22 Eylül 2024 Pazar

Barış Nöbeti: Ayrımcılığa karşı mücadeleye devam edeceğiz

İHD şubeleri bu ayki Barış Nöbeti'nde ayrımcılığa dikkat çekerek, "İnsan hakları savunucuları olarak ayrımcılığın insan hakları mücadelesi ve toplumsal barışın sağlanması önündeki en önemli engel olduğunu biliyoruz" ifadelerini kullandı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) şubeleri, her ayın ilk Cuma günü gerçekleştirdiği Barış Nöbeti'nde bu ay ülkedeki ayrımcılığa dikkat çekildi.

ANKARA 
İHD Ankara Şubesi'nde düzenlenen Barış Nöbeti'ne İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalan da katıldı. Basın metnini İHD Ankara Şube Eş Başkanı Aslı Saraç okudu.

DİYARBAKIR
İHD Diyarbakır Şubesi, Barış Nöbeti'ni dernek binasında gerçekleştirdi. Nöbete, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz, Barış Anneleri, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve 78'ler Girişimi Derneği destek verdi. Ortak basın metnini İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz okudu.

DBP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz, "Sayın Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü sağlanınca halklar özgür olur. İmralı'da başlayan tecrit tüm cezaevlerine ve topluma sirayet etmiş durumda. Biz tecridi kabul etmiyoruz. Sayın Abdullah Öcalan ve kentlerimizi özgürleştireceğiz" ifadelerini kullandı.

VAN
İHD Van Şubesi'nin dernek binasında gerçekleştirdiği nöbete, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Sinan Çiftyürek ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı. İHD Van Şube Eşbaşkanı Fırat Durmaz, toplumsal barışın sağlanması için Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözülmesi gerektiğini belirtti.

DEM Parti milletvekili Sinan Çiftyürek, Türkiye'deki en büyük sorunun Kürt sorunu olduğunu söyleyerek, Kürt sorunu demokratik bir şekilde çözülmediği, PKK lideri Abdullah Öcalan ve siyasi tutsaklar özgür olmadığı sürece ülkeye barışın gelmeyeceğinin altını çizdi.

HAKKARİ
İHD Hakkari Şubesi'nde gerçekleştirilen Barış Nöbeti'ni "Özgürlük Yürüyüşü"ndeki DEM Parti milletvekilleri ve demokratik kitle örgütü temsilcileri ziyaret etti.

DEM Parti milletvekili Dilan Kunt Ayan, tecride işaret ederek, "Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında yaşayan herkesin sorunu tecrittir. Karşımızda ceberut bir sistem anlayışı var. Onların elinde zindanların anahtarı, bizim elimizde ise barışın ve direnişin anahtarı var. Tecrit kırılana ve bu topraklara barış gelene kadar mücadele edeceğiz" dedi.

DEM Parti milletvekili Çiçek Otlu, "Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik ve tüm cezaevlerinde uygulanan tecridi kırmak bizim boynumuzun borcudur. Birleşik mücadeleyi büyütmenin zamandır" ifadelerini kullandı.

Ayrıca Mardin, İstanbul, Siirt, Batman, Adana, Mersin, Antakya, İzmir, Antalya'da da İHD şubeleri Barış Nöbeti'ni gerçekleştirdi.

'TEKÇİLİĞE DAYALI DEVLET İNŞASI FARKLI TÜM GRUPLARI DIŞLADI'
Bu ay düzenlenen barış nöbetlerinde okunan ortak açıklamada, son dönemde artan ayrımcı uygulamalara dikkat çekildi. Cumhuriyetin kuruluşuyla coğrafyanın çoğulcu toplum yapısının yok sayıldığı ve tek ulus, din ve dil anlayışına dayalı bir devlet inşa edildiği dile getirilen açıklamada, bu süreçte Türk ve Sünni olmayan farklı tüm grupların dışlandığı kaydedildi.

"Sevk İskan Kanunu", "Şark Islahat Planı", Mübadele Kanunları gibi uygulamalarla Ermeniler, Kürtler, Rumlar, Alevilerin çok boyutlu sistematik bir asimilasyonla yok edilmek istendiği kaydedilen açıklamada, Kürt sorununun yüz yıllık cumhuriyetin hala çözüm bulamadığı temel sorunlardan olduğu vurgulandı.

'AYRIMCILIĞA İTİRAZ EDENLER YARGI ELİYLE CEZALANDIRILDI'
Ayrımcı politikaların en temel nedenlerinden birinin de ifade özgürlüğüne dönük engellemeler olduğu kaydedilen açıklamada, "100 yıllık cumhuriyet döneminde yaşanan ağır insan hakkı ihlalleri ile yüzleşmenin sağlanması için çalışma yürüten her kesimden insan resmi ideoloji ile itilafa düştüğü için kimi zaman özgürlüğünden kimi zaman da yaşam hakkından mahrum bırakılmıştır" denildi. Hrant Dink ve Tahir Elçi cinayetlerine işaret edilen açıklamada, "Yine birçok aydın, akademisyen, hak savunucusu ve gazeteci sırf resmi ideolojinin yarattığı mağduriyetleri dile getirmeleri nedeniyle siyasallaşan yargı eli ile ağır cezalara çarptırılmıştır" denildi.

'HAK İHLALLERİNİN EN TEMEL NEDENİ AYRIMCILIK'
Ülkede yaşanan hak ihlallerinin temel nedenlerinden birinin ayrımcılık olduğuna işaret edilen açıklamada, "Yaşam hakkı, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, işkence yasağı, din ve vicdan özgürlüğü gibi temel insan hakları hem ulusal hem de uluslararası hukuk tarafından korunan haklardan olmasına rağmen Türkiye'de devlet eliyle geliştirilip güçlendirilen ayrımcı uygulamalar, yüksek standartlarda bir insan hakları kültürünün oluşmamasına ve temel insan haklarının dahi hemen her gün onlarca defa ihlal edilmesine neden olmaktadır" denildi.

'AYRIMCILIK İNSAN HAKLARI MÜCADELESİNİN ÖNÜNDEKİ EN ÖNEMLİ ENGEL'
Ayrımcılığın 2015'te sonlandırılan müzakere sürecinden bu yana artarak devam ettiği kaydedilen açıklamada, yaklaşık 10 yıllık süreçte demokratik siyaset yollarının kapatıldığı, Kürtlere, Alevilere, Ermenilere, Hristiyan ve Yahudilere, kadınlara, LGBTİ+'lara ve emekçi sınıflara sürekli ayrımcı politikalar uygulandığını, ayrımcılığa karşı çıkanların ise yargı baskısıyla kontrol altına alınmaya çalışıldığı vurgulandı.

Açıklama, şöyle devam etti: "İnsan hakları savunucuları olarak ayrımcılığın insan hakları mücadelesi ve toplumsal barışın sağlanması önündeki en önemli engel olduğunu biliyoruz. Bu nedenle de ayrımcılığa karşı, ırkçı milliyetçiliğe karşı, kadına yönelik şiddete, LGBTİ+'lara yönelik nefret söylemine karşı mücadele etmeye devam edeceğimizi belirterek ayrımcılığın TCK'nın 122. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 14. Maddesi ile yasaklandığını bir kez daha herkese hatırlatmak isteriz."