30 Eylül 2024 Pazartesi

Baro başkanları Meclis kapısında eylemde

Baro başkanları, Adalet Komisyonu'nda "çoklu baro" teklifinin görüşmelerine katılmak için geldikleri Meclis'e alınmayınca Çankaya'ya kapısında oturma eylemine başladılar.

AKP ve MHP'nin Meclis'e sunduğu "çoklu baro" teklifi, Adalet Komisyonu'nda görüşülmeye başlandı. Komisyon toplantısına katılmak isteyen baro başkanları, Meclis'e alınmayınca Çankaya Kapısı'nda oturma eylemine başladılar. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Grup Başkanvekilleri Özgür Özel ile Engin Altay, TBMM Çankaya kapısı önünde bekleyen baro başkanlarını ziyaret etti.

Meclise alınmayan baro başkanlarını ziyaret eden HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve milletvekilleri, avukatların mücadelesinin bir demokrasi ve özgürlük mücadelesi olduğunu belirterek, herkesi avukatların eylemi ve direnişini büyütmeye çağırdı.

Sancar ziyarette yaptığı konuşmada, "Barolarla ilgili bu kadar önemli bir kanun teklifi komisyonda görüşülürken baroların temsilcilerinin komisyonda olması gerekir. Aslında Meclis'in teammüllerinde de bu vardır. Muhtemelen pandemiyi bahane olarak kullanacaklardır ama eğer niyet gerçekten katılımcı bir demokrasi olsaydı, bu binada bütün baro temsilcilerinin katılabileceği geniş salonlar da var. Dileyen milletvekillerinin de katılabileceği bir salona alınabilirdi komisyon toplantısı. Niyetin öyle sağlıkla ilgili hassasiyet olmadığı ortada. Amacın baroları etkisizleştirmek, baroları evcilleştirmek olduğu görülüyor" dedi.

Yargının üç ayak üzerinde kurulu olduğunu hatırlatan Sancar, "Bunlardan bir tanesi eksik ve işlemiyorsa aslında yargı yoktur. Yani evrensel niteliklerde bir yargıdan söz etmek mümkün değil. Bunlar da iddia, savunma ve hüküm; yani tez, antitez ve hüküm. Bu, işin diyalektiğidir. Maalesef ilk iki ayağı çoktan iktidarın kontrolü altına girmiştir ya da iktidar burayı kontrol etmektedir. Yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılması zaten buradan ölçülebiliyor. HSYK'nin bugün iktidarın kontrolünde olduğunu biliyoruz. Orayı kontrol etmek, yargının bütününü kontrol etmek demektir. Geriye sadece savunma kalmıştır. Bağımsızlığını, özgürlüğünü koruyan ve hala bunun peşine düşen savunma kalmıştır. Aslında bugün savunma, yargının bütününün haysiyetini savunmaya talip olmuştur. Bugün baroların bu eyleminin asıl anlamı yargının haysiyetini kurtarmaktır. Yargının haysiyetini kurtarmak ülkede adaleti kurtarmaya çalışmaktır. Adaletin çöktüğü bir toplumun çürümesi kaçınılmazdır" diye belritti.

'BAROLAR ADALETİ SAVUNMAK İÇİN YOLLARA DÜŞMÜŞTÜR'
Baroların baştan beri kararlı duruşunun, sadece kendi mesleki çıkarları ve kendi mensuplarının çıkarı olarak görülemeyeceğinin altını çizen Sancar, "Toplumu savunmak adına yollara düşmüşlerdir, adaleti kurtarmak adına yollara düşmüşlerdir, bizler için yollara düşmüşlerdir. Biz elimizden geleni üzerimize düşeni bulunduğumuz yerden yapmaya çalışıyoruz ama herkesin hakkını savunduğu bir itiraz hareketi giderek bir haysiyet hareketine dönüşür. Baroların bu konuda öncü rol oynamaları sevindiricidir. Bu görüşmelerde muhalefet partileri ve bizler iç tüzüğün verdiği bütün imkanları sonuna kadar kullanacağız. Biz çok özel istisnalar dışında grubun neredeyse tamamını çağırdık" diye kaydetti.

Sancar konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eşbaşkanlar olarak bizler de bazı oturumlara katılacağız, arkadaşlarımız grup başkan vekillerimiz ve milletvekillerimiz de adaleti savunmak ve sizlerin bu mücadelesinde pay sahibi olmak için Meclis'te her türlü gayreti göstereceklerdir. Sadece Genel Kurul oylamasına bırakılmayacak kadar önemli bir konudur. Toplumda adaletten yana derdi olan demokrasi ve özgürlük isteyen herkesin gözünün kulağının burada olması, sesinin buradaki seslerle buluşması gerekiyor. Ancak bu şekilde sonuç alabileceğimizi de biliyoruz.  Bu mücadele de ancak hep birlikte yükseltilebilir ancak hep birlikte başarabiliriz. Meclis'ten Genel Kurul'dan çıkan sonuç ne olursa olsun bu mücadele bitmeyecektir, adalet mücadelesi de haysiyet mücadelesi de, özgürlük ve demokrasi mücadelesi de devam edecektir. Sonuna kadar mücadelemizi birlikte yürüteceğimizi belirtiyoruz. 

"Gösteri ve yürüyüş düzenlemenin çok temel bir anayasal hak olduğu tartışma götürmez. Bunun engellenebilmesi için gerçekten çok çok ciddi sebeplerin, inandırıcı gerekçelerin olması lazım. Söylenen gerekçelerin hepsi bahanedir. Söylediniz, 'Ankara'nın bağları' serbest ama adalet talep etmek yasak. Ama şunu biliyoruz burada yürütülen mücadele toplumu savunma mücadelesidir. Eğer yargının savunma ayağını kırmak için inat ederlerse çökecek çatının altında ilk kalacaklar olanlar iktidarlarıdır. Toplum kendisini savunacaktır, avukatlar ve barolarla, bizlerle mutlaka savunacaktır fakat iktidar çöken yargının altında mutlaka kalacaktır. 

"Bu mücadele mutlaka başarıya ulaşacaktır. Çok çok önemli bir çalışma, çok değerli bir emek veriliyor. Eminim Türkiye'de yeni hak mücadelelerine ilham verecektir. Mücadelenin içindeyiz. Sizin mücadeleniz bizim mücadelemiz diye bir şey yok, hepimizin mücadelesi var. Burada baroları iktidara biat eden, iktidara sadakatle bağlı hale getiren bir kurum haline getirmek istiyorlar. Bunlar bu tür kanunlarla sağlanmaz. Şimdi siz seçim kanununu değiştirerek olmayan bir çoğunluğu elde edemezsiniz. Bir noktaya kadar avantaj sağlarsınız. Avukatlar yerinde duruyor istedikleri yasayı çıkarsınlar ama başaramayacaklar. Bekledikleri biati ve sadakati sağlayamayacaklar."

YARGI İÇERİSİNDE TEK SAĞLAM AYAK SAVUNMAYI KIRMAYA ÇALIŞIYORLAR
Kanun teklifinin görüşmelerine kabul edilmeyen baro başkanları ve avukatlar, bu teklifin kendilerinden adeta kaçırılarak, fikirlerinin alınmayarak hazırlanışına dikkat çekti: "Türkiye'deki barolar olarak bizler bu yasa tasarısını kamuoyu ile birlikte öğrendik, bu utanç vericidir. Biz bu yüzden buradayız. Diyoruz ki biz burdayız bizi de dinleyin, içeriye almıyorlar. Tek söyleyeceğimiz bir şey var, yargı içindeki tek sağlam ayağı, savunmayı da kırmayın. Biz barolar olarak bunun karşısındayız. Bunu yapıp ülkeyi, baroları, savunmayı, demokrasiyi bitirmeyin."

ANKARA'DA DÜĞÜN YAPMAK SERBEST AMA AVUKATLARIN YÜRÜMESİ YASAK
Baro başkanları, Ankara Valiliği'nin kararının bir bahane olduğunu belirterek, “Ankara'da oyun havası eşliğinde düğün yapmak serbest ama avukatların yürümesi, adalet talebinde bulunması yasak. Konuşmayalım, adalet talep etmeyelim istiyorlar. Adalet mücadelesini, insan hakları mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz. Demin arkadaşlarımız söyledi bizi içeri almıyorsanız dışarı çıkın biz burada derdimizi anlatacağız" diye belirtti.

Öte yandan CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, baro başkanlarının Adalet Komisyon toplantısına katılabilmesi için önerge verdiklerini ancak AKP tarafından reddedildiğini açıkladı. Antmen, "Barolar hakkında yasa teklifi görüşülüyor ama baro başkanları içeri alınmıyor. CHP olarak, baro başkanlarımızın komisyona girmeleri için verdiğimiz dilekçemiz AKP tarafından reddedildi. Bu yanlış karardan dönülmesi için komisyonda mücadele ediyoruz" dedi.