emekçileri, çözümün ancak mücadeleyle olacağını söyledi. "Bizleri mutsuz, hastaları mağdur eden; sağlığı ticarete, hastaları müşteriye, hastaneleri ticarethanelere dönüştüren sağlık anlayışı iflas etmiştir" diyen sağlık emekçileri, tahammüllerinin kalmadığına işaret ederek, mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.

Eylemlerinde sık sık "Direne direne kazanacağız", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları atıldı. 

Sağlık emekçilerinin talepleri şöyle: 
🔹 "Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin.
🔹 Şiddetsiz ve güvenli bir çalışma ortamı için yeni ve etkili Sağlıkta Şiddet Yasası çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.
🔹 Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatılmasından vazgeçilsin.
🔹 3 bin 600'den 7 bin 200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın.
🔹 Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Ceza yönetmeliği kaldırılsın.
🔹 Koşulsuz ücretli nöbet ertesi izin verilsin.
🔹 Geç ödenen Nöbet ve Performans ödemeleri zamanında ödensin."

Sağlık emekçileri iktidarın ücreti az buldukları için gittikleri iddiasına şu maddelerle yalanladı: 
🔹 Yeterli öğretim üyesinden yoksun ve pıtrak gibi açılan üniversitelerdeki niteliksiz tıp eğitiminden,
🔹 36 saate varan angarya koşullarda çalışmaktan,
🔹 Kadrolu, güvenceli istihdam ve atamaların yapılmamasından,
🔹 Güvenli ve sağlıklı çalışma ortamları olmamasından,
🔹 Etkin bir sağlıkta şiddet yasası çıkarılmamasından,
🔹 İnsanca yaşayabilecekleri ve emekliliğe de yansıyan temel ücret alamadıklarından, liyakatsiz yöneticilerin baskısı ve mobbinginden,
🔹 Yıpranma payının olmamasından ve ek göstergelerin düşük olmasından,
🔹 Yaşatmak için çalışırken hayatlarından olduklarından, meslek kaynaklı hastalıklarının meslek hastalığı olarak kabul edilmemesinden,
🔹 Sağlık hizmetleri için ödenen katkı ve katılım paylarının kaldırılmamasından,  Herkese eşit, ücretsiz, ulaşılabilir, nitelikli ve kamusal sağlık hakkının olmamasından,
🔹 KHK lar ve haksız soruşturmalar gibi antidemokratik uygulamalardan, iş ve ücret güvencesinin olmamasından."

Hekimlerin, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin sorunlarına kulak tıkayan ve görmezden gelen bu anlayış toplumun tümünün sorunlarını da yok saydığının altı çizilen açıklamalarda, kabul edilemez bu durumun sonlanması istendi.

Sağlık emekçileri, "Bu tıkanmış ve işlemeyen sağlık sisteminin yükünü artık çekmek istemiyoruz. Bize dayatılan bu çalışma koşulları nedeniyle tükeniyoruz ve biz bu bozuk düzene karşı alternatifsiz değiliz. Bunun kader olmadığını biliyoruz, toplumun sağlık hakkı ve tüm sağlık emekçileri olarak haklarımızı alana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Ekonomik, özlük ve demokratik
taleplerimiz gerçekleşinceye kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Sağlık bir ekip işidir, bizi bölmeye ayrıştırmaya çalışan politikalara ve söylemlere inat hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Buradan bir kere daha haykırıyoruz, korkmuyoruz, susmuyoruz hiçbir yere gitmiyoruz" dedi.