22 Eylül 2024 Pazar

Başaran: İkizdere'de direnen kadınların yanındayız

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. İkizdere'de yaşam alanlarını savunan kadınlar ve halkın yanında olduklarını söyleyen Başaran, üniformalı bir erkek tarafından şiddete uğrayan Rahime Öz'ün hedef gösterilmesine de tepki gösterdi. Başaran, İstanbul Sözleşmesine sahip çıkmaya devam edeceklerini, makbul kadın olmayacaklarını da söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Başaran konuşmasına Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ı anarak başladı.

Tam kapanma adı altında 17 gün süren sokağa çıkma yasağında kadınların evde şiddete, işçi ve emekçilerin açlığa mahkum edildiğini söyleyen Başaran, iktidarın bu süreçte savaş politikalarını sürdürdüğünü hatırlattı.

İKTİDARIN SAVAŞ SORUNU
İktidarın savaş politikalarını eleştiren Başaran, "Bu dönem artık bu meselenin adı Kürt sorunu değil, iktidarın savaş sorunudur, inkar sorunudur, bu halkı asimile etme sorunudur. İnsanlar açlıktan intihar ederken iktidar, sınır ötesi operasyonlarla hakikatin üstünü kapatıyor" dedi.

Son 10 yılda savunma giderlerinin yüzde 86 oranında arttığını, bu giderlerin halkın ödediği vergilerden karşılandığını hatırlatan Başaran şunları söyledi: "Sınır ötesi operasyonlar yapılıyor. İktidar Kürt düşmanı politikaları nedeniyle başka topraklarda bazı çetelere paralar döküyor. Hala yoksul çocukları uzaktan eğitim alamıyorlar. Çocukların bu eğitimi alabilmesi için ellerinde bilgisayarları, laptopları yok. Ama iktidar çıkıp 'SİHA'larımız var' diye propaganda yapıyor. Bu politikalar halka yoksulluk ve açlık olarak geri dönüyor. Bu ülkede insanlar açlıktan, yoksulluktan intihar ediyor. Kapanma döneminde siftah yapamadığı için yaşamına son veren insanların yaşadığı bir ülkede yaşıyoruz. Ama iktidar her gün çıkıp sınır ötesi operasyonlarla hakikatin üstünü kapatmaya çalışıyor."

Tecrit politikalarına değinen Başaran, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 22 yıldır tecrit altında tutulduğuna dikkat çekti, "Tecrit, savaş demektir, Ortadoğu'daki savaşın daha da derinleştirilmesi demektir. Tecrit yoksulluk, açlık olarak geri dönüyor. Tecridin faturası en fazla kadınlara, yoksula, emekçiye, işçiye çıkıyor" diye konuştu.

'İKİZDERE HALKININ YANINDAYIZ'
İkizdere'de iktidarın ortağı olan Cengiz Holding'in yeni rant alanları açarak peşkeş çekmek için koruma altına alındığına işaret eden HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, doğasına, yaşam alanlarına sahip çıkan kadınların karşısına devletin ve onun askerinin dikildiğini söyledi. Her şeye rağmen halkın direnişinin kırılamadığını kaydeden Başaran, İkizdere direnişindeki kadınların çağrılarını aktardı: "Askerler önümüzde, geçişimize izin vermiyor. Direniyoruz, herkesi yanımızda görmek istiyoruz sesimizi duyurmanızı istiyoruz. Sizleri bize destek olmaya çağırıyoruz."

HDP Kadın Meclisi olarak İkizdere'de mücadele eden, doğa talanına karşı yaşamlarını savunan başta kadınlar olmak üzere İkizdere halkının yanında olduklarını duyuran Başaran, "Beraber mücadele edeceğiz, beraber mücadele ederek, iktidarın doğa düşmanı politikalarını başarısızlığa uğratacağız. Daha önce başardık, bu sefer de başaracağımıza inanıyoruz" dedi.

Kadın katliamlarına da değinen Başaran, pandeminin kadınlara şiddet, işsizlik, açlık, yoksulluk biçiminde döndüğünü söyledi. Nisan ayında şiddete uğrayan ve katledilen kadınlara ilişkin verileri paylaşan Başaran, "Dertleri kadına yönelik şiddeti engellemek değil, 'makbul kadın' kimliğine sıkıştırmak" diye konuştu.

İçişleri Bakanlığı'nın İstanbul Sözleşmesi kaldırılması kararının ardından kadın cinayetlerini azaldığı şeklindeki açıklamasına değinen HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, Meclis'te 2018 yılında Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'nun (KEFEK) alt komisyonu olarak İstanbul Sözleşmesi'nin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonu kurulduğunu hatırlattı. Bu komisyon içinde çok sayıda kitle örgütü, baro ve kadın kurumu olduğu bilgisini paylaşan Başaran, 2 yıl süren çalışmanın ardından yayınlanması gereken raporun neden yayınlanmadığını sordu. Bu raporun yayınlanması çağrısında bulunan Başaran, "Bu raporda İstanbul Sözleşmesi'nin ne kadar gerekli olduğu ve kadınların yaşamını koruduğu çok net bir biçimde uzmanlar tarafından ifade ediliyor. Buyurun bağımsız, sizin kurduğunuz, çoğunluğunun elinizde olduğu Meclis'te kurduğunuz komisyonun raporunu açıklayın" ifadelerini kullandı.

RAHİME ÖZ'E ÜNİFORMALI ŞİDDETİ
Kadına yönelik şiddetin nedeninin erkek egemen iktidarın yürüttüğü kadın düşmanı politikalar olduğunu dile getiren HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, son olarak yaşanan bir uzman çavuşun Rahime Öz'e uyguladığı şiddeti hatırlattı. Rahime Öz'e şiddet uygulayanın sadece bir erkek değil aynı zamanda üniformalı olduğunu belirten Başaran, sessiz kalmayan Öz'ün sosyal medyada hedef haline getirildiğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Şiddete uğradığı halde sosyal medya üzerinden hedef haline getirildi. Çünkü susması gerekiyordu. Sinmesi ve kabullenmesi gerekiyordu, biat etmesi gerekiyordu. Biat etmediği için, buna karşı ses yükselttiği için Rahime Öz şu anda hedef haline getiriliyor."

KENDİ YAŞAMIMIZI KENDİMİZ KURACAĞIZ
HDP Kadın Meclisi'nin erkek ve devlet şiddetine maruz kalan bütün kadınların yanında olduğunu hatırlatan Başaran, "Bunun mücadelesini vermekten vazgeçmeyeceğiz. Kadınlara 'biat edin, sesinizi çıkarmayın, erkektir yapmış, ne olacak' söylemlerine prim vermeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'ni savunmaktan, özgürlük mücadelesi vermekten vazgeçmeyeceğiz. Özgürlük mücadelesi verdikleri için, Kobanê'nin çeteler tarafından işgal edilmesine ses yükselttiği için cezaevinde olan kadın arkadaşlarımız gibi, Kobanê davası kumpasıyla yargılanmaya çalışılan, kadın mücadelesi yürüten kadın arkadaşlarımız gibi. Öz savunmasını gerçekleştirdiği için yargılanan, cezalandırılmak istenen kadın arkadaşlarımız gibi. Sokaklara çıkıp kadın mücadelesini veren, İkizdere'de doğasını savunan kadınlar gibi mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bize reva gördüğünüz makul ve makbul kadın olmayacağız. Şiddetle, işkenceyle, tacizle, tecavüzle yaşamak durumunda bizi bırakmanıza izin vermeyeceğiz. Kendi yaşamımızı kendimiz kuracağız. Her gün yürüttüğünüz savaş politikalarının bizi yoksullaştırmasına izin vermeyeceğiz. Bizi muhtaç ederek biat ettirmenize izin vermeyeceğiz. Ve bunun için örgütlenmeye, mücadele etmeye devam edeceğiz. Her defasında çağrıda bulunuyoruz" diye konuştu.

Kadınların hedef haline getirilen kazanımlarına sahip çıkmak için daha fazla bir arada mücadele etmesi gerektiğini belirten HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, son olarak şunları söyledi: "1 Temmuz'a kadar yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi feshedilmiş gibi bir algı yaratılıyor. Ama biz kadınlar İstanbul Sözleşmesi'nin yıldönümü olan 11 Mayıs'ta 'İstanbul Sözleşmesi bizimdir! İstanbul Sözleşmesi'ni uygulayın' demeye devam edeceğiz."