30 Eylül 2024 Pazartesi

Adalet Nöbeti'nin 116.'sı tutsak Kürt gazeteciler için

İstanbul Adliyesi'nde devam eden hukukçuların Adalet Nöbeti bu hafta tutuklanan 16 Kürt gazeteci için gerçekleşti. Sansür yasasının sadece gazetecileri değil tüm toplumu hedef aldığı kaydedilen konuşmalarda, mücadelenin önemi vurgulandı. Gazeteciler, tutuklanan meslektaşlarının mirasını sürdüreceklerini yineledi. 

Hukukçular, Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde başlattığı ve 116 haftadır sürdürdükleri Adalet Nöbeti'ni bu hafta Diyarbakır'da tutuklanan 16 gazeteci için gerçekleştiriyor. Eyleme, HDP Milletvekilleri Züleyha Gülüm, Musa Piroğlu, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), DİSK Basın-İş üyeleri ile çok sayıda gazeteci katıldı. 

Söz alan Mezopotamya Gazeteciler Ajansı'nda Mehmet Aslan, Kürt gazetecilerin yıllardır baskı, zulüm, tutuklama ve katliamlara maruz kaldığını hatırlattı. Kürdistan Gazetesi'nin kurulduğu günden beri Kürt gazetecilere baskının hiç durmadığını belirten Aslan, "Kürtler için Kürt basını için her gün bu OHAL süreci oluyor. Bugün de bu sürece benzer süreci yaşıyoruz 16 gazeteci arkadaşımız tutuklandı. Bir miras bıraktılar, bu mirası taşımaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 

AV. AKBULUT: HALKIN TAMAMINA YÖNELİK BU TEHDİDİ DUYURMAK ZORUNDAYIZ
Adalet Nöbeti'nin şiarının bugünler de "Hepimiz Gezideydik" olduğunu hatırlatan ÇHD İstanbul Şube Başkanı Çiğdem Akbulut, "En temel haklarımızı en temel ve meşru yollarla aradığımız Gezi direnişinde evet hepimiz oradaydık. Siyasi iktidara ve onların bırakın hukuksuzluğunu düşmanca talimatlarıyla hareket eden kolluğuna karşı birlikte direndik, sözümüzü birlikte büyüttük. Direniş sırasında katledilen Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cöemrez Ethem Sarısuluk, Ali İsmailk Korkmaz, Ahmet Atakan, Hasan Ferit Gedik, Medeni Yıldırım ve Berkin Evlan'ın katillerinin kimisi hiç yargılanmadı, kimisine vicdanı dahi soğutmayan cezalar verilirken başka Berkinimizin avukat Can olmak üzere hak savunucuları ve aydınları sözde yargılama sonucu 18 yılla cezalandırılmak ve hapsetmek ancak Gezi'nin meşruluğunu gizlemeyi amaçlayan siyasi saikle açıklanabilir" dedi. 

Akbulut, şöyle devam etti: "Gezi kararı da Diyarbakır'da 16 Kürt gazetecinin tutuklanması da sansür yasasıyla hedeflenen yalnızca direnenleri ya da gazetecilere yönelik değil halkın tamamına yönelik bir tehdit olduğunu görmek anlamak ve duyurmak zorundayız."

DOĞAN: HABERİN ÖZNESİ OLDUK
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu adına söz alan Nezahat Doğan, ne hukukçuların adliyelerde hak savunuculuğu yapabildiğini ne de gazetecilerin sahada haber takip edebildiğini kaydetti. "Haberin öznesi olduk" diyen Doğan, AKP-MHP iktidarının son dönemde baskı politikalarıyla gazetecilik faaliyetlerini suç saydığının altını çizdi. Bu saldırılarla ilk kez karşılaşmadıklarını dile getiren Doğan, 2011 yılında "çözüm sürecinde" yapılan haberlerin 2015 sonrası suç sayıldığını, özellikle Kürdistan'da Kürtlere yapılan zulmü haberleştiren gazetecilerin hedef alındığına dikkat çeken Doğan, gazetecilerin tüm saldırılara karşı mücadeleyi sürdürdüğünü kaydetti. Doğan, şöyle devam etti: "Görünmeyen haberlerin görülmesi için tüm eylemlerde en ön saflarda yerini aldı. Sonucu ne oldu, yapılan eylemlerde gazetecilerin yaptığı haberlerin suç sayılması. Çünkü neden Türkiye'de sistem var olanın görülmemesi, yapılan işkenceni, baskının görülmemesi, özellikle Kürtlere yapılan saldırıyı,zulmün, ötekileştirilmenin görülmemesi için de özellikle Kürt basınına saldırıyı daha da yoğunlaştırdı. 

Biz gazeteciler tek değiliz, nasıl ki Gezi'de çevre, doğa, hava,  su, onun için herkes için bir araya geldi, toplandı ortak sesi yükselttiyse, kimliksiz bir direniş gösterdiyse Gezi'de bugün de burada adalet için, hukuksuzluklara karşı adalet için görevlerini yapan gazetecilerin görevlerin yapması için tekrar sahaya gazeteciliğe dönmesi için adalet nöbetleri yapılıyor. Biz de adalet nöbetlerine katılıyoruz ama bizim işimiz adalet nöbetlerine katılıp konuşmak değil. Var olan adalet nöbetini haberleştirmek, sormak, sorgulamak, sorgulatmak."

AVUKAT SÖGÜTLÜ: YALANLARI TUTMADI ÇÜNKÜ HALK GEZİ'DEYDİ
Demokrasi İçin Hukukçular adına söz alan Avukat Mustafa Söğütlü de Gezi için söylenen yalanları hatırlattı. Söğütlü, "Bu yalanlar halkta hiçbir karşılık bulmadı. Çünkü halk oradaydı, Gezi'deydi. Her şeyi gördü, deneyimledi" dedi.