20 Eylül 2024 Cuma

Adana'da KESK mitingi: Krizin faturasını ödemeyi reddediyoruz

Adana'da binlerce kişi krize karşı KESK'in düzenlediği bölge mitinginde bir araya geldi ve krizin faturasını ödemeyi reddettiğini haykırdı.
KESK'in daha önce Samsun ve İzmir'de gerçekleştirdiği krize karşı bölge mitingleri Adana ile devam etti. "Yoksulluğa, işsizliğe, güvencesizliğe karşı birlikte mücadele" şiarıyla Uğur Mumcu Meydanı'nda gerçekleştirilen mitinge katılan emekçiler, krizin yükünün emekçilere fatura edilmesine tepki gösterdi.
 
Adana'nın çeşitli bölgelerinden miting alanına yürüyen emekçiler iki noktadan alana giriş yaptı. Miting alanına girişte 3 HDP üyesi gözaltına alınırken mitinge Adana, Mersin, Hatay, Maraş, Kayseri, Niğde, Antep'ten emekçiler katıldı. KESK'in yanı sıra DİSK, TMMOB, Türk-İş'e bağlı TÜMTİS, Adana Tabip Odası, Adana Barosu, HDP, CHP, EMEP, Birleşik Haziran Hareketi, Halkevleri, ESP, SYKP, TÖP-G mitinge katıldı.
 
Emekçiler "KHK'ler gidecek biz kalacağız", "Krizin faturasını kabul etmiyoruz" sloganlarını haykırdı. Mitingde Yener Bulut ve Ümit Durak sahne aldı. Mitingde konuşan KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü İrfan Doğan, AKP iktidarının 16 yıl boyunca sermayeden yana politikalar izlediğini belirterek "Bu yüzden işçilerin, emekçilerin bu krizi yaratanlara bir borcu yoktur. Tam tersine yıllardır yaşadığı kayıplardan kaynaklı alacakları vardır" dedi.
 
KRİZİN FATURASINI YÜZDE 1 ÖDESİN
 
"AKP iktidarının, dünyanın emperyalist ülkelerinden aldığı kredileri dağıtarak sermayeye sermaye kattığını ifade eden Doğan, "Şimdi krizin bedelini biz emekçilere ödetmek istiyorlar. Hayır! Bu krizin bedelini biz emekçiler ödemeyeceğiz. Bedeli Krizi yaratan yüzde 1'lik kısım ödemelidir" diye konuştu.
 
KRİZİ BİZ YARATMADIK, FATURASINI DA BİZ ÖDEMEYECEĞİZ
 
Adana ve çevresinde eskiden fabrika dumanlarının yükseldiği yerlerde AVM'ler yükseldiğini dile getiren Doğan, "Adana'da İşsizlikte rekor kırıyoruz. İşçilerin, emekçilerin ücretleri artırılmadan, istihdam yaratılmadan, işten atmalar yasaklanmadan, temel tüketim mallarına yapılan zamlar geri alınmadan, tarım üreticilerine destek verilmeden, vergide adalet sağlanmadan çıkılacak bir krizden doğaldır ki emekçiler etkilenecektir. Onun içindir ki krizi biz yaratmadık, faturasını da biz ödemeyeceğiz diyoruz" şeklinde konuştu.
 
ASGARİ ÜCRETLİ 12 MİLYONUN SESİNE KULAK VERİLMELİ
 
12 milyon asgari ücretlinin sesine kulak verilmesi gerektiğini söyleyen Doğan, "Asgari Ücret Komisyonu, asgari ücreti vergiden muaf, en az 2 bin 800 TL açıklamalıdır" dedi. 2019 yılı için kamu emekçilerine yapılacak olan zammın en az yüzde 30 olması gerektiğini vurgulayan Doğan, 3600 ek gösterge, artan oranlı vergi diliminin sabitlenmesi, 2023 vizyon belgesi iptal edilerek tarikatlarla yapılan protokollerin iptal edilmesi, sözleşmeli, güvencesiz çalıştırmadan vazgeçilmesi taleplerini sıraladı.
 
SAVAŞA HARCANAN PARA EĞİTİME, SAĞLIĞA HARCANMALIDIR
 
"Savaş bir halk sağlığı sorunudur" dediği için TTB'ye açılan davaların geri çekilmesini isteyen Doğan, "TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Yaşar Ulutaş'ın aile hekimliği sözleşmesinin feshedilmesi kararının geri alınmasını istedi. TMMOB'nin üzerindeki baskılara son verilmesini isteyen Doğan, "OHAL inceleme komisyonu lağvedilmeli. KHK ile ihraç edilen tüm emekçiler derhal görevlerine dönmelidir. İşsizlik fonunda biriken para başka kurumlara veya kişilere aktarılmamalıdır. Savaş politikalarına son verilmelidir. Savaşa harcanan paranın eğitime sağlığa harcanması gerekir. Emeklilikte yaşa takılan 2.3 milyon emekçinin emeklilik hakkı derhal verilmelidir" dedi.
 
GEÇİNEMEZ DURUMA GELDİK
 
Miting alanında konuştuğumuz Genel-İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, işsizliğe, yoksulluğa karşı alanlarda olduklarını ifade etti. Krizi kendilerinin yaratmadığını söyleyen Göksoy, krizin faturasını ödememek için asgari ücretin 2 bin 800 lira olmasını talep ettiklerini söyledi. Belediye İşçisi Mezitli Genel-İş temsilcisi Serdar Gülmez de zamların ardından geçinemez duruma geldiklerini söyledi. Evlerine ekmek götüremez hale geldiklerini söyleyen Gülmez, "Borçlarımızı kredi ile kapatıyoruz. Bu yüzden 2 bin 800 lira asgari ücret istiyoruz" diye konuştu. En acil sorunlarının iş cinayetleri olduğunu ifade Recai Gerçe, krizin inşaat işçilerine işsizlik olarak yansıdığını ifade eden Gerçe, çalışan işçilerin de ücretlerini alamadıklarını belirterek krizin faturasını ödememek için alanda olduklarını söyledi. inşaat İşçisi Kazım Günbay, krizi kendilerinin yaramadığını belirtti. Geçimin her geçen gün daha da zorlaştığını söyleyen Günbay, yerel seçimlere giderken krizin yükünü reddetme mücadelesinin önemli olduğunu belirtti.
 
'KRİZİ İLİKLERİMİZE KADAR YAŞIYORUZ'
 
Ardından söz alan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, "Hayatımızın her alanını kabusa çeviren ve gittikçe derinleşen kapsamlı bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. İster mavi yakalı olalım ister beyaz yakalı, ister asgari ücretli olalım ister emekli, ister küçük esnaf olalım ister çiftçi hiç fark etmiyor. Faizden, ranttan beslenen yüzde 1'lik mutlu azınlık dışında kalan yüzde 99 olarak hepimiz ekonomik krizi iliklerimize kadar yaşıyoruz" dedi.
 
İşsizler ordusunun her gün büyüdüğünü söyleyen Bozgeyik, "Alış verişe, markete, pazara gittiğimizde, cebimizden çıkan para artıyor. Poşetlerimiz gittikçe küçülüyor. Gözümüzü her gün yeni bir zam haberine açıyoruz. Doğalgazdan elektriğe, sudan ulaşıma kadar her şeye uzanan zam kasırgası devam ediyor" diye belirtti.
 
İktidarın bin bir oyunla resmi enflasyon, işsizlik rakamlarını düşük gösterdiğini vurgulayan Bozgeyik, "En temel ihtiyaç maddelerinin yüzde elli zamlandığı koşullarda göstermelik olarak yapılan yüzde 10 indirim kampanyası ile hepimizi topyekûn kandırmaya çalışıyorlar. Faizden, ranttan, krizden beslenenlerin, milleti soyup soğana çevirenlerin sırtını sıvazlıyorlar. Ama kuru soğan üreticisinin ambarına, deposuna düzenledikleri baskınları  'stokçularla mücadele' diye yutturmaya çalışıyorlar. Yılın sonunda asgari ücretlinin, işçinin, kamu emekçisinin, emeklinin maaş zammını düşük tutmak için enflasyonu düşük göstermeye çalışıyorlar" diye kaydetti.
 
'KRİZİN FATURASI YOKSBUL HALKIN SIRTINA YIKILIYOR'
 
Bugün temel mesele ülkede yaşanan ekonomik krizin faturasının kime çıkarılacağı meselesi olduğunu söyleyen Bozgeyik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkeyi yönetenler her zaman olduğu gibi kendi yarattıkları krizin faturasını yine bize yıkmaya çalışıyorlar. Hem 'kriz, miriz yok, hepsi manipülasyon' diyorlar hem de krizin faturasını ücretli kesimler başta olmak üzere yoksul halkın sırtına yıkmak için her yola başvuruyorlar.
 
"Hem 'kriz, miriz yok, dış güçlerin, emperyalistlerin komplosu var' diyorlar. Hem de ülkeyi sanayiden imalata, tarım ürünlerine kadar dışarıya bağımlı hale getiren, borç batağına sokan, ucuz emek cennetine çeviren emperyalizmin ekonomi politikalarına, neoliberal politikalara daha çok sarılıyorlar. Açıkladıkları her paketten, mecliste görüşülen bütçe yasa tasarısından, ülkenin kaymağını yiyen yabancı tekeller başta olmak üzere büyük patronlara yeni teşvikler, vergi indirimleri müjdeleri çıkıyor.
 
"Emek karşıtı, doğa düşmanı, sermaye yanlısı neoliberal politikaları daha da acımasız bir şekilde sürdürmek için krizi fırsata çeviriyorlar.
 
"İşçilerin kıdem tazminatına, kamu emekçilerinin iş güvencesinin son kırıntılarına, kamusal emeklilik ve sosyal güvenlik hakkımıza göz koyuyorlar. İşten çıkarmalar, zorla ücretsiz izine çıkarmalar,  angarya çalıştırma, mesai ücreti, nöbet ücreti ödememe gibi çalışma hakkımızı ortadan kaldıran saldırılar gittikçe artırılıyor. Sağlıkta acil durumlar dışında malzeme kullanılması engelleyen düzenlemelerle hayatımız tehlikeye atılıyor."
 
Bozgeyik, "Emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı bizleriz. Emeğin birliği ve halkların kardeşliği için, bilimden yana, aydınlık bir gelecek için umut biziz. Yeter ki, yaşadığımız bu güzelim ülkeye özlenen baharı, beklenen aydınlığı getirmek için birlikte mücadele edelim" dedi.