30 Eylül 2024 Pazartesi

36. yılında Sultanahmet'ten seslendiler: İyi ki İHD var

Kuruluşunun 36. yılında Sultanahmet meydanında açıklama yapan İHD, işkenceye ve hak ihlallerine karşı, askeri darbe anlayışına karşı mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizdi. 

İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) kuruluşunun 36. yılında İstanbul Şubesi basın açıklaması düzenledi. '80 askeri darbesi sonrası ağır ve sistematik işkencelerin uygulandığı askeri hapishanenin olduğu Sultanahmet meydanında yapılan açıklamaya İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Cumartesi Anneleri, TİHV ve çok sayıda kişi katıldı. 

"İHD 36 yaşında, iyi ki var. İnsan hakları mücadelemiz sürüyor" pankartının açıldığı ve "Çocuk istismarına dur de", "Failler belli kayıplar nerede", "Susma, suça ortak olma", "Kadın-trans cinayetleri politiktir", "Direnmek haktır", "Nefret ve savaş söylemlerini durdurun", "Kayıplarla buluşma mekanımızdan vazgeçmeyeceğiz", "Savaşa hayır barış hemen şimdi", "Düşünce ve ifade özürlügü önündeki engeller kaldırılsın", "Özgürlük, eşitlik kardeşlik, barış kazanacak", "Örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırılar durdurulsun" yazılı dövizler taşındığı eylemde ilk olarak İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri söz aldı.

YOLERİ: 36 YILDIR MÜCADELE EDİYORUZ
36 yıldır insan hakkı ihlallerine karşı tepki vermeye, önlemeye çalıştıklarını söyleyen Yoleri, başta yaşam hakkı ihlali yaratan iktidar anlayışı ve politikalarının değişmesi için çaba sarf ettiklerini dile getirdi. Bunun için onbinlerce insanın mücadele ettiğine dikkat çeken Yoleri, sadece İHD değil birçok kurumun bu mücadelede yer aldığını söyledi. İHD'nin bugünkü haliyle 28 şube ve 8 temsilciliğiyle, değişik şehirlerde örgütlenmesiyle hak mücadelesini doğrudan sürdürdüğünü belirten Yoleri, "Tüm insan haklarıyla ilgili konularda çalışıyor İHD. Hak ihlaliyle değil bugün yaşanan yaşandığını düşündüğümüz tüm hak ihlallerine karşı mücadele ediyoruz dünyada tanımlanmış 183 hak ihlali var ve biz tüm bu hak ihlallerinin korunması için mücadele ediyoruz" dedi.

'YAŞAM HAKKİ İHLALLERİ VE İŞKENCE GÜNDEMDE'
Özellikle çevre savunusu yapılırken, mültecilerle ilgili hak savunuları yapılırken  dünya ölçeğindeki sonuçlarının çok net görüldüğünü kaydeden Yoleri, "Türkiye'de yaşanan ağır hak ihlallerinin  belli başlıklarda çok daha yoğunlaştığına tanıklık ediyoruz. Örneğin yaşam hakkı ihlalleri. Türkiye'de İHD kurulduğunda en çok tartışılan konulardan biriydi. Örneğin işkence, yine dernek kurulduğunda en çok tartışılan konulardandı. Örgütlenme ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılar ve saldırılar da öyle. Aradan 36 yıl geçti bunca mücadele farkındalığının yarattığı önemli, olumlu sonuçlar var. Ama hala temel haklarımıza yönelik ciddi hak ihlalleri devam etmekte" dedi.

'KAYIP YAKINLARININ MÜCADELESİ ENGELLENİYOR'
Raporlamayla hak ihlallerini görünür kılmaya çalıştıklarını dile getiren Yoleri, son dönemde en çok tartışılan ve en önemli taleplerinden birinin gözaltında kayıplara karşı mücadeleye yönelik yapılan eylemler ve hukuka aykırı yasaklamalar olduğunu dile getirdi. "Kayıp yakınlarının adalet mücadelesinin hala engellenmesiyle karşı karşıyayız" diyen Yoleri, hafıza mekanı Galatasaray'ın hala kayıp yakınlarına yasak olduğunu vurguladı. Kayıp yakınlarının son kişi bulunana kadar bu haklı mücadeleden vazgeçmeyeceğini ekleyen Yoleri, devletin bu bakış açısının değişmesi gerektiğini vurguladı.

Kendisini "Cumhurbaşkanlığından" diyen tanıtan biri tarafından bir hafta önce derneklerine telefon geldiğini ve taleplerini sorduğunu aktaran Yoleri, Galatasaray'ın özgürleşmesini istediklerini kaydetti. Yoleri, "2011 yılında kabul edip konuştuğunuz, haklılığına inandığınızı söylediğiniz, kayıpların bulunması için elinizden geleni yapacağınızı söylediğiniz kayıp annelerinin hakikat mücadelesini engellemekten vazgeçin dedik" ifadelerini kullandı.

'MÜLTECİLER İÇİN DE İNSAN ONURUNA YARAŞIR BİR YAŞAM İSTİYORUZ'
Mültecilerin yaşadığı ağır sorunların çözülmesini de istediklerini söyleyen Yoleri, "Bu ülkede bulunan ve sayıları aslında tam olarak açıklanmayan biliyorsunuz hep kayıtlı olan mültecilerin sayıları açıklandı. Avrupa'ya karşı söz söyleneceği zaman yetkililer 9 milyon mülteciye bakmaya çalışıyoruz diyor, ama bir hak talebi söz konusuysa 5 milyon civarında mülteci yaşıyor diye tarif ediyor. Herkes için insan hakları savunusunu yapıyoruz. Herkesin farklı ama eşti olduğunun savunusunu yapıyoruz. Bu ülkede yaşayan kim olursa, hukuki statüsü ne olursa olsun insan onuruna yaraşır bir yaşamın bu kişilere sağlanması devletin sorunudur" dedi.

'HAPİSHANELERDE HAK İHLALLERİ ARTIYOR'
Tutsakların maruz kaldığı hak ihlallerine dikkat çeken Yoleri, "Hapishaneler aşırı dolu ve Adalet Bakanlığı'nın verileriyle ifade edebiliyoruz. Hapishanelerde yaşanan sorunların çözümünü beklerken, işkencenin, yaşam koşullarının iyileştirilmesini beklerken, ayrımcılık sorunlarının giderilmesini beklerken yeni tip hapishaneler yapılıyor. S Tipi Hapishaneler yetmedi Y Tipi Hapishaneler gündemde. Adalet Bakanlığı, S Tipi Hapishanelerinin daha ağır tecrit uygulanacak şekilde dizayn edileceğini söylüyor, Y Tipi Hapishanelerinin daha ağır olacağı söyleniyor" dedi. 

651'i ölüm sınırında bin 517 ağır hasta tutsağın olduğunu ve bu sayının İHD'nin ulaşabildiği hasta tutsaklardan oluştuğunu, sayının daha çok olduğunun altını çizen Yoleri, F Oturması eylemlerinde hasta tutsakların maruz kaldığı ihlalleri kamuoyuna sunmaya çalıştıklarını söyledi. Ayağı ve eli olmayan tutsakların bir araya konularak ihtiyaçlarını gidermesinin istendiğine dikkat çeken Yoleri, "Bütün hapishanelerdeki hak ihlallerinin önlenmesini istiyoruz" vurgusu yaptı. "Sırf Marmara Bölgesi Hapishanelerinden 2021 yılı içinde sadece derneğimize yapılan 326 başvuruda 6 bin 222 ihlal tespit edilmiş durumda. Aradaki açığı görüyorsunuz. Yine 2021 yılının ilk üç ayında 186 başvuruda 2 bin 985 ihlal tespiti yapılmış durumda. Basından elde edilen ihlallerle toplandığında 2021'nin ilk üç ayında 3 bin 608 ihlal bildirilmiş durumda sadece Marmara Bölgesi Hapishanelerinden" diyen Yoleri, sorunun son derece büyük olduğunu da ekledi. 

'İHD'NİN BİRÇOK ÜYESİ ÖLDÜRÜLDÜ'
Yoleri son olarak hak savunuculuğu mücadelesinin son derece zorlu ve baskı altında yürütüldüğüne dikkat çekti. Çok sayıda İHD üyesinin bu mücadelede yaşamını yitirdiğini anımsatan Yoleri, onları saygıyla andıklarını söylerken, bugüne dek çalışmalarda yer alan, emek harcayan tüm mücadele arkadaşlarına da teşekkür etti. 

KESKİN: DARBE SONRASI DARBEYE KARŞI KURULAN İLK ÖRGÜTÜZ
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin de "Askeri darbe sonrası kurulan ilk sivil toplum örgütü.  O dönem askeri darbecilerin getirdikleri yeni sistem nedeniyle cezaevlerinde olan, çocukları işkence gören idam edilen insanların aileleri kurdu bu derneği bir grup aydınla birlikte" diyerek derneğin kuruluş amacını ve sürecini hatırlattı. 

İHD'nin her zaman savaşa, militarizme, ırkçılığa, homofobi, transfobiye, erkek egemenliğine karşı mücadeleye devam ettiğini söyleyen Keskin, "Ancak bugün İHD'nin kuruluş nedeni olan askeri darbeciler ve onların yaptığı anayasa hala yürürlükte. Bugün iktidarda olan ya da olmayan, ya da gelecekte olacak olan hiçbir partinin militarizmden, askeri darbeden şikayet etme hakkı yok. Çünkü onlar askeri darbeci Kenan Evren tarafından hazırlatılan anayasayı hala değiştirmediler. Biz o darbeciler tarafından yapılan anayasayla yönetiliyoruz. Bir darbe hukuku gündemde o nedenle Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, LGBTİ+'lar, kadınlar baskı altındalar. Çünkü biz militarist sisteme karşıyız. İHD'nin kuruluş nedeni bu militarist sistem. Öncüllerimiz olan bu yolda canını yitiren Vedat aydın'ı, Musa Anter'i, Leman Fırtına'yı; onların şahsında tüm kaybettiğimiz insanları anmamız gerekiyor. İyi ki İHD var" ifadelerini kullandı.

TİHV: İŞKENCEYLE MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ
Son olarak TİHV adına Süheyla Ağkoç söz aldı. Konuşmakta güçlük çeken Ağkoç, ailesinin darbeciler tarafından katledildiğini aktardı ve şöyle devam etti: "Çocukları için mücadele eden annelerin, babaların, dostların dayanışmasıyla bugüne geldik. İyi İHD var. Gönül ister ki işkencesiz bir dünyada, başta yaşam hakkı olmak üzere ihlallerin olmadığı bir dünyada yaşayalım. Bunun için mücadele etmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz, kuşaktan kuşağa aktarılan bu gelenek inanıyorum ki bizden sonraki nesillere de bayrak olarak devam edecek. TİHV 30 yılı aşkın bir süredir işkence ve kötü muamelenin tedavisi ve rehabilitasyon, dökümantasyonuyla ilgileniyor. TİHV bu alanda da mücadelesine devam edecek. İşkencesiz bir dünyaya inancımla umudumla sizleri selamlıyorum."