23 Eylül 2024 Pazartesi

Bakırhan: AKP ve MHP darbe mekaniğinin ta kendisidir

Partisinin grup toplantısında konuşan HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, " Kürtlere başka bir hukuk işletilmesine göz yumuldu. Oysa hukuk hepimiz için gerekliydi. Biz bu darbelere karşı koymamız gerektiğine o gün de inanıyorduk, bugün de inanıyoruz ve bunu söylemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye tarihinin darbeler tarihi olduğunu belirten Bakırhan, geçen yüzyıl içinde bu kadar darbe yaşanmasının sebebinin demokrasinin bu ülkeye uğramaması olduğunu söyledi.

15 Kasım'ın Seyit Rıza'nın idam edilişinin 87'nci yıl dönümü olduğunu ifade eden Bakırhan, "Bu darbeci anlayışlara bir kez daha sesleniyoruz; yolumuz Seyit Rıza Pirlerin yoludur. Yolumuzdan ve demokrasi arayışımızdan bizi hiçbir darbe ve darbeci anlayış vazgeçiremeyecektir. Seyit Rıza ve yoldaşlarını da saygı ve minnetle anıyoruz" dedi. Meclis'e çağrıda bulunan Bakırhan, Dersim'in isminin iade edilmesini ve Seyit Rızaların mezar yerlerinin açığa çıkarılmasını istedi.

'TECRİT BU DARBE MEKANİĞİNİN ÖZÜDÜR'
Darbelerle demokratik siyasetin tasfiye edilmek ve Kürt sorununun çözümsüz bırakılmak istendiğine dikkat çeken Bakırhan, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın bu darbe mekaniğini teşhir ettiği için tecrit altında tutulduğunu kaydetti.

"Tecrit bu darbe mekaniğinin özüdür. Tecrit gerçeği anlaşılmadan Türkiye'deki bu darbe gerçeği anlaşılamaz. Darbe mekaniği devlet aklının en karanlık tarafıdır. Sadece Kürtlere karşı değil, Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar, sosyalistlere, devrimcilere, Alevilere, hak arayan herkese karşı bir çözümsüzlük konseptidir. AKP ve MHP darbe mekaniğinin ta kendisidir" diyen Bakırhan, her an topluma parmak sallayan ve sürekli savaş naraları atan bir zihniyetle karşı karşıya olduklarını söyledi.

'DARBECİ ZİHNİYET ÜLKEYİ ÇOKLU KRİZLERLE KARŞI KARŞIYA BIRAKTI'
Demokratik siyaseti hiçe sayan bu anlayışın Türkiye'yi çoklu krizlerle karşı karşıya bıraktığını vurgulayan Bakırhan, bu darbeci zihniyetin yaşayabilmek için öldürmeye ihtiyaç duyduğunun altını çizdi.

"Bu darbeci zihniyet, Kürt halkının haklarını ve statüsünü inkar ederek 'tek millet' sayıklamasına devam ediyor. Darbeci zihniyet farklılıklarımızı yok sayıyor. Yandaşlarını doyurarak milyonlarca insanı açlık ve yoksulluğa mahkum ediyor" diyen Bakırhan, 30 milyondan fazla insanın açlık sınırının altında yaşadığını kaydetti. Darbeci zihniyeti def edene kadar bu sıkıntıları yaşayacaklarına işaret eden Bakırhan, "Bu darbeci zihniyeti defetmek için de elbirliğiyle, güç birliğiyle durmamız, direnmemiz ve mücadele etmemiz gerek" ifadelerini kullandı.

'YARGITAY DARBE TEŞEBBÜSÜNÜN ADIMINI ATTI'
Yargıtay'ın darbeye teşebbüsün ilk adımını attığını söyleyen Bakırhan, "Erdoğan açık bir dille Yargıtay'a destek vererek darbeye destek olmuştur. Bu teşebbüsün başında olduğunu bir kez daha itiraf etmiştir. Bu darbe teşebbüsünün asıl vurucu gücü ise küçük ortaktır" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tehditlerine tepki gösteren Bakırhan, "Biz demokrasi için ağır bedeller ödedik, ödemeye devam ederiz. Senin nara ve tehditlerinden korkacak değiliz. Haddini bil, işine bak, bu kin ve nefret dilini terk et" ifadelerini kullandı.

'YARGI BAĞIMSIZ VE ÖZGÜR OLMALI'
Bu darbe teşebbüsünün önceden tasarlandığına işaret eden Bakırhan, iktidarın "yerli ve milli yargı" diye içi boş bir tanımlama yaptığını kaydetti. Bakırhan, "Aslında bir yerde yargının milli ve yerlisi vardı; o da Nazi Almanyası'ydı. Nazi Almanyası'ndaki mili ve yerli yargıyı isteyenleri uyarıyoruz; buna asla Türkiye emekçileri, halkları izin vermeyecektir. Yargı ancak ve ancak bağımsız olur, özgür olur" dedi.

Yargıtay'ın adaletin kılıcı yerine iktidarın tırpanını tutarak toplumu tırpanlamaya çalıştığına işaret eden Bakırhan, şöyle devam etti: "2016'da Anayasaya aykırı olmasına rağmen 'evet' diyenler bugün mumla anayasayı arıyorlar, her gün 'hukuk ve adalet talep ediyoruz' diyorlar. Biz o zaman da söylemiştik: Bu ateş bir biçimiyle bir gün gelir hepinizi yakar, demiştik. Kürtlere başka bir hukuk işletilmesine göz yumuldu. Oysa hukuk hepimiz için gerekliydi. Biz bu darbelere karşı koymamız gerektiğine o gün de inanıyorduk, bugün de inanıyoruz ve bunu söylemeye devam edeceğiz."

'DARBENİN PANZEHRİ DEMOKRASİDİR'
Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Figen Yüksek, Selahattin Demirtaş'ın hukuksuzca rehin tutulduğunu ifade eden Bakırhan, hem onların serbest bırakılması hem de Can Atalay kararının uygulanması gerektiğinin altını çizdi.

"15 Temmuz Darbesi gibi bu yargı darbesine de Allah'ın lütfu diyerek kendi lehlerine çevirmek istiyorlar. Bunlar 12 Eylül anayasasını demokratikleştirmek ve sivilleştirmek, tüm toplumun ihtiyacına cevap vermek yerine daha anti-demokratik bir anayasa yapmak isteyeceklerdir. Şimdiden uyarıyoruz; anti-demokratik ve özgürlükleri kısıtlayan bir anayasal düzenlemeye asla izin vermeyeceğiz, karşısında tüm gücümüzle duracağız" diyen Bakırhan, yeni bir anayasa yapılması gerektiğini ancak bunun darbe anayasası değil demokratik bir anayasa olması gerektiğini kaydetti.

"Darbenin panzehiri demokrasidir. Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve eşitlik talebinde ısrarcı olarak, bu darbe anayasasını hep birlikte çöp sepetine atacağımız günler uzak değildir" ifadelerini kullanan Bakırhan, demokratik bir anayasa çağrısında bulundu.

Yerel seçimlere de işaret eden Bakırhan, adaylarını halkın en geniş katılımıyla belirleyeceklerini kaydetti. "Kayyım tarafından gasp edilen bütün belediyelerimizi kayyımlardan kurtararak özgürleştireceğiz, geri alacağız" dedi.

'KAZANAN BİZLER OLACAĞIZ'
"Bu kadar ödenen bedel ve çabadan sonra bizler başta Kürdistan olmak üzere, bulunduğumuz her yerde irademizi yerel yönetimlere yansıtacağız" diyen Bakırhan, ittifaklara kapalı olmadıklarını ancak emekçilerin ve halkın derdine çare olmayan ittifakların dayatılmasına karşı seçeneksiz de olmadıklarını dile getirdi. Olası ittifaklarda şeffaf olacaklarının altını çizen Bakırhan, "Hem bölgede kazanan hem batıda kazanan bir pozisyon içinde olacağız. Bunu geçmişte defalarca başardık, yine başaracağımıza eminiz. Batıda da belediyelerimiz olacak, batıda da halklarımız kendisini yönetim kademelerinde kesinlikle yönetecektir" dedi.

Demokrasi mücadelesi ve yerel seçim çalışmalarında bir arada olmaları gerektiğinin altını çizen Bakırhan, şöyle devam etti: "Büyük bedel ve emeklerle yaratılan il ve ilçe örgütlerimize sahip çıkma zamanıdır, onlarla birlikte dayanışma zamanıdır. Bu kayyım ve kayyım sevicilerini sandığa gömerek göndereceğimize olan inançla, siz değerli arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. Kazanan bizler olacağız, halklarımız olacaktır."