23 Eylül 2024 Pazartesi

Bakır: İşçi sınıfı hareketini yeni genç, kadın işçiler örgütlüyor

İşçi sınıfı hareketindeki gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan Limter-İş Örgütlenme Uzmanı Deniz Bakır, yeni gelişen bir genç, kadın işçi kuşağı olduğunu söyledi. Bu işçilerin yeni bir mücadele ve örgütlenme enerjisine sahip olduğuna dikkat çekti. Genel grev genel direnişinin olanaklarının olgunlaştığını, bunun kazanılabilmesi için emekçi sol hareketin işçi sınıfı mücadelesi içinde birleşik bir hat oluşturması gerektiğini vurguladı.

Kapitalizmin pandemiyle birlikte derinleşen ekonomik ve siyasi krizine karşı işçi sınıfı şalter indirme, kontak kapatma eylemleriyle yanıt verdi. Eylemlerin işgal, fiili grevlerle ilerlemesi, patronların bazı alanlarda geri adım atması sağladı. Özgür TV'de Arzu Demir'in sorularını yanıtlayan Limter-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Deniz Bakır, genç işçilerin, kadın işçilerin öncülük ettiği işçi hareketinin gelişimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Hizmet sektörü, metal ve tekstilde özellikle son bir içinde yoğunlaşan direnişlere ilişkin değerlendirmede bulunan Bakır, son bir ayda işçi sınıfının çeşitli bölüklerinde ortaya çıkan harekete geçme eğiliminin, 2-2,5 yıla yayılan olgunlaşma sürecinin yansımaları olduğunu söyledi.

Maden işçileri, havalimanı, Soma, Ermenek, maden işçilerinin Ankara yürüyüşü, Bakırköy, Kadıköy, Maltepe belediyesi işçilerinin eylemlerini hatırlatan Bakır, pandemi sürecinde yavaşlayan ardından patlayarak gelişen, gittikçe hız kazanan bir süreçten bahsedebileceğini kaydetti.

3 MİLYON KURYE İŞÇİSİNDEN 2 MİLYONU KAYITDIŞI
Trendyol, Hepsijet, Aras Kargo, Scotty, Yemeksepeti'nin aralarında bulunduğu kurye işçilerinin hareketine ilişkin değerlendirmede bulunan Bakır, son araştırmalara göre 3 milyona yaklaşan bir kurye işçisi olduğu bilgisini verdi. Bunların sadece 1 milyonunun kayıtlı olduğunu, diğerlerinin kayıtdışı çalıştırıldığını belirten Bakır, "Hiçbir hakları, örgütlülükleri yok. Son bir yıldır kendi aralarında whattsap, telegram grupları üzerinden bir araya geliyorlar. Ağlar biçiminde örgütleniyorlar. Çeşitli yerlerde de dernekleşmelere yönelmeye başladılar. İrili ufaklı hem kuramsal sendikaların hem de bağımsız sendikaların bu sorunla ilişkilenmesiyle ilerliyor mücadele" diye aktardı.

İŞÇİLER HAKLARINI SÖKE SÖKE ALIYOR
Metal Çimsataş ve Farplas, tekstil sektöründe ise Alpino, Şimşek tekstil işçilerinin iş bırakma eylemlerini hatırlatan Bakır, işçilerin direnişleri sonucu bir kısmının haklarını söke söke aldığını vurguladı.

ÖRGÜTLENME EĞİLİMİ
Limter-İş Örgütlenme Uzmanı Deniz Bakır, son altı aydır işçi sınıfı içerisinde çok geniş bir örgütlenme eğilimi olduğunu vurguladı. Bu örgütlenme eğiliminin özgünlüklerine şu şekilde işaret etti: "Dernekler, sendikalar bakımından bir örgütlenme eğilimi var. Sendikalar bakımından ise şöyle bir özgünlük var. Kurumsal sendikalara değil daha muhalif sendikalara yöneliyor işçi sınıfı. Ayrıca bağımsız sendikalara yöneliyorlar. Bürokratik, işçi sınıfının yeni ortaya çıkan enerjisiyle buluşamayan kurumsal sendika yapısına karşı mesafesi olduğunu ifade edebiliriz."

İŞÇİ SINIFI HAREKETİ BİRLEŞİK BİR HÜVİYET KAZANAMADI
Kitle hareketinin koşullarının güçlü bir şekilde olgunlaştığını fakat işçi sınıfı hareketinin bugün bakımından birleşik bir hareket hüviyeti kazanamadığını söyleyen Bakır, "Ama hızlı biçimde yol aldığını da gözlemliyoruz. Yaklaşık 2015'den başlayan faşist yönetimin OHAL başta olmak üzere saldırganlığıyla, sermayenin işçi sınıfına saldırılarının iç içe geçtiğini gözlemledik. Bu süreçte toplumsal muhalefetin çeşitli bölüklerinde olduğu gibi işçi sınıfında da bir içe kapanma eğilimi yaşandı. Ancak son bir yıldır bu içe kapanma eğiliminin aşılmaya başlandığını, yeni bir atılımın koşullarının olgunlaştığını gözlemliyoruz. Tüm koşullara rağmen ısrarlı mücadele yürüten kadın özgürlük mücadelesi ve kadın hareketiydi. Bir süreden beri işçi sınıfı hareketi bu toplam muhalefet hareketi içerisine girmeye aday gibi görünüyor" diye konuştu.

İŞÇİ SINIFI YAKIN TARİHTE DAHA GÜÇLÜ BOY GÖSTERECEK
İşçi sınıfı hareketinin bugün geldiği aşamayı tetikleyen özgün tarihsel koşullar olduğuna işaret eden Bakır, "Pandeminin yarattığı ekonomik koşulların çok büyük bir katkısı var. Ayrıca Türkiye'deki kendine özgü nedenlerden kaynaklı ekonomik kriz de bunu katlayan bir neden. Tüm bunları hesaba kattığımızda hem uluslararası anlamda, hem Türkiye'nin içinden geçtiği siyasi ve ekonomik koşullarınında iç içe geçtiği bir olgunlaşma sürecinden bahsedebiliriz. Bu hareket henüz birleşik bir hareket hüviyeti kazanmış değil, ancak birbirini tetikliyor, art arda yerleşiyor ve gittikçe iç içe geçiyor. Çok uzak olmayan bir tarihte işçi sınıfının daha güçlü biçimde tarih ve siyaset sahnesinde boy göstereceği zamanlar yaklaşıyor" diye vurguladı.

GENÇ İŞÇİ KUŞAĞININ ÖRGÜTLENME TERCİHLERİ
Sınıf hareketinde geleneksel işçi kuşağından farklı yeni, genç ve kadınların yoğunlukta olduğu bir işçi kuşağının varlığına işaret eden Bakır, "Kuryeler daha çok erkek yoğunluklu olsa da tekstil ve Farplas direnişinde kadın işçiler öne çıkıyor. Keza Kadıköy Belediyesi grevinde de benzer bir yan vardı. Yeni bir işçi kuşağı bu. Kurumsal sendikalar içerisinde yetişmemiş, geleneksel sendikalarla kendi sınırlarını inşa etmemiş, yeni bir mücadele örgütlenme enerjisiyle dolu bir kuşak. Bu sürece damgasını vuran en belirgin özelliklerden birinin bu olduğuna inanıyorum. Mevcut sendikaları aşıyor bu hareket. Kurumsal sendikalar bu hareketi kapsayıp ileri çekme gücünü ne yazık ki gösteremiyor. Zaten işçi sınıfında da kurumsal sendikalara karşı ciddi bir mesafe ve tepki var. Buna rağmen hareket kendi yolunu açıyor. Sendikal hareketi de genel olarak kitle hareketinin politik kuvvetlerini de gerisinde bırakacak bir hızla gelişiyor" tespitlerinde bulundu.

GEZİ AKLININ İŞÇİ HAREKETİNE YANSIMALARI
Yeni işçi kuşağının geçmişin politik ve işçi sınıfı mücadelelerinin deneyimlere sahip olmadıklarını belirten Bakır, çok dinamik olduklarını ve hızlı öğrendiklerini söyledi. Genç ve kadın işçilerin yaratıcı ve militan mücadele biçimlerine işaret eden Bakır, somut örgütsel bir alışkanlıkları olmamasını da açmaz olarak nitelendirdi. İşçi sınıfı içindeki örgütlenme biçimlerindeki değişimlere de değinen Bakır, "Kuryeler, esas olarak bir ağ yapısı içinde bir araya geliyor. Örgütsel yapılar oluşturmakta güçlük çekiyorlar. Somut talep bazlı bir araya geliyorlar. Bir çeşit aslında Gezi aklının işçi hareketinde yansıması biçiminde de yorumlayabiliriz. Bunun daha yerleşik kendi yolunu açabilen bir irade biçiminde gelişebilmesi biraz zaman alacak muhtemelen. Dediğim gibi belli bir geleneğe dayanmıyor, hafızası zayıf. Bu hafızayı güçlendirebilmek, belli bir aklı olan sosyalist, sol güçlerin müdahalesiyle mümkün olabilir" diye konuştu.

GENEL GREV GENEL DİRENİŞ OLGUNLAŞIYOR
Tabloya genel olarak bakıldığında sınıf mücadelesinde genel grev genel direnişin olgunlaştığının işaretleri olduğuna dikkat çeken Bakır, "Genel grev genel direniş toplumun tüm kesimlerini kapsayan ve işçilerin üretimden gelen gücünü esas alan bir hareket biçimi. Şu an ortaya çıkan işçi eylemlerinde bu hareketin belirgin izlerini görüyoruz. Belki bu işçi kuşağı genel grev genel direniş çizgisini somut deneyimlemiş, gözlemlemiş kuşak değil. Ancak kendi deneyimleri ve kendine özgü biçimlerde bu sonuca doğru ilerliyor. Burada hızlandırıcı faktör olarak devrimci, ilerici kuvvetlerin etkili olduğu sendikal güçler ve işçi örgütleri de kendi bilgisini ve deneyimini bu hareketle buluşturabildiği oranda genel grev genel direnişin çok uzak ve imkansız bir seçenek olmadığını hatta gittikçe yakınlaşan, olgunlaşan seçenek olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz" diye konuştu.

EMEKÇİ SOL HAREKET BİRLEŞİK MÜCADELEYLE ÖNCÜLÜK EDEBİLİR
İşçi hareketinin gelişme eğilimine bağlı olarak emekçi sol harekette de işçi sınıfı çalışması ve mücadelesine dönük yeni bir arayış, girişimler olduğunu kaydeden Bakır, emekçi sol hareketin, işçi sınıfı hareketini ileri çekebilecek, genel grev, genel direniş çizgisinde derinleştirebilecek birleşik bir tutum alamamasının sorunlarına işaret etti. Bakır, "Bu öncü işçi kuşağını bir araya getirebilmek, işçi sınıfı hareketini birleşik bir hareket olarak geliştirmek bir yanıyla da emekçi sol güçlerin birleşik bir ilişki kurması, birlikte oturup tartışmaya, bazı süreçleri birlikte örgütlemeye başlamasıyla hızlanabilir" dedi.

İnşaat işçilerinin çalışma koşullarına yönelik Dev Yapı-İş ile İnşaat-İş sendikalarının birlikte yürüttüğü "Artık yeter" kampanyasını olumlu bir örnek olarak veren Bakır, "Bunu mücadeleci sendikaları bir araya getiren ortak bir politika, ortak bir örgütlenme stratejisiyle genelleştirebildiğimiz oranda bu süreç daha hızlı, sonuç alıcı bir şekilde ilerleyecektir" ifadelerini kullandı.

Devrimci, sosyalist işçi örgütlenmelerinin bir araya gelmesinin önemine dikkat çeken Bakır, Birleşik İşçi Hareketi, Ekmek ve Onur, Birleşik İşçi Kurultayı gibi işçi sınıfı içinde mücadele eden devrimci yapılar ve çeşitli sendikal yapılar ve bunların dışında lokal bazda örgütlenen öncü ve bağımsız nitelikli işçilerin bir araya geldiği yerel yapılanmalar olduğunu söyledi. Bakır, "Bunların hepsini bir araya getirmek, birlikte tartışmak, ortak yol ve yön arayışını ifade eden bir süreç örgütlemek gerekiyor. Ve bunu da somut ihtiyacın gösterdiği gibi pratik içerisinde örgütlemek gerekiyor" dedi.

DİRENİŞÇİ KUVVETLERİ BİR ARAYA GETİRMENİN YOLLARINI TARTIŞIYORUZ
Bakır, Limter-İş Sendikası olarak direnişçi kuvvetlerle buluşmanın yol, yöntemlerini tartıştıklarını, öncü işçileri bir araya getirebilecek tartışma ve örgütlenme sürecini başlatmak istediklerinin bilgisini verdi.