24 Eylül 2024 Salı

Anne Ani Balıkçı: Sevag'la yüzleşin, özellikle o gün öldürüldüğünü kabul edin

Zorunlu askerlik yaptığı sırada, Ermeni Soykırımı'nın yıl dönümü olan 24 Nisan'da katledilen Sevag Balıkçı için hala adalet sağlanmadı. Anne Ani Balıkçı, hiçbir kararının oğulunu geri getirmeyeceğini belirtiyor ve ekliyor: "Tek istediğim yüzleşme. Özellikle o gün öldürüldüğü kabul edilsin. Sevag'la yüzleşin."
Ermeni genç Sevag Balıkçı'nın cenazesi, terhisine 23 gün kala, zorunlu askerlik yaptığı Batman Kozluk İlçe Jandarma Komutanlığı'na bağlı Gümüşörgü Jandarma Karakolu'ndan çıktı.
 
2011 yılının 24 Nisan günüydü. Er Kıvanç Ağaoğlu, Sevag'ı tüfekle vurarak öldürdü. 
 
Cinayetin 24 Nisan Ermeni Soykırımı'nın yıl dönümünde gerçekleşmesi ve Sevag'ın bir Ermeni olması, nefret cinayeti şüphesini gündeme getirdi. Bu nedenle Sevag İçin Adalet Girişimi oluşturuldu, adalet mücadelesi başlatıldı. 
 
Diyarbakır Askerî Mahkemesi ölümün bir dikkatsizlik sonucu gerçekleştiğini savunarak, dosyanın üzerini kapatmak istedi. Ancak Balıkçı ailesi ve Adalet Girişimi'nin ısrarlı takipleri sonucunda dava açılmak zorunda kalındı.
 
Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde dava açıldı.  İki yıl süren yargılama sonunda askeri mahkeme, Kıvanç Ağaoğlu'nu "bilinçli taksirle insan öldürmek" suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırdı. Sanık astsubay Sadrettin Ersöz'e ise "görevi ihmal" suçundan 5 ay hapis cezası verildi. Ancak bu ceza ertelendi.
 
 
Balıkçı ailesi karar itiraz ederek dosyayı Askeri Yargıtay'a taşıdı.  Askeri Yargıtay, yerel mahkemenin kararını usul yönünden bozdu. Yargılamaya yerel mahkemede yeniden başlandı. Yeniden yargılama devam ederken, 15 Temmuz'daki darbe girişiminden sonra çıkarılan 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile askeri yargı kaldırıldı. Dosya bu kez Kozluk Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. 
 
Dava sürecinde, karakolda görevli diğer askerlerin tanıklıklarına da başvuruldu. Tanıklardan Halil Ekşi, ilk ifadesinde Ağaoğlu'nun Sevag Balıkçı'yı kasten öldürdüğünü söyledi. Ancak daha sonra ifadesini değiştirdi. Bu kez, "Tartışma ya da kavga yok. Olay şakalaşmadan sonra meydana geldi" dedi. Balıkçı ailesinin itirazı üzerine, tanık Halil Ekşi, yeniden ifade verdi, baskı altında ifadesini değiştirdiğini söyledi. Ekşi hakkında "yalancı tanıklık yapmak" suçundan Aydın'da dava açıldı.  
 
Davada ayrıca Ekşi'yi tehdit eden Ağaoğlu ailesinin yakını Bülent Kaya da yargılandı. Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesi, Halil Ekşi'yi 'yalancı tanıklık' yapmaktan 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi. Tanık Ekşi'yi tehdit eden Kıvanç Ağaoğlu'nun akrabası Bülent Kaya da "birden fazla kez yalan tanıklığa azmettirme" suçundan 2 yıl 13 ay hapisle cezalandırıldı. 
 
 
ANNE BALIKÇI: O GÜN BİR ERMENİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ GEREKİYORDU
 
Anne Ali Balıkçı, çok zor günler geçirdiklerini anlattı. Yargılamanın hala sürdüğünü hatırlatan Ani Balıkçı, "Bütün deliller ortada. Ancak dava 8 yıldır sürüyor. Sanık ceza alsa da, Sevag geri gelmeyecek. Bunu biliyoruz. Ancak benzer olaylara örnek olması nedeniyle hala uğraşıyoruz" diyor.
 
Ermeni Soykırımı'nın yıl dönümü olan 24 Nisan günü gerçekleşen cinayet için şunları söylüyor:
 
"24 Nisan'ı bilirdik ama ailelerimiz hakkında asla konuşmazdı.
Neden? Haklılardı.
Biz kalanlar hala komşularımızla birlikte yaşıyorduk. 
Ailemin anne tarafını çok az biliyoruz. Ankaralılar. Sevag'dan sonra baba tarafını öğrendim. Babam sağ değildi. Bir tek amcam sağdı. Detaylarını ondan öğrendim. Biz dedemin ikinci ailesiymişiz. İlk ailesi kayıp. Hatta bir oğlu, ailesi ile birlikte Malatya'da yaşıyor. Müslümanlaştırılmış bir Ermeni. Ama kim olduğunu bilmiyorum. Bütün bunları Sevag'dan sonra öğrendim.
Acı mı?
Acı. Fakat tüm bunlar beni her şeye rağmen hümanist yapmakta. İnsanlara düşman değilim. 
Sevag'ın ilk ölüm haberi geldiğinde gerçekten 'kaza mı' diye düşündük. Bana 'Bugün 24 Nisan' diye hatırlatanlar oldu. Ben 'Ne olur ki?' dediğimi hatırlıyorum o acımın içinde.
Böyle yetiştirilmiş bir ailenin çocuğuydu Sevag. Sevgi dolu, insanları seven, sayan bir insandı. 
Beni en çok üzen de bu.
Ben öğretmenim, 40 yıl öğretmenlik yaptım. Öğrencilerimizi, 23 Nisanlarda coşkuyla bayramlara hazırladık. 
Bilmiyor muyduk?
Biliyorduk ama detaylarını bilmiyorduk.
Fakat düşman da değildik."
 
Anne Balıkçı, her duruşmada sorduğu soruyu tekrarladı: "22 Nisan değil, 23 Nisan değil, 25 Nisan değil. Neden 24 Nisan?"
 
"Demek ki, d gün bir Ermeni'nin katledilmesi gerekiyordu" diyen Anne Balıkçı, şöyle konuşuyor: "Uygun yerde, uygun insanlar gerekiyordu. Sevag da orada uygun isimdi. Orada Ermeni olarak tekti."
 
Ani Balıkçı, Ermeni halkının Türkiye toplumuna ve devletine yönelik "yüzleşme" çağrısını hatırlatıyor:  "Ceza almış ya da almamış hiç önemli değil. Affetmek Allah'a mahsus elbette. Ancak ben affedici bir insanım. Özellikle o gün öldürüldüğünün kabul edilmesini istiyorum.  Herkesin, tüm dünyanın bunu bilmesini istiyorum. Türkiye'nin yüzleşmesini istiyorum, buyrun Sevag'la yüzleşelim."