23 Kasım 2024 Cumartesi

Ankara katliamının 9. yılı: Onları unutmayacağız

Ankara katliamının 9. yılında katledilenler anıldı. Ankara katliamının siyasi bir cinayet olduğunun altı çizilen anmada, "Onları unutmayacağız, unutturmayacağız, unutursak yüreğimiz kurusun" sözü yinelendi. 

Ankara'da 10 Ekim 2015 tarihinde meydana gelen gar katliamının 9. yılı. Devlet ve DAİŞ işbirliğiyle gerçekleşen katliamda 104 kişi katledildi. Katliamın gerçekleştiği noktada katledilenlerin aileleri, yoldaşları ve yaralananların yanı sıra çok sayıda kişi anma düzenledi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları  Emek Partisi (EMEP), Halkevleri, CHP, Kamu Emekçileri Sendikası (KESK), İnsan Hakları Derneği (İHD) ile çok sayıda demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcisi de anmaya katıldı.

Ulus metro istasyonunundan Gar meydanına doğru yürüdü, “10 Ekim Katliamı’nı unutmayacağız" pankartı ile yapılan yürüyüşün ardından yaşamını yitirenler, saygı duruşuyla anıldı. Devamında katledilen 104 kişinin ismi okundu. Anmada sık sık “Gün gelecek devran dönecek, katiller halka hesap verecek" sloganı atıldı.

COŞGUN: SİYASİ CİNAYET OLARAK APAÇIK ORTADADIR
10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, hazırlanan ortak metni okudu. Coşgun, "10 Ekim Ankara Katliamı insanlığa karşı suç kabul edilmeyecekse hangi dava kabul edilecek?" diye sordu. Coşgun, "Dönemin siyasilerinin açıklamalarına bakınca da 10 Ekim Ankara katliamı siyasi cinayet olarak apaçık ortadadır" dedi.

HATİMOĞULLARI: TALEPLERİ BARIŞ VE ADALETTİ
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Onların tek talebi barıştı. Türkiye’de devam eden savaş ve çatışmaların bitmesiydi. Onların talebi Ortadoğu’daki savaşların ve çatışmaların bitmesiydi. Onların talebi Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesiydi. Onların talebi ekmekti. Emeklinin hakkıydı. Çünkü onlar bilir ki ekmek olmazsa barış olmaz, ekmek olmazsa adalet olmaz. Bunu çok iyi bilenlerdi burada katledilen 104 güvercinimiz. Onların talebi kadınların katledilmemesiydi. Onların talebi geçtiğimiz günlerde İstanbul’un göbeğinde boğazı kesilerek aynı IŞİD vari yöntemlerle boğazı kesilerek katledilen kadınların katledilmemesiydi. Onların talebi bağımsız ve adil bir yargıydı. Onların talebi insan hakkıydı, özgürlüklerdi, Alevilerin bu ülkede eşit yurttaş olarak tanınmasıydı, geçmiş dönemde yaşanmış olan Alevi katliamlarının ve asimilasyon politikalarının son bulmasıydı. Onların talebi gençler göç etmesin, Türkiye’de iş bulabilsin, doğduğu yerde karnı doysun, gençler mutlu olsundu. Onların talebi gençlerin umudu ve mutluluğunu haykırmaktı. Onların talebi eşit işe eşit ücretti. Onların talebi kısacası bu ülkede barışı adaleti ve kardeşliği tesis etmekti" dedi.

'İŞİD İLE GERÇEKLEŞTİRDİLER' 
Hatimoğulları, "Bu iktidar, iktidar gücünü korumak için 10 Ekim gar katliamını gerçekleştirdi. Hatırlayacaksınız; 10 Ekim’e kadarki sürede adeta bir katliamlar alarmına basılmışçasına her yerde katliam oldu. Antep’te düğün katliamı, HDP’nin mitinginde gerçekleştirilen patlama, HDP’nin Adana ve Mersin il örgütlerine bırakılan bombalar... ve Suruç’ta düş yolcularını katlettiler. Bütün bu katliamları IŞİD ile birlikte gerçekleştirdiler, IŞİD’in önünü açtılar. Bu iktidar, varlığını IŞİD ile işbirliği yaparak sağlamak istedi. Bütün bu katliamlardan haberdardılar. Ankara’nın göbeğinde kuş uçurtmayan MİT’iyle, kolluk kuvvetiyle hepsinden haberdardılar. Ankara Garı Katliamı davasını izlerken orada korkuya ve dehşete kapıldılar. Adeta itiraf ettiler bu katliamın adım adım nasıl gerçekleştiğini. Gübreyi nasıl elde ettiklerini, bombaya nasıl hazırladıklarını, Antep’ten yola çıkarak Ankara’ya yollarının nasıl açıldığını dönüp mahkeme tutanaklarına bakarsak bu katliamın önünün devlet, kolluk ve MİT tarafından açıldığını hepimiz görürüz" ifadelerini kullandı.

'MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ'
Hatimoğulları, devamla şunları söyledi: "Bizler yitirdiğimiz canlarımızı asla unutmayacağız, unutturmayacağız. Onları mücadelemizde yaşatacağız. Onların amacı neydi ise, bütün amaçları gerçekleşene dek Türkiye’deki bütün demokrasi güçleriyle, bütün sol ve sosyalist yapılarla birlikte, emek ve meslek örgütleriyle birlikte, bu iktidara 'hayır ve biat etmeyeceğim' diyen bütün muhalif kesimlerle demokrasiyi tesis etmek için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Sevgili barış güvercinleri sizlere sözümüz olsun; bayrağımız asla yerde kalmayacak. Sizlere sözümüz olsun; sizleri unutmayacağız, mücadelede ve her alanda yaşatacağız. Şu bilinsin ki barış kazanana dek mücadelemiz devam edecek. Barış güvercinlerinin kanadını kırdığını zannedenler bilsin ki -sevgili Hrant Dink’in dediği gibi- bir güvercin ürkekliğinde yürüsek de bu topraklarda, geriye dönüp baktığımızda arkamızda bize sahip çıkan insanların, halkların olduğunu bilerek bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Onları unutmayacağız, unutturmayacağız, unutursak yüreğimiz kurusun."

Anıta bırakılan karanfillerle sona erdi.