25 Eylül 2024 Çarşamba

66 gün geçti hala kayıplar aranıyor

Depremlerin üzerinden iki ay geçmesine rağmen hala aileler enkazlardan çıkmayan yakınlarını arıyor. Antakya'daki İlke Apartmanı'nda 25 kişiye ulaşılamamasına tepki gösteren aileler "Kemik parçası bile çıkmadı" diye isyan etti.

Depremin üzerinden iki ay geçti, ancak hala depremzedeler kayıp  yakınlarını arıyor. Antakya'nın merkez Güzelburç Mahallesindeki İlke Apartmanında yaşayan 25 kişiye hala ulaşılamadı. Sosyal medya üzerinden seslerini duyuraya çalışan kayıp yakınları, "ölü ya da diri yakınlarımızı istiyorum" dedi.

'KARDEŞİM NEREDE'
Sarsıntının 28'inci saniyesinde yıkılan binadan onlarca kişinin cansız bedeni çıkarılırken, akıbeti hala bilinmeyen 25 yaşındaki Esin Kırık'ın da aralarında olduğu 25 kişiye ulaşılamadı.Esin Kırık'ın ağabeyi Emre Kırık, BirGün'den İlayda Kaya'ya yaptığı açıklamada, yıkılan binada kaldıkları dairenin sahibi olduklarını söyledi. Kırık, binadan 20 kişinin canlı çıkarıldığını ve Adana'ya götürüldüğünü aktardı, çıkarılmayan 25 kişinin ise canlı olabileceğini düşündüğünü belirtti. Kırık, "Bu kadar kayıp olunca enkazı tekrar tekrar kazdık ama kimse çıkmadı. Depremin 7'nci günü ise köpeklerle arattık. Enkazda kalma durumları sıfır. Enkaz şu an bile bizim kontrolümüz altında. Benim kardeşim nerede" sorusunu yönletti.

'KARDEŞİMİN AKIBETİNDEN KORKUYORUZ'
Emre Kırık, çalışmaların plansız yürütüldüğünü belirterek şunları anlattı: "Depremin 6'ncı saatinde kente vardım ve hiç kimse gelmedi. Yangın çıkmasına rağmen bölgede 2 gün sonra ekipler geldi. Biz içtiğimiz sularla yangını söndürmeye çalıştık. Profesyonel olmayan gönüllülerle alanda çalıştık. Şimdi de kendi çabamızla arıyoruz kardeşimi. DNA eşleşmesi yok, mezarlıklarda, morglarda, hastanelerde yok. Kardeşimin akıbeti bizi çok korkutuyor" diye konuştu.

'TC NUMARASINI NASIL SEHVEN BİLDİREBİLİRLER'
Esin Kırık emniyet sisteminden sorgulandığında Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde gözüktüğü de ortaya çıktı. Ağabey Kırık, şunları anlattı: "Oraya gittik ve sehven bildirdiklerini söylediler. Bir insanın T.C. numarasını nasıl sehven bildirebilirler? Bununla ilgili de suç duyurusunda bulunduk. Kardeşim orada da yok. Biz organ ticareti yapanların elinde olmasından korkuyoruz. Kardeşimi geri istiyoruz. 2 ay geçti geriye korkularımız kaldı."

APARTMANIN MALZEMESİNDEN ÇALINMIŞ
Cadde üzerindeki 5 apartmandan biri olan İlke Apartmanı yıkılırken diğer apartmanlar sağlam kaldı. İlke Apartmanı'nın neden yıkıldığı başlatılan soruşturma sonucunda ortaya çıktı. 2014 yılında yapılan İlke Apartmanı'nda malzemeden çalındığı ve çimentoda eksiklikler olduğu belirlendi. Apartmanın müteahhitti de tutuklandı.

'NEREYE BAŞVURDUYSAK KİMSE YARDIMCI OLMUYOR'
Antakya'nın Armutlu Mahallesi'ndeki evinde enkaz altında kalan Ali Topçu'ya geçen süreye rağmen ulaşılamıyor. DNA örneği veren aile, sokaklara astıkları fotoğrafıyla çocuklarını arıyor. Topçu'nun annesi Gülten Topçu, oğlunun Defne'deki evlerinde tek başına kaldığını belirterek, depremin ardından evin enkazının kaldırılmasına rağmen hala çocuklarından haber alamadıklarını söyledi. DNA ve kan örneği vermelerine, karakol ve adliyeye başvurmalarına rağmen çocuğundan haber alamadığını söyleyen anne Topçu, "Nereye başvurduysak haber yok. Kimse yardımcı olmuyor" dedi.

'ÖLÜSÜNE BİLE RAZIYIZ'
İlke Apartmanı'nda yaşayan Münevver Köse, Yakup Köse ve 8 aylık Abbas Yiğit Köse'ye depremin ardından ulaşılamadı. Yakup Köse'nin kuzeni Nur Köse, hastaneleri gezdiklerini ama bulamadıklarını anlatarak şunları söyledi: "İlk saatlerde çıkanlar oldu ama 6 gün yapılan çalışmalar boyunca da ama Yiğit'in Yakup'un ve Münevver'in ne ölüsü ne dirisi çıktı. Sağlıkçılarla iletişim kuruyoruz, her yere başvuru yapıyoruz ama hiçbir yerde ulaşamıyoruz. Dayım (Yakup Köse'nin babası) DNA örneği verdi ama hiçbir eşleşme yok. Oradaki binaların hepsi yeniydi. Tüm binalar sapasağlam dururken İlke Apartmanı direkt çöküyor. Binada yangın çıktığı için yanarak kül olmalarından da korkuyoruz ama kuzenim ve eşim nasıl çıkmaz diye düşünüyoruz. Bir kemik parçası bile bulunamadı. Öyle bir durumdayız ki artık ölüsüne bile razı olduk. Bari mezarları olsun istiyoruz. Aylardır gelmelerini bekliyoruz. Çalışmalar yeterli olsaydı şu an yakınlarımız yanımızda olurdu."