23 Eylül 2024 Pazartesi

6 aydır tutsak SGDF MYK üyesi Koyun'a sistematik tecrit işkencesi

6 aydır Eskişehir H Tipi Hapishanesinde tecrit işkencesiyle tutsak edilen SGDF MYK üyesi ve Yeşiller Sol Parti'nin Eskişehir Milletvekili adayı Müslüm Koyun'un, 24 Ekim'de 2. duruşması görülecek. Daha önce gerillaya yönelik kimyasal silah kullanımını protesto ettiği için devletin özel saldırdığı Koyun, 6 aydır görüşe çıkamıyor, telefon hakkını kullanamıyor; mektup, kitap, yayın, eğitim materyalleri verilmiyor. İlk duruşmada savunma hakkı engellenen ve mahkeme salonunda polislerin etten duvar örmesiyle ablukada tutulan Koyun için SGDF MYK üyesi Pektaş, "Müslüm'ün eylemine, faaliyetlerine, devrimci mücadelenin bütününe sahip çıkmak isteyenler olarak üstümüze düşen de Müslüm'ü olanca gücümüzle sahiplenmektir" dedi.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Müslüm Koyun, 6 aydır Eskişehir H Tipi Hapishanesinde tecrit işkencesi görüyor. Müslüm'ün yoldaşları 24 Ekim'de görülecek 2. duruşmasına katılma ve devrim mücadelesine sahip çıkmaya çağırıyor.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'na (SGDF) yönelik 30 Nisan sabaha karşı Eskişehir merkezli gerçekleşen gözaltı ve tutuklama saldırısında Müslüm Koyun gözaltına alınarak tutsak edildi. Dönemin Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eskişehir milletvekili adayı olan Koyun'un bulunduğu ev polisler tarafından talan edildi. Dört günlük gözaltı süresinin ardından tutuklanarak Eskişehir H Tipi Hapishanesine götürülen Koyun, çıplak arama ve tecrit işkencesi başta olmak üzere birçok hukuksuzlukla karşı karşıya kaldı.

ALTI AYDIR GÖRÜŞE ÇIKAMIYOR
Görüşçü talepleri "güvenlik gerekçesi" bahanesiyle reddedilen Koyun, aylardır görüşe çıkamıyor, telefon hakkı engelleniyor; müşahede denilen son derecek kötü hücrelerde tutuluyor, avukat hakkı kısıtlanmaya çalışılıyor, kitap ve mektup verilmiyor, yayınlara ulaşamıyor; mahkemede de aynı tecride uğruyor.

Koyun'a yönelik sistematik saldırıların nedeni ise gerillaya kimyasal silah kullanılmasını Eskişehir sokaklarında protesto eden gençlerden biri olması. 25 Kasım sabaha karşı 8 devrimci gençle birlikte evi basılarak gözaltına alınan Koyun, 28 Kasım'da tutuklanarak aynı hapishaneye götürüldü. İki aylık tutsak kalan Koyun'a bu süreçte de çıplak arama işkencesi dayatıldı, tecride maruz kaldı.

5 YILDAN 10 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENİYOR
Hakkında 115 sayfalık iddianame hazırlanan Koyun için "örgüt üyeliği" iddiasıyla 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası isteniyor. 14 Eylül 2023'te ilk kez hakim karşısına çıkarılan Koyun, mahkeme salonuna kelepçeli getirildi, mahkeme başkanı sürekli bağırarak savunmasını engelledi, davayı izlemeye gelenlere baskı uygulandı, Koyun'un etrafına polisler etten duvar örerek izleyicilere selam vermesi dahi engellendi.

SGDF MYK üyesi Senem Pektaş, Koyun'un hedef gösterilmesini, hapishanede maruz kaldığı işkenceyi, mahkemede yaşananları ETHA'ya anlattı.

'DEVLET ÖZEL OLARAK YÖNELİYOR'
Eskişehir'in İç Anadolu kenti olduğunu ve devrimci mücadelenin kuvvetli olmadığına dikkat çeken Pektaş, devletin kentte herhangi bir hareketlenme, gençliğin dinamizminde bir artma gördüğünde özel bir yönelime girdiğini belirtti. Sosyalist gençliğin mücadelesini yürüten Koyun'un Eskişehir'de sokak sokak çalışmalara katıldığını, emekçi semtlere gittiğini özellikle de milletvekili adaylığı sürecinde yoğun bir şekilde halkla çalıştığını, sorunlarının çözümü için adım atmayı planladığını hatırlatan Pektaş, "Devlet de bunu gördüğü için özel olarak yükleniyor" dedi.

Koyun'un ilk hedefleştirilmesinin kasım ayında işgalci Türk devletinin gerillaya yönelik kimyasal silah kullanımını meşaleli yürüyüşle protesto etmesiyle başladığını söyleyen Pektaş, "Müslüm üç yurtsever, devrimci gençle tutuklandı ve aynı hapishaneye götürüldü. Çıplak arama işkencesi dayatıldı. İki ay boyunca mektuba, kitaba ulaşması engellendi, görüşçü yazdığı herkes reddedildi. İki ay boyunca tecritte kaldı. Ancak o koşullardan daha güçlü çıktı, hemen çalışmalara katıldı" ifadelerini kullandı.

'DEVLET MÜSLÜM'DEN HINCINI ALAMADI'
"Müslüm mücadele inadını sürdürdüğü için devlet hıncını alamadı" diyen Pektaş, "Müslüm Anadolu Üniversitesi gazetecilik bölümü öğrencisi. Evi onlarca çevik kuvvet polisiyle basıldı, polis evdekilerin başında silahlarla bekledi, koltuk minderlerinden halıların arasına yapılan aramayla ev harap edildi. Altı aydır tutsak. İlk tutuklandığından beri müşahede denilen tutsakların koğuşa geçmeden 3-5 gün bekletildiği, ışık alışı sınırlı odalarda tutuluyor. Devrimci tutsakların yanına geçmesi engelleniyor. Bunun için hem Müslüm'ün hem de İHD'nin avukatları başvurdu ama reddedilmek bir yana idare cevap da vermiyor. Kitaplarına ulaşamıyor; kimisi altı çizik, kimisinin ucu kıvrık diye verilmiyor. Eğitim materyalleri verilmiyor. Yani eğitim hakkı da gasp ediliyor" dedi.

Türkiye ve Kürdistan hapishanelerindeki tecridin Koyun'a da yoğun şekilde uygulandığını söyleyen Pektaş, görüşçü talepleri reddedilen Koyun'un aylardır tek bir görüşe çıkmadığını söyledi. Pektaş, "Telefon hakkında da faydalanamıyor. Dış dünyayla ilişkisi kesilmiş durumda. Hapishanede maruz kaldığı hak ihlalleri mahkeme salonunda da yaşandı. Hapishane idaresinin tavrının aynısını mahkeme başkanı da sergiledi. Tek amaç var bir genci devrimci mücadeleden koparmak, iradesini kırmak" ifadelerini kullandı.

'MAHKEME SALONUNA KELEPÇEYLE GETİRİLDİ'
Koyun'un ilk duruşmasında yaşananları şöyle aktardı Pektaş: "Mahkeme salonuna kelepçeli getirildi. Mahkeme başkanı savunmasını yapmasını engelledi. Sürekli ayağa kalkarak bağırarak konuşan bir mahkeme başkanı düşünün. Müslüm'ün, şu anda yaşanan mevcut durumun sorumlusunu söylemesine izin verilmedi. Nitelikli savunma hakkı gasp edildi. Müslüm'ün avukatlarının da savunma yapması mahkeme başkanı tarafından engellendi.

"Müslüm aylardır görüşe çıkmadığı için hem o bizi hem de biz onu görelim diye duruşmaya katılmak istedik. 15-20 kişi alacağını söyleyen mahkeme başkanı salona 50-60 çevik kuvvet doldurdu. Hem Müslüm'ü ve avukatların savunma yapamayacak hale getirmek, hem de izleyicileri germek amacıyla. Mahkeme başkanı izleyicileri de basını da sürekli dışarı atmakla tehdit etti. Basın emekçilerine 'sen niye geldin' dedi. Öte yandan Müslüm'ün dosyasında bulunan tanıkları kendileri talep etmelerine rağmen, tanıkları dinlemeyi reddetti. Ve bir gerekçe göstermedi. Salona gelmeyen tanıkları da dinlemeyeceğini söyledi. 'Tanık işi bitti' dedi. Bir gerekçe olmadan duruşmayı erteledi."

'MÜSLÜM NEZDİNDE GENÇLİĞİN DEVRİMCİ MÜCADELESİNE SAHİP ÇIKALIM'
Mahkeme heyetinin, siyasi polisin ve hapishane yönetiminin bir devrimci gencin iradesini kırmak ve mücadeleden koparmak için özel bir çabaya giriştiğinin altını çizen Pektaş, şu çağrıyı yaptı: "Müslüm'ün eylemine, faaliyetlerine, devrimci mücadelenin bütününe sahip çıkmak isteyenler olarak üstümüze düşen de Müslüm'ü olağanca sahiplenmektir. Herkesi 24 Ekim'de Eskişehir'de 09.00'da görülecek duruşmaya katılmaya, Müslüm nezdinde bütün gençliğin mücadelesine sahip çıkmaya çağırıyoruz."