Almanya SKB: Güvenli kürtaj haktır, yasaklanamaz
Güvenli, ücretsiz kürtaj hakkının yasaklanamayacağının altını çizen Almanya Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB), bedeni üzerindeki kararı ancak kadınların karar verebileceğini vurguladı.
Almanya Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB), güvenli kürtaj hakkına ilişkin açıklama yaptı. Kadın haklarının, özellikle de kadınların bedensel özerkliklerinin amansız zorluklarla karşı karşıya olduğu bu çağda, dünya çapında erişkin 753 milyon kadının kısıtlayıcı kürtaj yasalarının boyunduruğu altında yaşadığı belirtilen açıklamada, "Dünya çapında gerçekleştirilen tüm kürtajların yaklaşık yüzde 45'i hala önerilen tıbbi kurallara göre sağlıklı ve hijyenik ortamda gerçekleştirilmiyor ve güvenli olmayan bu prosedürler yılda 39 bin kadının ölümüne yol açtı. Güvenli kürtaj hakkına erişememek direkt olarak bir kadın cinayeti biçimini oluşturmaktadır. Kürtaj hizmetlerine yönelik kısıtlayıcı duruş veya tamamen yasaklamalar, kadınları ve hamile kalma kapasitesine sahip olan hiçbir bireyi istenmeyen hamilelikleri sonlandırmaya çalışmaktan alıkoymamaktadır. Bunun yerine, yaşamlarını tehdit eden koşullara zorlamaktadır" denildi.
Kürtaj hakkının kadının kendi bedeni üzerinde sahip olduğu, kişisel bir hak olduğunun altı çizilen açıklamada, "Erkek cinsiyetçi bir yaklaşımla, kürtajı toplumsal bir karar haline dönüştürme çabaları, kamusal bir tartışma, ahlaki bir durum gibi sunma politikaları, kadını baskı altına almanın farklı bir boyutudur. Kürtajın tamamen yasak olması dışındaki engeller; zorunlu bekleme sürelerinin dayatılması, zaman engelleri, psikolojik baskı, üreme sağlığı hizmeti arayanların karşılaştığı kalıcı damgalanma ve sosyal dışlanma olarak kendisini gösteriyor" ifadeleri kullanıldı.
BİRÇOK ÜLKEDE KÜRTAJ YA YASAK YA ERİŞİMİ OLDUKÇA ZOR
Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin birçoğunda ve bazı Güney Amerika ülkelerinde kürtajın tamamen yasak ya da kadının hayati tehlikesinden doğan durumlarla sınırlı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Rusya'da savaş döneminde daha fazla çocuk sahibi olmak istemeyen kadınların kürtaj haklarında giderek artan kısıtlamalarla karşı karşıya kaldığı belirtildi. ABD'de, kadınların kürtaj hakkını garantiye alan "Roe V Wade" yasasının 2022 yılı Haziran ayında iptal edildiği hatırlatılan açıklamada, "Kürtaj hakkında eyaletler yetkili kılındı. Avrupa'da ise Fransa kürtaj hakkının anayasal olarak güvence altına alındığı 'tek' ülke. Polonya'da 2022 yılında kürtajın bazı zorunlu haller dışında neredeyse tamamen yasaklanması son yılların en kitlesel eylemlerini doğurdu. Almanya'da kürtaj yapılıyor ama aslında yasadışı! Pratikte yalnızca 12. haftaya kadar, uzman danışmanlık sonrası mümkün ancak 1871'de Alman İmparatorluğu ceza kanununa dahil edilen ve Hitler faşizmi ile körüklenen paragraf 218'in bugüne kadar temel olarak değiştirilmemiş olması, burjuva toplumun temel ilkelerinden birinin patriyarkal çekirdek aile olduğunu gösteriyor. İngiltere'de kürtaj yasasına karşı, kilise ve piskoposlar, sürekli atak halindeler. Yasal süre olan 24 haftayı sürekli tartıştırarak, gündemde tutmaya çalışıyorlar. İtalya'da kürtaj kliniklerine kürtaj karşıtı eylemcilerin girişini öngören yeni düzenleme ile 90 güne kadar olan kürtaj hakkının fiili olarak engellenmesinin yolu açıldı" denildi.
AŞIRI SAĞCI, FAŞİST HÜKÜMETLER KÜRTAJ HAKKINA SALDIRIYOR
Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da da kürtajın yasal olmasına rağmen fiilen yasaklandığı ve kürtaja erişimin zorlaştığı vurgulanan açıklamada, ayrıca evli kadınların kürtaj olabilmesi için evli olduğu kişinin rızasını almaya zorlandığı gibi insan haklarına aykırı bir kanun hükmünün uygulandığı belirtilen açıklama, şöyle devam etti: "Macaristan 2022'de kurallarını sıkılaştırarak kürtaj olmak isteyen kadınlara önce 'fetüsün kalp atışlarını dinleme zorunluluğu' getirdi. İrlanda henüz 2018 yılında 12. haftaya kadar kürtaja izin vermeye başladı, o zamana kadar her yıl yaklaşık 3 bin kadın kürtaj için İngiltere'ye gitmek zorundaydı. Koyu katolik inancına sahip Malta, kürtajın tamamen yasak olduğu tek Avrupa Birliği üyesiydi. Geçtiğimiz yıl kadının 'yalnızca hayati tehlikede olması' durumunda kürtaja izin verilmeye başlandı ancak tecavüz ve diğer ciddi fetal anormallikler dahil olmak üzere diğer tüm koşullar altında yasadışı olmaya devam ediyor. Pek çok ülkede kürtaj yasadışı olmakla kalmayıp kadınlara ciddi cezai yaptırımlar uygulanıyor. Ülkelerde seçim dönemlerinde, ırkçı, dinci-gerici muhafazakar partilerin seçim vaatleri arasında kürtajın daha fazla kısıtlanması yer alıyor. Aşırı sağcı hükümetler iktidara geldiklerinde öncelikle, hamileliğin gönüllü olarak sonlandırılması hakkı yani kürtajı veya mevcut kürtaj yasasının kendisi tartıştırıyor.
'ERİŞİLEBİLİR, GÜVENLİ, ÜCRETSİZ KÜRTAJ HAKKIMIZDIR'
"Ancak, uluslararası kadın mücadelesinin güçlenmesi ile birlikte, dünyada son 25 yılda 50'den fazla ülke kürtaja erişimini kolaylaştırmak için yasalarını değiştirdi. Avrupa ülkelerinde kürtaj kısıtlamalarına, yasaklarına karşı kadın hareketinin geçmişten bugüne bir mücadele deneyimi var. Büyük mücadeleler sonucu kazanılan haklar bugün kadın düşmanı iktidarlara karşı sokağı kuşanan kadınların önünü açıyor. Bizler biliyoruz ki; kürtaj hakkının yasaklanması ancak ve ancak kadınların birleşik mücadelesi örülerek bertaraf edilecektir. Kadın bedeni, erkek egemen iktidarların kendi hegemonyalarını sürdürecekleri bir alan olamaz. Erkek egemen kapitalist sistemin kadın bedeni üzerinden nüfus planlaması yapmasına müsaade etmeyeceğiz. Çocuk isteyip istemediğimize, ne zaman ve kaç çocuk doğuracağımıza, kürtaj olup olmayacağımıza biz karar vereceğiz! Biz kadınlar kürtajın erişilebilir, ücretsiz ve sağlıklı koşullarda suç sayılmadığı yasal zemine ulaşana kadar ve ilgili yasaklar ortadan kaldırılana kadar mücadele edecek, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Tüm dünyaya haykırıyoruz: Erişilebilir, ücretsiz ve güvenli kürtaj hakkımızdır!"