30 Eylül 2024 Pazartesi

Ankara'da Suruç paneli düzenlendi

Gençlik örgütleri, Suruç katliamının 7'inci yılında Ankara'da panel düzenledi. Panelde birleşik mücadelenin önemi vurgulanırken, "Suruç için adalet herkes için adalet" demekten vazgeçilmeyeceği belirtildi.

Suruç katliamının 7'inci yılında Ankara'da panel düzenlendi. Gençlik örgütleri tarafından Günebakan Gençlik Kültür Evi'nde düzenlenen "Gençlik hareketinin hafızası: Suruç katliamı" panelinde birleşik mücadelenin önemine vurgu yapıldı.

Suruç ve devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşundan ardından sinevizyon gösterimi yapıldı.

ELÇİN: SURUÇ BİRLEŞİK MÜCADELENİN BİR PARÇASI
Suruç Aileleri İnisiyatifi adına söz alan Hacer Elçin, Türkiye'de yaşanan tüm katliamları unutmayacaklarını belirtti, "Suruç Aileleri İnisiyatifi, katliamın aydınlatılması için kuruldu. Birçok ipucu olmasına rağmen katliam anında hiçbir önlem alınmadı. Bu topraklarda adaletsizliğe uğramış tüm kesimler için mücadele amacıyla kuruldu. O günden beri 'Suruç için adalet herkes için adalet' diyoruz" dedi.

Soruşturmada uzun yıllar gizlilik kararı uygulandığını hatırlatan Elçin, davanın Hilvan'a sürüldüğünü, sevdikleri ellerinden alınan ailelere işkence yapıldığını söyledi. Elçin, Suruç katliamından sağ çıkanlarla ailelerinin tutuklandığına, soruşturma geçirdiğine dikkat çekti ve "Devlet Suruç'u kapatmak istiyor. Gençler hafıza diyor ya, geçmişteki tüm katliamların üstünü bir nebze kapadılar, ama Suruç'un üstünü kapayamadılar. Bu tüm örgütlerin ortak mücadelesi ve hafızasıyla gerçekleşti" diye vurguladı.

"Oraya gidenler arasında 60 yaşında Cemil Yıldız'da vardı" diyen Elçin, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Cemil 'hiç bir şey yapamasam duvar örerim' diyerek gitti. İsmet Şeker, cebine emekli tazminatını koyup 'orada hastane yapılacaksa tazminatımı bağış yaparım' dedi. Erdal Bozkurt, eşine 'Kobanê'yi inşa etmeye gidiyorum' diyerek gitti. Ferdane Kılıç, 'halklar köprüsüne benim de katkım olmalı' diyerek kervana katıldı, Nazegül Poyraz, 'gittiğimde orada ekmek' yaparım' dedi. SGDF çağrıda bulundu ama orayı halklar sahiplendi. Biz artık 33 düş yolcusuyla kanlarımız karıştığı için kan kardeşiyiz. Suruç birleşik mücadelenin bir parçası."

AÇAR: BİRLEŞİK MÜCADELEYE İHTİYAÇ VAR
Suruç İçin Adalet Platformu üyesi avukat Umut Vedat Açar, Suruç ile 10 Ekim katliamını gerçekleştirenler arasındaki bağı hatırlattı, yargılama sürecinde açığa çıkan tüm verilerin aileler, adalet mücadelesi yürütenler ve avukatlar sayesinde olduğunu söyledi.

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarına atıfta bulunan Açar, "Bu bizim neden üstümüze geldiklerinin göstergesidir. Suruç, birleşik mücadeleye neden ihtiyaç olduğuna cevaptır" diye konuştu.

ÜLGER: KOBANÊ'Yİ BERABER İNŞA EDELİM
Gençlik örgütleri adına söz alan Zeynep Ülger, halkların özgürlük ve gençliğin devrimci mücadelesinin katliamlarla engellenmeye çalışıldığını belirterek, Suruç Katliamı'nın özel bir yer tuttuğunu söyledi.

Katliam sürecinde iktidar cephesinde yaşananlar ve yapılan açıklamaları hatırlatan Ülger, Kobanê direnişinin, o dönem birkaç ay içerisinde Suriye'nin büyük bir bölümünü işgal eden IŞİD çetelerinin sonunun başlangıcı olduğunu, bölgede çıkarları olan devletlerin bundan rahatsız duyduğunu söyledi. Kobanê savunmasında ölümsüzleşen devrimcileri anan Ülger, "Tüm dünya halklarına umut olan Kobanê direnişinde özgürlük için mücadele eden halkların kanı birbirine karıştı" dedi.

'KOBANÊ'DE YAŞAM KAZANDI'
Kobanê halkının direnişte yer aldığını hatırlatan Ülger, Türkiye'de halklarının, devrimcilerin sokaklara çıkarak, Suruç'ta nöbet eylemi başlatarak direnişe destek verdiğini kaydetti. Ülker, "Kobanê, IŞİD için işgal etmek istediği herhangi bir yerden farksızdı belki ama Kobanêliler için, Rojava Devrimi için bambaşka bir anlam taşıyordu. Yaşamla ölümün, özgürlükle köleliğin savaşıydı bu. Ve yaşam mutlaka kazanacaktı. Kobanê'de de bu oldu, yaşam kazandı."

'HEYBESİNDE UMUT TAŞIYANLAR KATLEDEREK DURDURULAMAZ'
SGDF'nin kampanyasının IŞİD'in yenilgisinin ardından yıkılmış kentin inşası amacıyla başladığını anımsatan Ülger, IŞİD çetesinin Kobanê'ye doğru yola çıkanlara yönelik katliam gerçekleştirdiğini belirtti. Ülger şöyle konuştu: "Heybesinde umut taşıyanları katletmekle durdurabileceklerini sandılar. Kobanê direnişinin yenilmesi için elinden geleni yapanlar, Kobanê'nin yeniden inşasını, Gezi'nin çocuklarının Kobanê'nin çocuklarıyla buluşmasını engellemek istediler. Ve her zaman olduğu gibi özgürlükle köleliğin, ölümle yaşamın savaşında; katliamdan başka bir çare gelmedi akıllarına. Ama her zaman olduğu gibi yine yanıldılar. Kobanê düştü düşecek deyip de yanıldıkları gibi, halkların özgürlük mücadelesini, dayanışmasını bombalarla engelleyebileceklerini sandıklarında da yanıldılar."

SELEN: ORTAK BİR ZEMİNDE BULUŞMAK İHTİYACIMIZ
Ardından gençlik örgütleri adına söz alan Hivda Selen, Suruç katliamının birlikte mücadele zeminini yok etme amacı taşıdığını vurguladı. Selen şunları söyledi: "Ezilenlerin birliğini sözde ve eylemde yüceltmek, dün de saldırı nedeniydi, bugün de öyle. Ama Suruç katliamı, birlikte mücadele dinamiklerine, özellikle de Batı'yla Kürt hareketinin devrimci, demokratik zeminde buluşmasına karşı stratejik bir saldırı olarak yaşandı. Devrimci gençlik mücadelesini Amara'nın bahçesine gömmek hedeflendi. 7 Haziran'da ortaya çıkan ve gelişme potansiyeli apaçık görülen politik eğilimin önünü bir şok darbesiyle kesmek amaçlanıyordu. Coğrafyamızın bütünü düşünüldüğünde en Batı'dan en Doğu'ya mücadele dinamiklerini buluşturan ve Gezi ruhuyla Kobanê'deki halk iradesini sahiplenen güçlü bir tema, düş yolcularının hareketinde can buluyordu. Kendinden önceki deneyimleri ve devrimci değişim ruhunu doğru kavrayan düş yolcuları, kritik bir bağlayıcı halka olmak üzere irade ortaya koydu. Egemenlerin risk algısı, ezilenlerin reflekslerinden güçlüydü ne yazık ki… Böylece kritik bir anda kritik bir halkayı kırmak için Suruç'ta birleşenleri en ölümcül ve kalleş biçimde hedef aldılar."

Suruç'ta Amara Kültür Merkezi bahçesinde toplanan yüzlerce gencin bir kopuş eylemi gerçekleştirdiğini vurgulayan Selen, "Suruç Katliamı'nın ardından 7 yıl geçti. Fakat memleketteki gençlik mücadelesi Suruç'u ne unutturdu ne de affetti. Gençlik mücadelesi her yıl 'Suruç için adalet, herkes için adalet' sözüyle Suruç'un ve yaşanan katliamların hesabının sorulacağını bizlere gösteriyor" dedi.

Gençlik Örgütleri olarak katliamın her yılında 33 düş yolcusunu andıklarını, gençlik mücadelesinin hesap sormadaki kararlılığını sokaklara taşıdıklarını belirten Selen, "Katillerden hesabı gençlik soracak" ve "Suruç için adalet, herkes için adalet" sözlerinin birer slogandan çok daha fazlası olduğunu söyledi.

Adalet mücadelesinin mahkeme salonlarına sıkıştırılmadığını, sokağa taşındığını belirten Selen, eylemlerine yönelik polis şiddetini hatırlatarak, bu saldırıların gençliği hesap sorma fikrinden vazgeçiremeyeceğini vurguladı.

7 yıldır süren mücadelenin devrimci mücadelenin önemli örneklerini sunduğunu kaydeden Selen, adalet mücadelesinin Suruç ile sınırlı tutmadıklarını, birçok adalet mücadelesiyle birleştirdiklerini belirtti. Hivda Selen şunları söyledi: "Gençlik, her yıl 33 düş yolcusunu anarken aynı zamanda bugün savaşın, katliamcılığın, ırkçılığın, mülteci düşmanlığının, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığının karşısında da duruşunu ortaya koymakta, yol açmaktadır. Bu topraklarda her gün yaşadığımız adaletsizlik sarmalının da açığa çıkarılmasıdır. Herkes için adalet bugün Rabia Naz için de adalet demektir. 'Gülistan Doku nerede' demektir. Gezi'den Boğaziçi'ne üniversitenin, gençliğin ve halkların isyan sesine ses katmaktır. Bugün bu bilinçle ve bu bütünlüklü kavrayışla burada olmak, bu yıl Suruç'u örgütlerken de öfkemizden, kararlılığımızdan bir adım geri atmamak gerekir." 

Selen, 20 Temmuz günü Ankara'da Güvenpark'ta eylem yapacaklarını duyurarak katılım çağrısında bulunarak sözlerini sona erdirdi.