23 Eylül 2024 Pazartesi

Bakırhan: Kayyum da kaybedecek AKP de

Van'da halk buluşmasına katılan HEDEP Eş Genel Başkanı Bakırhan, kayyumlarla gasp edilen belediyeleri geri alacaklarını kaydetti.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Van'da halk buluşmasına katıldı. Figen Yüksekdağ şahsında tutsak siyasetçile, Selahattin Demirtaş'a, Gültan Kışanak'a, Sebahat Tuncel'e, Leyla Güven'e, Bekir Kaya ve Nazmi Gür'ü selamlayan Bakırhan, HEP'ten bu yana tüm baskılara rağmen mücadeleyi sürdürenleri selamladı.

'GENÇLERİMİZ GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALDI'
Belediyelerin kayyumla gasp edildiğini söyleyen Bakırhan, Van'ın kentine, iradesine ve geleceğine sahip çıkacağını kaydetti. Bakırhan, "Şimdi size soruyorum hem iktidar hem Van kayyımı ne yaptı size? Daha fazla gençlerimiz göç etmek zorunda kaldı, daha fazla işsizlik oldu, daha fazla kepenk kapandı. Sınır ticaretinin merkezi olan Van bugün Hakkari ile birlikte dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyor. Hemen yanı başımızda mazot varken, sınır varken, mazot buradan Ankara'ya ve İstanbul'a gidiyorken mazotun en pahalısını biz kullanıyoruz biz. Buna ayrımcılık denilir. Buna Kürdü terbiye etmek denir. Biz bunlara hayır diyeceğiz. Mazot 100 TL de olsa aç da kalsak yine sizi ve kayyımlarınızı seçtirmeyeceğiz. 1 milyar TL borcu olan Van Belediyesi, kayyımdan sonra borcunu yüzde yüz katladı ve 2 milyara çıkardı. Peki, nereye harcadı? Ulaşım desen, buraya ulaşmak için 3 saatimiz geçti. Altyapı desen, altyapı yok. Su yok. Göç ve yoksulluk devam ediyor. Kayyım Efendi; hem borcu ikiye katladın hem de belediyeye ait arsa ve taşınmazları peşkeş çektin, ne yaptın bu parayı? Çok rahatsın ama AKP iktidar olacak senin de yaptıkların yanına kar kalacak diye düşünüyorsan yanılıyorsun. AKP de kaybedecek sen de kaybedeceksin" dedi.

'KÜRTLER EŞİT YURTTAŞ OLMAYACAK DA NE OLACAK'
Tutsakların başlattığı açlık grevi direnişine işaret eden Bakırhan, "Cezaevlerinde açlık grevi başladı. Kürt sorunu demokratik yollarla çözülsün, Sayın Öcalan üzerindeki tecrit politikaları sonlansın diye. Hepimizin kardeşleri, akrabaları, çocukları, yoldaşları cezaevindedir. Eğer mücadele etmekse, direnmekse cezaevlerindekiler direniyor. Onların cezaevinde açlık grevleri yapmalarının, bedenlerini ölüme yatırmalarının bir sebebi bizim daha güçlü olmamamızdır. Biz güçlü olsaydık, biz hakkımıza ve hukukumuza sahip çıkabilseydik cezaevlerinde açlık grevi başlamazdı, tecrit politikaları son bulurdu. Sayın Öcalan Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi için elinde gelen bütün çabayı ortaya koydu. Demokratik ulus dedi, demokratik cumhuriyet dedi, eşit yurttaşlık dedi. Şimdi size soruyorum; Kürtler eşit yurttaş olmayacak da ne olacak? Hepimiz Türk mü olacağız, tek mi olacağız? AKP'li mi olacağız? Dolayısıyla Çözüm Sürecinde birlikte ortak yaşamdan yana güçlü bir irade koyan, güçlü bir çaba içinde olan Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve Kürt sorununun demokratik barışçıl yollarla çözülmesi için daha fazla mücadele etmeliyiz, daha fazla güçlü olmalıyız. Bir Rus atasözü der ki; 'Eviniz camdansa başkasının evine taş atmayın'. Filistin'e özgürlük diyen iktidarın Rojava'ya bomba yağdırması tam da bu atasözüne uygundur. Kendi sorununu çözmeyen, kendi ülkesinde toplumsal barışı sağlamayan bir ülkenin ve o ülkeyi yönetenlerin Filistin'de ve Ortadoğu'da barışı sağlamaya ne güçleri olur ne de kimse onlara inanır" ifadelerini kullandı.

'ARKADAŞLARIMIZA BÜYÜK BİR MÜJDE VERECEĞİZ'
Bakırhan, son olarak şunları söyledi: "Osman Şiban ve Servet Turgut'u unutmak ne mümkün! İki yoksul emekçi Kürt köylüsünü helikopterden atarak öldürmek istediler. Osman Şiban hala yargılanıyor. Servet Turgut'u kaybettik, rahmetle anıyorum. Makbule Özer'i hepiniz çok iyi biliyorsunuz, 73 yaşında. Sağlık sorunlarından dolayı davası ertelenen hasta bir anneyi bu iktidar tekrar cezaevine gönderdi. Hangi dinde, hangi inançta, hangi insanlıkta 75-80 yaşında hasta insanları cezaevlerine göndermek var? Böyle bir inanç ve din var mı? Böyle bir insanlık var mı? Bunlar ne dinden ne insanlıktan bir şey almış. Ağrı'da bir yurttaşımızın dediği gibi; 'Biz bunlara adaleti, eşitliği, insanlığı kabul ettireceğimize eminiz'. Çünkü bizler bu coğrafyada binlerce yıldır yaşayan, medeniyet kuran, insanlığı öğreten, kardeşine komşusuna eşit davranan, Azeri'nin, Terekeme'nin, Asuri'nin eşit ve özgürce yaşamasını isteyen bir partiyiz. Bu gelenekten geliyoruz. Bunlara da bir gün bunları öğreteceğimize olan inançla siz değerli halkımızı saygıyla selamlıyorum. Seçimlerde Van'da bütün belediyeleri alarak, sürgünde ve cezaevinde olan arkadaşlarımıza büyük bir müjde vereceğimize olan inancımla hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ji me hemûyan re serkeftin."