22 Eylül 2024 Pazar

BES: Enflasyon farkı yoksulluğu artırtacak

BES, enflasyon farkına dair açıklama yaparak açıklanan rakamın yoksulluğu derinleştireceğini söyledi.
Büro Emekçileri Sendikası (BES), kamu emekçilerinin gasp edilen enflasyon farkları ve 2019 yılı ilk 6 ay için verilen yüzde 4'lük zamma ilişkin Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenledi.
 
"IMF buyurdu, hükümet duyurdu! Enflasyon farkıyla mücadelede mutlu son!" denilen açıklamayı BES Genel Başkanı Serpil Akpınar okudu.
 
Akpınar, 2018 yılının idari açıdan köklü değişikliklerin yaşandığı, yaşanan ekonomik krizin emekçilerin hayatını alt üst ettiği, toplumda eşitlik, özgürlük, adalet, barış ve insanca yaşam taleplerinin artarak devam ettiği bir yıl olduğunu belirtti.
 
Ekonomik krizin 2019'da daha da derinleşerek devam edeceğini vurgulayan Akpınar, "Hükümet ekonomik krizi açıktan dillendirmese de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından "Yeni Ekonomi Programı" başlığı ile kamuoyuna sunulan Orta Vadeli Program (OVP) öz itibariyle ekonomik krize karşı önlemleri içermektedir. Başta enflasyon olmak üzere büyüme oranı vb. ekonomik göstergeler baştan sona revize edilirken, döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalara karşı faiz artırımına gidilmiştir" dedi.
 
Akpınar, hükümetin 2018 yılı için enflasyon beklentisinin yüzde 5 olmasına rağmen OVP'de yüzde 20,8'e çıkarıldığı ve son iki ayı ile sınırlı olarak planlanan "Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı"nın asıl hedefinin enflasyonla değil, kamu emekçilerinin ve emeklilerin alacağı enflasyon farkı ile mücadele olduğunu kaydetti.
 
Akpınar, "Programın içeriğine bakıldığında, iki ay süreyle 50 üründe yüzde 10 fiyat indirimi, kredi faizlerinde yüzde 10'luk faiz indirimi ve KDV iadelerin yıl sonuna kadar yapılması gibi önlemlerin yer aldığı program, belli ki enflasyonla mücadele değil, kamu emekçilerinin ve emeklilerin 15 Ocak'ta alacakları enflasyon farklarını düşürmeye yönelik bir programdır" dedi.
 
Marketlerde 10-12 bin arası ürünün satıldığından hareketle, marketlerin kendilerinin belirleyeceği 50 üründe yüzde 10 indirim yapmasının göz boyama olduğunu belirten Akpınar, "Geçtiğimiz yıl içerisinde elektrik ve doğalgaza düzenli olarak yapılan zamlar ortada iken, bu programla Hükümet enflasyonla ilgili kendi sorumluluğundan kaçmıştır" diye konuştu.
 
Akpınar, tüketici, konut, ihtiyaç kredileri ve kredi kartı kullanıcılarının görmezden gelindiğini ancak ticari kredilerde yüzde 10'luk faiz indirimi yapıldığını ifade etti.
 
AKP'nin 16 yıllık iktidarı döneminin 11 yılında enflasyon hedefini tutturamadığını ve toplu sözleşmelerde işbirlikçi tutumu ve öngörüsüzlüğü ile Memur-Sen'in kamu emekçileirnin zararını artırdığını belirten Akpınar, "Hükümet ve yandaş sendikası tarafından yıllık yüzde 5'lik enflasyon beklentisine göre hazırlanan toplu sözleşme daha ilk yılında hükmünü yitirmiştir. Enflasyon farkının maaş zamlarını ikiye katladığı bir durumda 2018 yılı enflasyon farkı ile birlikte kamu emekçilerine ek zam yapılmalı, 2019 yılı için derhal toplu sözleşme masası kurulmalıdır" dedi.
 
IMF tarafından Nisan ayında hazırlanan Türkiye ekonomisine ilişkin raporda yer alan önerilerin tamamının Yeni Ekonomi Programda yer aldığını kaydeden Akpınar, "Yasal olarak kamu emekçilerine ve emeklilere enflasyon farkı verilmesi toplu sözleşmede belirlenmiş olduğundan, Hükümet fiili durum yaratarak enflasyon farklarını YEP'teki enflasyon hedeflerine göre belirleme yoluna gitmiştir" diye konuştu.
 
Bugün açıklanan enflasyonla birlikte kamu emekçilerinin ve emeklilerin 15 Ocak'ta alacakları maaşın da netleştiğini vurgulayan Akpınar, yüzde 4 maaş zammına ilave olarak yüzde 6,7 enflasyon farkı ile birlikte yüzde 10,7 maaş artışın gerçeklerştiğini söyledi.
 
"Enflasyon farkının zam olmadığını ve enflasyon farkının aylarca sonra verilmesinin de yoksullaşmayı artıracağını belirten Akpınar, "Hükümet bir yandan kamu emekçilerinin enflasyon farklarını düşürürken, diğer yandan açıklamış olduğu 2019 yılı gelir vergisi tarifesinde yaptığı düzenlemelerle emekçilere dönük vergi dilimi soygununu sürdürmeye devam etmektedir. Her yıl vergi dilimleri yeniden değerleme oranına göre arttırılırken, bu yıl yeniden değerleme oranı yüzde 23,73 olmasına rağmen, 14 bin 800 TL olan birinci vergi dilimi yüzde 21 oranında arttırılarak 18 bin TL'ye çıkartılmıştır. İkinci vergi dilimi ise 34 bin TL'den yüzde 17 arttırılarak 40 bin TL'ye yükseltilmiştir" dedi.
 
Bu verilere göre 2 bin 20 TL olarak belirlenen asgari ücretin yüzde 20'lik ikinci vergi dilimine, kamu emekçileri ise yüzde 27'lik gelir vergisi dilimine girdiğini ifade eden Akpınar, "TÜİK verilerinin altında belirlenen asgari ücret, kamu emekçilerinin enflasyon farklarının gaspı, zorunlu bireysel emeklilik dayatması ve kıdem tazminatlarının gaspı göz önüne alındığında, siyasi iktidar adeta sinekten yağ çıkarmaya çalışmaktadır" diye konuştu.
 
Akpınar, sendika olarak 15 Ocak'ta bordro yakma eylemi yapacaklarını açıkladı.