22 Eylül 2024 Pazar

Altınörs: Varlık Fonu şirketleri rehin vererek borç bulmaya çalışıyor

Türkiye Varlık Fonu'nun uluslararası kuruluşlardan 1 milyar dolar borç almayı planladığı iddia edildi. Marksist Teori Dergisi yazarı Alp Altınörs, Varlık Fonu bünyesindeki şirketleri rehin vererek borç bulunmaya çalışıldığını belirtti.
Bloomberg'de yer alan habere göre Türkiye Varlık Fonu'nun uluslararası kuruluşlardan 1 milyar dolar borç almayı planladığı iddia edildi. Fondaki şirketlerin nakit ihtiyacı için kullanılacağı belirtilen borcun, 2 yıl vadeli olacağı öne sürüldü. Bloomberg haberi 3 farklı kaynağa dayandırdı.
 
Varlık Fonu'nun 2016 yılında kurulması ile birlikte Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, Borsa İstanbul, TÜRKSAT, Türk Telekomünikasyon, Eti Maden, Çaykur, THY ve Halkbank'ın çeşitli oranlardaki hisseleri fona devredilmişti.
 
Bünyesinde Türkiye'nin kar eden ve sermayesi güçlü Kamu Kuruluşları Varlık Fonu'na devredilmişti. Neden Varlık Fonu uluslararası kredi almaya ihtiyaç duymaktadır? Borçlanma neden Varlık fonu üzerinden yapılıyor? Kar eden şirketler zor durumda olduğu için mi borçlanmaya gidiyor?
 
VARLIK FONU DEĞİL REHİN VE YOKLUK FONU
 
Konuya ilişkin ETHA'nın sorularını yanıtlayan Marksist Teori Dergisi yazarı Alp Altınörs, Varlık Fonu bünyesindeki şirketlerin zor girdiği için değil o şirketleri rehine vererek borç almak istendiğini belirterek, "Bunun adı aslında rehin fonudur ya da yokluk fonudur, varlık fonu değildir. Varlık fonu petrol geliri olan yada  çok ticaret fazlası veren ülkelerin  bu fazlayı değerlendire bilmek adına, gelecek kuşaklara aktara bilmek adına kurdukları bir fondur" dedi.
 
Türkiye'nin kurduğu Fon'un ise zor borç bir ülkenin en değerli kamu kurum ve kuruluşlarını ipotek ederek, rehine vererek dışarıdan borç bulma çabası olarak değerlendirerek, "Normalde borç vermeyecek olan firmalar yada mali sermaye grupları bunun garantisi teminatı Ziraat Bankası olunca, PTT, ÇAYKUR olunca en iyi kar eden kamu kuruluşları olunca o borcu belki birazda düşük faizle verebilecekler. Aslında prensipte bunun tek anlamı rehin fonudur, yani kesinlikle bunu bir varlık fonu olarak nitelendirmek doğru değildir. Ama Türkiye tabi dış borç bulmakta giderek zorlandığı için aynı zaman da kendi içinde de vatandaşa dolar ve altın üzerinden tahville borçlanmaya çalışmakta. Dışarı da varlık fonu ve kuruluşları teminat göstererek borçlanmaya çalışmakta ve bunların hepsi de döviz üzerinden belli bir faizle yapılan borçlanmalardır. Dolaysıyla burada dolara faiz ödeyerek borç buluyoruz. Zaten dolar sürekli artıyor. Bir de üstüne faizi ile bu dolar ödendiği için yüzde kaç faizi ile bu borç bulunacak onuda takip etmek gerekir" şeklinde konuştu.
 
VARLIK FONU DENETİM DIŞI VE BELİRSİZLİKLERLE DOLU
 
Fona devredilen kamu kuruluşlarının anonim şirkete devredildiğini, bu anonim şirketinin başına da cumhurbaşkanı zaten kendi kendisini, vekil olarak da damadını atadığını belirten Altınörs, "Şimdi bu belirsizliklerle dolu bir işleyiştir. Sayıştay burayı denetleyemiyor. Eskiden kamu kurum kuruluşlarını Sayıştay mali olarak denetleye biliyordu. Bu kuruluşlar Varlık Fonu'na geçince denetleyemez hale geldi. Yani bu devasa mali fon tam olarak nasıl kullanılıyor ne için kullanılıyor? Bunlar meclise ne göndermek isterse o kadar denetlene biliyor. Ciddi anlamda bir denetim yok. Dolaysıyla uluslararası mali sermaye açısından da burada böyle bir güvensizlik unsuru olabilir" dedi.