1 Ekim 2024 Salı

23 Nisan'da gözaltında kaybedilen, işkencede katledilen çocuklar anıldı

Cumartesi anneleri 891. hafta açıklamasında 23 Nisan vesilesiyle işkencede katledilen, gözaltında kaybedilen çocukları andı. Adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizen kayıp yakınları, "23 Nisan vesilesiyle bir kez daha hatırlatıyoruz: Onlar sayı değil çocuktu" dedi. 

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini soran ve faillerin yargılanması için yıllardır mücadele eden kayıp yakınları bu hafta 23 Nisan'da bayram kutlayamayacak işkencehanelerde katledilen, gözaltında kaybedilen çocukları andı. 

'ADALETİN SAĞLANMASI TALEBİMİZ KARŞISIZ BIRAKILDI'
Covid-19 salgını nedeniyle bu haftada online yapılan açıklamanın metnini Sevinç Koçak okudu. 1992-1997 yılları arasında Batman, Bitlis, Bingöl, Cizre, Dargeçit, Dersim, Şırnak, Kulp, Nusaybin, Yüksekova, Silopi, Bismil, Silvan, Kızıltepe, Diyarbakır ve Lice'de 27 çocuğun gözaltında kaybedildiğini kaydeden Koçak, "Dersim Mirik Mezrası'nda ailesiyle birlikte kaybedilen 3 yaşındaki Dilek Serin, Şırnak'ta kaybedilen 12 yaşındaki İlyas Diril, Yüksekova'da kaybedilen 13 yaşındaki Münir Sarıtaş, Lice'de kaybedilen 14 yaşındaki Metin Budak, Kulp'ta kaybedilen 15 yaşındaki Ümit Taş ve gözaltında kaybedilen onlarca çocuğun akıbetinin açıklanması ve adaletin sağlanması talebimiz bugüne kadar karşılıksız bırakıldı" dedi.

'FAİLLER KORUNUYOR'
Kaybedilen çocukların nasıl gözaltına alındığı, nasıl kaybedildikleri tanık ifadelerinde, savcılık iddianamelerinde, mahkeme tutanaklarında, AİHM kararlarında ve Meclis raporunda tüm ayrıntılarıyla yer aldığına dikkat çeken Koçak, "Buna rağmen kamu görevlileri hakkında etkili bir cezai soruşturma yürütülmüyor, çocuklar değil failler korunuyor ve failler cezasızlıkla ödüllendiriliyor. İlgili makamlar, adalet arayışındaki ailelerin ve insan hakları savunucularının  tüm başvurularına 'Bu çocukları biz almadık, bizde yok' cevabı verdi" diye konuştu. 

'ONLARI ÖLÜM KUYULARINA KİM ATTI'
Koçak, şöyle devam etti: "O zaman söyleyin bize; güvenlik güçleri tarafından tanıklar önünde gözaltına alınan ya da Hizbullah tarafından kaçırılan bu çocuklara ne oldu?  Güvenlik güçleri ve onların desteklediği gruplar değilse bu çocukları kim kaybetti? Davut Altunkaynak ve Seyhan Doğan'da olduğu gibi onları ölüm kuyularına kim attı? 

'ONLARCA ÇOCUĞUN KÜÇÜK BEDENİN KİM MEZARSIZ BIRAKTI'
Metin Budak gibi işkence görmüş bedenlerini gizlice kim gömdü? Onlarca çocuğun küçük bedenini kim mezarsız, mekânsız bıraktı? Bütün bu vahşi uygulamaları kim yaptı? 

'GALATASARAY'DAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Biz hakikat adına, adalet adına, vicdan adına bu soruları sormaya devam edeceğiz. Kaç yıl geçerse geçsin gözaltında kaybedilen çocuklar için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 192 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz.

'ONLAR SAYI DEĞİL ÇOCUKTU'
Dilek Serin 3 yaşındaydı. Davut Altunkaynak 12 yaşındaydı. İlyas Diril 12 yaşındaydı. Abdulaziz Gasyak 12 yaşındaydı. Vezir Tarhan 12 yaşındaydı. Seyhan Doğan 13 yaşındaydı. Münir Sarıtaş 13 yaşındaydı. Metin Budak 14 yaşındaydı. Ahmet Dansık 14 yaşındaydı. Nuri Dayan 14 yaşındaydı. Servet İpek 15 yaşındaydı. Çayan Çiçek 15 yaşındaydı. Ümit Taş 15 yaşındaydı. Ahmet Akbaş 15 yaşındaydı. Ahmet Sanır 15 yaşındaydı. Fatih Kaya 15 yaşındaydı. Zeki Diril 16 yaşındaydı. Nedim Akyön 16 yaşındaydı. Faruk Aksan 16 yaşındaydı. Lokman Kaya 16 yaşındaydı. Mahmut Abak 16 yaşındaydı. Mehmet Zeki Akyıldız 16 yaşındaydı. Orhan Yakar 16 yaşındaydı. Yahya Akman 16 yaşındaydı. Sabah Oruç 17 yaşındaydı. Yılmaz Gümüş 17 yaşındaydı. Deham Güney 17 yaşındaydı. 23 Nisan vesilesiyle bir kez daha hatırlatıyoruz: Onlar sayı değil çocuktu."