25 Eylül 2024 Çarşamba

'Annemin babasını kaybettiği yaştayım'

767. Cumartesi Anneleri eyleminde 26 yıl önce kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın akıbeti soruldu. Eylemde konuşan torunu Melis Taşkaya, "Annemle beraber dedemi aramaya devam edeceğim" dedi.

Cumartesi Anneleri, 1993'te kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın akıbetini sormak için 767. kez bir araya geldi.

Bu hafta da Galatasaray Meydanı'na gitmeleri polis tarafından engellenen Cumartesi Anneleri açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde gerçekleştirdi. Eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezai Tanrıkulu da katıldı.

'BİZDE YOK SEDAT BUCAK'A SORUN'
Haftanın açıklamasını okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, herkesin adaleti arama hakkı olduğuna dikkat çekti ve "Herkese karşı dürüst, eşit ve tarafsız davranmakla yükümlü olan kamu görevlileri bize karşı keyfi, taraflı ve önyargılı hareket ediyor" diye konuştu.

"767. haftamızda Taşkaya Ailesi'nin kuşaktan kuşağa geçen 'Hüseyin Taşkaya dosyasındaki inkar ve cezasızlık son bulsun, adalet sağlansın!' talebine eşlik etmek için buluştuk" diyen Yoleri konuşmasına şöyle devam etti:

"42 yaşındaki 4 çocuk babası Hüseyin Taşkaya, Siverek'te yaşıyordu. 90'11 yıllarda tamamen Bucak Aşireti'nin hâkimiyetinde olan Siverek'te ağır hak ihlalleri yaşanıyordu. Müteahhit olan ve çevresinde sözüne itibar edilen Hüseyin Taşkaya, bu ihlalleri eleştirdiği için güvenlik güçlerinin ve Bucak Aşireti'nin hedefindeydi.

"Hüseyin Taşkaya, 6 Aralık 1993 tarihinde Siverek Bağlar Mahallesi'ndeki amcasının evinden askerler, polisler ve Bucak aşiretine mensup korucular tarafından gözaltına alındı. Gözaltı işlemini gerçekleştiren 30 araçlık konvoya Siverek Jandarma Karakol Komutanı Üsteğmen Ahmet Şentürk komuta ediyordu.

"Ailesi Hüseyin Taşkaya'yı sormak için jandarmaya, emniyete, savcılığa ve valiliğe başvurdu. Askeri yetkililer gözaltı işleminden kısa bir süre sonra Taşkaya'nın polisler tarafından götürüldüğünü söyledi. Emniyet 'bizde yok Sedat Bucak'a sorun" dedi. DYP milletvekili, aşiret reisi- korucubaşı Sedat Bucak' Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor." dedi.

"Olayı soruşturmak, suçu ve suçluyu açığa çıkarmakla görevli Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı, akrabalarının ve bütün mahallelinin tanıklığında gerçekleşmesine rağmen Hüseyin Taşkaya'nın gözaltına alınmasını ailenin soyut iddiası olarak değerlendirdi ve takibata yer olmadığı iddiasıyla Takipsizlik Kararı verdi. Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Hüseyin Taşkaya'dan bir daha haber alınamadı."

Taşkaya'nın kaybedilişinin 26. yılında Yoleri, iktidar ile adli makamları görevlerini yerine getirme çağrısında bulundu ve kayıpları arama mekanları Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceklerini dile getirdi.

'ANNEMİN BABASINI KAYBETTİĞİ YAŞTAYIM…'
Açıklamadan sonra söz alan Taşkaya'nın eşi Sultan Taşkaya, Galatarasay Meydanı'nı istediğini belirterek "Evimiz bize yasaklandı, kayıplarımızın peşini bırakmayacağız diye konuştu.

Taşkaya'nın kızı Serpil Taşkaya, mücadeleye 9 yaşında başladığı söyledi ve yıllardır aynı talepleri haykırdığını kaydetti.

Taşkaya, 1971 yılında Amerika'da gerçekleştirilen Stanford Hapishane Deneyi'ni anlatarak şöyle konuştu: "Deneyden çıkarılacak sonuç, siz hiçbir vasfı olmayan insanların eline güç verirseniz vahşice bunu kullanır ve egosunu tatmin eder. Hiçbir vasfı olmayan insanların eline devlet tarafından verilen güçle kaybedildi yakınlarımız."

Taşkaya'nın torunu Melis Taşkaya, "Annemin babasını kaybettiği yaştayım. İsterdim ki dedem elimden tutup parklara götürsün. Dedemin beni nasıl sevdiğini herkesler görsün isterdim, olmadı. Ama onu bulana kadar aramaya devam edeceğim" cümlelerini kullandı.

Taşkaya'nın oğlu Şerif Taşkaya da, babasının paramiliter güçler tarafından kaçırıldığına işaret etti ve "90'lar JİTEM kurallarının geçerli olduğu bir dönemdi. Bu bizi bağlamadı, her yerde babamızın akıbetini sorduk" diye belirtti.

'BİZ GİTSEK DE BİZİM EVLATLARIMIZ SİZDEN HESAP SORACAK'
Yapılan konuşmaların ardından Rıdvan Karakoç'un katillerinin yargılandığını göremeden yaşamını yitiren annesi Asiye Karakoç anıldı ve oğlu Hasan Karakoç "Katillerle hesaplaşmadan hayatını kaybeden anne babalarımızı anıyorum. Evlatsız bıraktığınız annelerin, babaların ahı tutsun. Biz gitsek de, bizim evlatlarımız sizden hesap soracak" dedi.

HARP AKADEMİSİ ÖĞRENCİLERİNİN AİLELERİ ENGELLENDİ
Cumartesi Anneleri'nden sonra basına konuşmak isteyen Harp Okulu öğrencilerinin anneleri, polis tarafından engellendi.