23 Eylül 2024 Pazartesi

Antep'te 35 günde 34 fiili grev örgütlendi: Direnen işçiler kazandı

Birtek-Sen, Antep'te işçilerin 35 günde örgütlediği 34 fiili greve ilişkin rapor hazırladı. Başpınar Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikalarda örgütlenen ve 12 bini aşkın işçinin katıldığı fiili grevler büyük oranda kazanımla sonuçlandı.

Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (Birtek-Sen), Antep'te Başpınar Organize Sanayi Bölgesi'nde 2 Şubat-9 Mart 2022 tarihleri arasında yaşanan işçi grevlerine ilişkin rapor yayımladı. İlki 2 Şubat'ta Zafer Tekstil'de, sonuncusu 9 Mart'ta Kevser Halı'da yaşanan, 31'i tekstil iş kolunda olmak üzere, toplamda 35 fabrikada yaşanan direnişlere yaklaşık 13 bin işçi katıldı. Fabrikaların büyük çoğunluğunda işçilerin tamamı direnişlere katıldı, iş bırakarak fabrikalarda üretimi tamamen durdurdu. Yaklaşık 40 güne yayılan işçi direnişleri, 1996'da 20 bin işçinin katılımıyla gerçekleşen ve bir ay süren Ünaldı dokuma işçilerinin direnişi ile 2012'de 6 fabrikada toplam 5 bin tekstil işçisinin katıldığı ve 10 gün süren Başpınar grevinden bu yana Antep'te yaşanan en büyük işçi direnişleri oldu.

Birtek-Sen raporuna göre; tamamı sendikasız olan fabrikalarda işçiler fiili grevler örgütledi. Birbirini tetikleyen direnişler ortaklaşamamasının temel sorunlardan biri olduğuna işaret eden Birtek-Sen direnişler en kısasının 2 saat, en uzununun 3 gün sürdüğünü ve önemli bir kısmının kazanımla sonuçlandığına dikkat çekti.

Ücretlerinin artırılması talebiyle üretimi durdurarak direniş başlatan işçiler zam taleplerini kabul ettirdi.

DİRENİŞLER NASIL BAŞLADI, NELER YAŞANDI?
Başpınar OSB'de son bir ayda 35 fabrikadan 12 bini aşkın işçi, patronların düşük ücret dayatmasına karşı, insanca yaşamalarına yetecek ücret talebiyle iş bırakma eylemleri yaptı. Eylemlerin olduğu fabrikaların büyük çoğunluğunda işçilerin tamamı fiili grevlere katılarak üretimi durdurdu, bir kısmında fabrikaların bir ya da birkaç bölümünde üretim durdu.

EYLEMLERİ DÜŞÜK ZAM TETİKLEDİ
Birtek-Sen raporuna göre fiili grevler, ücretlere yapılan zamların, temel tüketim ürünlerine gelen zamlar ve hayat pahalılığı karşısında yetersiz kalması sebebiyle ortaya çıktı. Özellikle ocak ayı sonundan itibaren zamlı elektrik faturaları önemli rol oynadı. Ocak ayı ortasında yaşanan kar yağışı sırasında OSB'de yaşananlar; yollar kapandığı için işçilerin 16, 20 hatta 24 saat çalıştırılması, işe gidilemeyen ve elektrik kesintisi yaşanan günlerin ücretlerinin kesilmesi de bu tepkinin açığa çıkmasında etkili oldu.

EYLEMLERİN ÖNCÜSÜ YOK
Raporda, "Eylemlerin bir diğer ortak özelliği ise dağınıklığı ve bir öncülükten yoksun oluşuydu" ifadeleri kullanıldı. "İşçiler, eylem kararı alırken, iş durdurarak eyleme geçerken ya da eylem sırasında içlerinden temsilciler seçme, komiteler kurma, eylemin seyrine göre hareket etme ve ortak karar alma konusunda oldukça yetersiz kaldı" denilen raporda şu ifadeler kullanıldı: "Eylemlerin ortak özelliklerinden bir diğeri de hiçbir fabrikada sendikal örgütlülüğün olmayışıydı. İş bırakan işçiler kendiliğinden eyleme çıktı, örgütsüzlük ve dağınıklığın yarattığı koşullarla hareket etti. Bunun başlıca sebeplerinden biri, başta tekstil iş kolunda olmak üzere sendikal bürokrasinin işçiler arasında yarattığı güvensizlik ve işçilerin kurduğu birliğin sendikalar tarafından tahrip edilişi. Yalnız bir fabrikada, Boyar Kimya'da Öz İplik-İş Sendikası örgütlüydü ve burada da işçiler sendikaya rağmen eylem başlattı."

Birkaçı hariç yerel basının patronlardan yana tutum takındığı belirtilen raporda, ulusal düzeyde yayın yapan basında da emekten yana olanların işçi eylemlerine yer verdiği belirtildi. İşçilerin fiili grevleri ortaklaşamazken patronların ortak hareket ettiği vurgulanan raporda, "Patronlar, ağız birliği yapmışçasına eyleme çıkan her işçiye, 'Bir kuruş fazlasını vermeyiz, beğenen çalışsın, beğenmeyen çalışmasın' dedi. Örneğin Gürteks işçileri iş durdurduğunda, Şireci patronu Gürteks patronuyla fabrikada toplantı halindeydi" bilgisine yer verildi.

Devleti polis ve askeri de direniş süresince patronların imdadına yetişti. İşçiler üzerinde baskı kuran polis ve askerler, fabrika önündeki direnişleri engellemek için işçileri fabrika içlerine sokmaya çalıştı, işçilerin eylemine desteğe giden Birtek-Sen Genel Başkanı Mehmet Türkmen, 7 gün üst üste 7 farklı patronun şikayetiyle karakola ifade vermeye gitti.

İŞÇİLERİ NELER BEKLİYOR?
Birtek-Sen raporunda "İşçileri neler bekliyor" sorusuna da yanıt arandı. Raporda şu ifadeler kullanıldı: "Patronlar, işçilerin sendikal örgütlenme faaliyetinin önüne türlü engeller çıkarmaya devam edecektir. İşçilerin birlik halinde, örgütlü şekilde hareket etme ihtiyacı kendini daha da yakıcı şekilde hissettirecek. Bugün taleplerin tam anlamıyla karşılanamaması, eylemlerin büyük çoğunluğunun ücretlerde kısmi iyileştirmelerle sonuçlanması, eylemlerin bir öncülükten yoksun oluşu ortaya koyuyor ki, işçilerin kendi fabrikalarından başlayarak birliklerini güçlendirmeleri, kalıcı bir birliğe ve örgütlülüğe sahip olmaları şart. Sadece insanca yaşamaya yetecek ücret açısından değil, kalıcı bir birlik ihtiyacı insanca çalışma koşulları, iş güvencesi ve kazanımlarının kalıcı olabilmesi açısından da hayati öneme sahip. Eylemlerin sonucunda yaşanan işten atmaların önüne geçmek için de birliğimizi korumaktan başka çaremiz yok. Görüyoruz ki patronlar kendi aralarında birlik ve kendilerine sunulan farklı olanakları da son zerresine kadar kullanıyorlar."

Birtek-Sen son olarak Başpınar'da tekstil, dokuma ve deri iş kolunda çalışan işçilere sendikalarında örgütlenme çağrısı yaptı.