23 Eylül 2024 Pazartesi

Alpay: Devletin dil politikası tekçidir

Dilbilimci Necmiye Alpay, Cumhuriyet döneminin tekçi politikaları yüzünden Türkçe dışındaki anadilleri üzerinde uygulanan baskıların bütün olumsuzluklarıyla birlikte devam ettiğini söyledi.
21 Şubat Uluslararası Anadili Günü. 1952 yılında Pakistan'ın Urdu dilinin Bangladeş halkının da resmi dili olduğunu ilan etmesi üzerine tepki olarak ortaya çıkan Bengal Dil Hareketi eylemlilikleri ve bu eylemliliklerin şiddetle bastırılması sonrası Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 21 Şubat'ı 1999 yılında Uluslararası Anadil Günü olarak kabul etti.
 
21 Şubat 1952, Bangladeş'in başkenti Dakka'da, Bengal Dil Hareketi mensubu birçok öğrencinin, Bengal alfabesiyle yazabilme ve Pakistan'ın Bengal dilini de resmi dil olarak tanıması talepleriyle yapılan bir protesto sırasında öldürüldükleri güne tekabül ediyor.
 
İlk kez 2000 yılında, dünya çapında kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla "Dünya Anadili Günü" kutlanmaya başlandı.
 
UNESCO raporuna göre; Dünyada 2500, Türkiye'de ise 18 dil kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya.
 
21 Şubat Uluslararası Anadili Günü üzerine ETHA'nın sorularını yanıtlayan dil bilimci Necmiye Alpay, 21 Şubat Uluslararası Anadili Günü'nün Türkiye açısından iki temel sorunu ifade ettiğini belirtti. Bunların, "1) Diğer tüm dünya dilleri gibi, Türkiye'de konuşulan dillerin de İngilizce karşısında gerileme kaydetmesi; 2) Cumhuriyet döneminin tekçi politikaları yüzünden Türkçe dışındaki anadilleri üzerinde uygulanan baskıların bütün olumsuzluklarıyla birlikte devam ediyor olması" olarak özetledi.
 
ANADİLİ KONUŞANLARIN İRADESİNE İHTİYAÇ VAR
 
Alpay, kaybolmaya yüz tutan dillerin kaybolmaması için yapılması gerekenleri, "Bir yandan kamu desteğine ve akademik kuruluşların çalışmasına, bir yandan da anadili konuşanların iradesine ihtiyaç var. Aksi halde, dayanışma duygularımız ve dil bilincimiz ne kadar güçlü olursa olsun, kayıpların imdadına yetişilemeyecektir" dedi.
 
Necmiye Alpay, devletin dil politikasının tekçi olduğunu belirterek, "Her ne kadar resmî azınlık statüsünde olan Rum ve Ermeni halklarının kendi anadillerinde eğitim görme hakları ve okulları varsa da uygulamada bu durum tüm yurttaşların bilincine, ilgisine ve sempatisine konu oluyor diyemeyiz. Tekçi politika, görmezden gelmek ya da yasaklamak anlamına geliyor. Bu arada, ülkemizde anadili olarak konuşulmamakla birlikte, eğitim dili olarak İngilizce'ye gösterilen rağbet de tekçi politikaları biraz tuhaf bir konumda bırakıyor!" diye belirtti.