24 Eylül 2024 Salı

AİHM üç mültecinin açtığı davada Fransa'yı suçlu buldu

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, mültecilere insani olmayan ve insan onurunu aşağılayan şartlar sunduğu gerekçesiyle Fransa'yı suçlu buldu. Mahkeme, Fransa'nın dava açan mültecilere tazminat ödemesine hükmetti.

Strasbourg kentindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Fransa'nın iltica etmek isteyenlere "insan onurunu aşağılayan kötü koşullar sunduğuna" hükmetti. 

DW Türkçe'de yer alan habere göre Mahkeme Fransa'da üç mültecinin devlete karşı açtığı davayı karara bağladı. AİHM, devletin davacı mültecileri sokakta yaşamaya mahkûm ettiğini ayrıca yaşamaları için gereken temel ihtiyaçları karşılamadığına hükmetti.

Fransa'nın söz konusu davada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin insanlık dışı ve onur kırıcı muameleyi yasaklayan 3. maddesini ihlal ettiğini belirten AİHM, iki davacıya 10'ar bin, birine de 12 bin 400 euro tazminat ödenmesini hükme bağladı.

Mahkeme kararında, Fransa devletinin 27, 33 ve 46 yaşındaki Afganistan, Rusya ve İranlı davacılara karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini vurguladı. Mahkeme davacıların "insan onuruna yakışmayan aşağılayıcı uygulamaların kurbanı olduklarını” ifade etti.

Yapılan açıklamada, söz konusu mültecilerin aylarca sokaklarda yaşamak zorunda kaldıkları, temel ihtiyaçlarını giderecek düzeyde bile devletten destek alamadıkları, her an saldırı ve hırsızlık tehlikesiyle karşı karşıya oldukları sokaklarda ve çadırda yaşamaya maruz bırakıldıkları belirtildi.

PARİS'İN ORTASINDA MÜLTECİ ÇADIRLARI
Mahkeme sorumlu makamların ancak aylar süren gecikmeyle iltica başvurusunda bulunanlara geçici ikamet izni tanıdığını da belirtti.

Mahkeme kararında 2007'den beri düzenli olarak artan mülteci ve göçmen sayılarının kamuya getirdiği idari yükün bilindiğini ve Fransa hükümetinin mülteciler için barınma ve başvuru işlemlerini hızlandırmak için gayret içerisinde olduğunun gözlemlendiğini de vurguladı.

Özellikle başkent Paris çevresinde pek çok göçmen kendi imkanlarıyla oluşturdukları barınak ve çadırlarda ya da otoyol kenarlarında yaşıyor. Çoğu dışarıdan gelecek desteğe muhtaç durumda. Binden fazla kişinin yaşadığı barınak ve kamplar zaman zaman düzenlenen polis baskınlarıyla dağıtılıyor.