22 Eylül 2024 Pazar

'Antakya halkı sağlık limit değerinin dört katı toz soluyor'

TTB, THHP, Hatay Tabip Odası tarafından depremden en çok etkilenen kentlerden Antakya'da yürütülen hava kalitesi izleme çalışmalarına göre, Antakya'da havadaki toz sağlık limit değerinin dört kat üzerinde.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Hatay Tabip Odası ve Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP) işbirliğiyle 17 Ekim-15 Kasım 2023 tarihleri arasında Antakya'da yürütülen hava kalitesi izleme çalışmasının sonuçları TTB tarafından açıklandı.

30 gün boyunca kesintisiz yapılan toz (ince partikül madde PM2.5) ölçümlerinde Antakya halkının hala limitlerin çok üzerinde toz soluduğu ortaya çıktı.

Çalışmaya göre, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından akciğer kanserine sebep olan birinci grup etmen olarak sınıflandırılan PM2.5'in 30 günlük ölçüm sonuçlarının ortalaması metreküpte 20 mikrogram (20 µg/m3) olarak belirlendi. Bu değerin DSÖ'nün insan sağlığı için tanımladığı metreküpte 5 mikrogramlık (5 µg/m3) yıllık kılavuz değerin tam dört katına denk geldiğine işaret etti.

Çalışma sonucunda günlük değerlere bakıldığında ise, toz kirliliğinin 30 günün 20'sinde DSÖ'nün 24 saatlik kılavuz değeri olan 15 µg/m3'ün üzerinde olduğu saptandı. DSÖ'nün, bu 24 saatlik kılavuz değerin bir yılda 3-4 defadan fazla aşılmaması gerektiğini belirttiğine dikkat çekildi.

'MOLOZLARIN MEVZUATA UYGUN KALDIRILMIYOR'
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen bölgedeki toz kirliliğinin çözümü ile ilgili olumlu bir gelişme yaşanmamıştır. Hatay'da hâlâ yıkılan binalardan kaynaklı molozların mevzuata, bilimsel yol ve yöntemlere göre ve usulüne uygun şekilde kaldırılmadığı gözlenmektedir. Özellikle molozlardan demirin ayrıştırılması için yürütülen çalışmalar çok yüksek toz salımına yol açmaktadır. Bu ayrıştırma yaşam alanları ile iç içe devam etmektedir. Uygun olmayan alanlarda, uygun olmayan şekilde istiflenen molozlar şehrin üstünde sürekli bir toz bulutu oluşturarak toz kirliliğinin kalıcı olmasına neden olmaktadır."

Tozun en çok bebek, çocuk, gebe kadın, yaşlı, kronik hastalığı olan kişileri etkilediği vurgulanan açıklamada, bölgede solunum yolu şikayetlerinin arttığı kaydedildi.

'UZUN VADEDE TOZ SOLUMAK KANSERE YOL AÇIYOR'
Açıklamada, "Uzun vadede toz solunması pnömokonyoz, mezotelyoma ve akciğer kanseri gibi çok ciddi hastalıklara yol açar. Bugün solunan bu tozun etkisi 10 yıllara yayılacak ve bölge halkının gelecekteki sağlığını da derinden etkileyecektir. Toz sorununu çözmedikçe bireysel olarak bu kirlilikle mücadele etmek güç. Buradan bir kez daha anımsatmak isteriz ki, deprem bölgesinde halihazırda çok zor şartlarda yaşayan insanların sağlığına sahip çıkmak ve halkın hayatını tehdit edecek hastalıklardan korumak kamu yetkililerinin temel görevi olmalıdır" ifadeleri kullanıldı.

Havaya karışan toz miktarının azaltılması için yapılması gerekenler ise şöyle sıralandı: "Bina yıkımı esnasında ve enkazlar kamyonlara yüklenirken sulama yapılmalıdır. Taşıyıcı kamyonların üstü mutlaka branda ile örtülmelidir. Demir ayrıştırma çalışmaları halkın yoğun olarak yaşadığı yerleşim alanlarına yakın yapılmamalıdır. Kalıcı enkaz depolama alanları kentlerin yerleşim alanlarından uzakta ve bölgedeki hâkim rüzgâr yönü de dikkate alınarak belirlenmelidir."